Yenigün Gazetesi
“Özgürce” Makale Yazısı
28 Mart 2012
Başbakan yanılıyor
Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kesintisiz 8 yıllık öğretim darbecilerinin zorlaması ile 28 Şubatçıların zoru ile deyip duruyor.
Yanılıyor.
Güneş Gazetesi başyazarı öğretmen meslektaşım çok güzel, tarihleriyle bir yazısında okurlarına 23 Mart 2012 Cuma günü sundu. Ben de aynen sunuyorum. 8 yıllık kesintisiz öğretim kararının nasıl alındığını göreceksiniz.
İşte o güzel yazı.
8 YILIN SIRRI
Herhalde birileri Başbakan Erdoğan’ı kandırıyor.
Çünkü Sayın Başbakan; 8 yıllık zorunlu eğitim için ‘Darbe döneminin ürünü, ideolojik, zorla kabul ettirildi’ anlamında konuşuyor.
Ama gerçekler hiç böyle değil.
Eğitimciler bilir ki, Türkiye’de zorunlu öğrenim süresinin 8 yıla çıkarılması, ilk kez 2-10 Aralık 1946 tarihinde yapılan 3. Milli Eğitim Şurası’nda gündeme geldi. Lakin olanaksızlıklar buna imkan vermedi.
İlköğretimin 8 yıla çıkarılması kararı; 28 Şubat sürecinde değil; ondan önceki Ana-Yol Hükümeti denilen Anavatan Partisi ile Doğru Yol Partisi’nin kurduğu koalisyon hükümeti döneminde alındı. Bu kararı da siyasetçiler değil, eğitimciler verdi. Bunun için 13-17 Mayıs 1996’da, Ankara’da 15. Milli Eğitim Şurası toplandı.
O şurada şu anki TBMM Başkanımız AKP’nin ağır toplarından Cemil Çiçek de yer almıştı. Eğitimcilerin önerisiyle ilköğretimin zorunlu ve kesintisiz olarak 8 yıla çıkarılması kararı alındı.
Şura’nın açılış konuşmasını yapan dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz; Avrupa Birliği’ne uyum için zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması gereğinden de söz etti.
SAĞ PARTİLERİN KARARI
Yani 8 yıllık zorunlu eğitim ideolojik bir kaygıyla değil, Avrupa Birliği ölçüleri dikkate alınarak iki sağ parti tarafından benimsendi ve bunun 12 yıla çıkarılması da tavsiye edildi. 8 yıllık zorunlu eğitimle, öğrencilerin mesleğe 5 yıl sonunda değil, 8 yıl sonunda yönlendirilmesi kabul edilirken; daha eğitimli bir işgücü yaratmak düşünülmüştür. Çünkü; sanayi işletmelerinden de bu yönde istekler gelmiştir.
En önemlisi de zorunlu eğitimi 8 yıla çıkaran kararı ordu darbe yaparak kabul ettirmedi. Bu konu bir yasa tasarısı olarak, TBMM’ye getirildi. Yasa teklifi Meclis’te tartışıldıktan sonra, 17 Ağustos 1997’de, 242 ret oyuna karşılık 277 evet oyu ile kabul edildi.
O gün Meclis’ten çıkan kararı kabul etmez isek, TBMM’yi yasadışı bir kurum ilan etmiş oluruz. Bu tutum; bugün AKP’nin egemen olduğu TBMM’den çıkan yasaları da birilerinin yasadışı ilan etmesini gündeme getirebilir.
Nasıl bugün TBMM’den çıkan kararı milletin iradesi diye görüyor isek, 17 Ağustos 1997’deki Meclis kararını da böyle saygın bir karar olarak yorumlamak zorundayız.
Zorunlu eğitimi kesintisiz biçimde 12 yıla çıkarmak; AKP iktidarının en önemli kararlarından biri olacaktır. Bir eğitimci olarak rahatlıkla söylüyorum: İşin içine ideolojiyi sokarak, bu eğitimi parçalara ayırmanın eğitim pedogozisiyle de eğitim psikolojisiyle de ilgisi yoktur.
Tekrar buluşmak dileğiyle…
Sevgiler saygılar…