Yenigün Gazetesi

“Gülce” Makale Yazısı

27 Mart 2012

Sayın Durman'a çok teşekkür

Gerçekten çok geç kalmış bir teşekkür bu. Özür diliyorum. Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel İlköğretim Okulu Müdürlüğü’ne atanıp, okulu 1964-1965 Eğitim-Öğretim Yılı’nda açtığımda, okul binası iskelet halindeydi. Yolu, suyu hatta duvarı yoktu. Hatta telefonu bile yoktu. Çok kısa denecek bir şekilde hepsi yapıldı. Okul, örnek okul haline getirildi. Katkısı olanlara, her zaman teşekkür ediyorum. Çoğu rahmetli olanları da hayırlı dua ile anıyorum.

Bu okulun öğrencilerinden biri İbrahim Tekeoğlu, Prof. Dr. olmuş. Van Üniversitesi’ndeymiş. Haberim bilgim yok.

Çok iyi insanlarımızdan biri olan çiftçi Alaattin Tekeoğlu yazıhaneme Çek İşhanı’na geldi. Üzgündü.

“Size önemli bir ricam var. Siz halledersiniz dediler. Bir oğlum İbrahim Van Üniversitesi’nde Fizik Prof. Küçüğü Bursa Mustafa Kemal Paşa’da doktor. 3 numara kızım evli. Emekli öğretmen. Anneleri rahmetli oldu. Yalnız kaldım. İbrahim Sakarya Üniversitesi’ne gelsin istiyorum.”

Hemen ciddi dostum, başarılı SAÜ Rektörü Prof. Mehmet Durman’ı telefon ile aradım.

“Sayın rektörüm çok önemli bir ricam var. Eski öğrencilerimden biri Van Üniversitesi’nden Fizik Prof. Anneleri ölmüş. Babaları çok iyi insan Alaattin Bey yanımda. Buraya aldıramaz mıyız?” dedim.

“Bana 5 dakika müsaade. Ankara ile YÖK’le görüşeyim, ben sizi ararım” dediler.

Ve çok geçmeden aradılar.

“Tamam sayın hocam; Prof. Dr. İbrahim Tekeoğlu’nun bir hafta içinde ataması yapılacak. Gelecek, görece başlayacaklar.”

Dedikleri gibi gelmişler. Çok bilgi sahibi oldum.

Bugüne kadar ne Alaattin Bey’i, ne oğlu İbrahim’i göremedim.

Yanılmıyorsam 1 hafta içinde yani 3 ay kadar önce gelip başlamışlar. Hem Devlet Hastanemiz’de doktorluk, hem Tıp Fakültesi’nde Öğretim Üyeliği yapıyorlarmış.

Bir öğrencimin Prof. olmasına elbette çok sevindim. Bir öğrencim de Prof. Ahmet Özata Eskişehir Üniversitesi Dekanı zaman zaman öğrencim eşleri Zeliha ile arıyorlar. Vefalılar. Galiba Ahmet yakında emekliye ayrılacakmış. Kız Meslek Lisesi Müdürü eşleri öğrencim Zeliha 3 yıl kadar önce emekli olmuşlarmış.

 

Sayın çok başarılı Rektörlük dönemi geçiren Prof. Dr. Mehmet Durman’a Tekeoğulları için, kendisi için çok teşekkür ediyorum. Sağolsunlar, ilgilendiler, bilgi verdiler. Dertli baba çok iyi insan Alaattin Tekeoğlu’nu büyük bir yalnızlık suskunluğundan kurtarmış oldular. Yanılmıyorsam Şehit Pilot Yzb. Cengiz Topel Okulu’ndan ilk böyle bir akademisyen öğrencimiz oldu. Öğrencilik döneminde de 3 kardeşleri de çok başarılı idiler. Öğretmenlerince çok başarılı görülüyorlar ve seviliyorlardı.

Prof. Dr. İbrahim Tekeoğlu’na da çok başarılı gelecekler diliyorum.

Yaz saatinin ne olduğunu merak edenler okumalı!

ELEKTRİK Mühendisi Semih Kalkanoğlu, ‘Yaz-kış’ saatlerini irdeliyor:

Batıda 1945’ten bu yana yaz saati–kış saati uygulanıyor. Doğrusu da budur. Bu uygulama, Türkiye’de 1947’de başladı. 1952-1963 ve 1965-1972 arasında ileri saat uygulaması yapılmadı. Kış saati sürdü. 1978-1982 yılları arasında da yaz saati uygulaması unutuldu ve saatler geri alınmadan devam edildi. Hürriyet’te çıkan bir uyarı yazım üzerine Ekim 1983’te saatler yeniden geri alınmaya başlandı. Aynı yıl 31 Temmuz-2 Ekim arasında da (saatlerin ileri durumda kaldığı unutulduğundan, ekstra bir saat daha ileri alındı) 2 saat ileri uygulaması yapıldı.

Uygulamanın (normal olan kış saati uygulamasıdır) kış aylarında da sürdürülmesinin, enerji tasarrufuna bir katkısının olmadığı gelişmiş ülkelerde yapılan araştırmalarda ortaya konmuştur. Çünkü dünyanın gün ışığı alma süresi (Kuzey Yarımküre için) 6 ay boyunca (+) olurken, aynı uygulama devam ettirildiği takdirde (-) olmakta, dolayısıyla yapılan tasarruf elden çıkmaktadır. Dünyamızın 27.5 derece eğik olduğu unutulmamalıdır.

Yaz saati yıl boyu sürdürüldüğü takdirde, akşam iş çıkışlarında nispi aydınlık sağlanıyor gibi görülürken, tam tersine sabah saatlerinde hava 20.30’a kadar karanlıkta kalacaktır. Bu da, özellikle 15 milyon okul çağı çocuğu ve genci olumsuz etkileyecektir. Olaya sadece memurlar için (memurların psikolojisi bozuluyor deniyorsa da, öğrencilerin psikolojisinin bozulması çok daha önemlidir) iş çıkışındaki nispi karanlık olarak bakılmaması gerekiyor.

Türkiye saat ayarını 30 derece doğu meridyenine göre yapıyor. Balkan ülkeleri de bu meridyeni ülkelerinin saat ayarında kullanıyor. Dolayısıyla Balkan ülkeleri ile aramızda saat farkı yok. Orta Avrupa ülkeleri ise 15 derece doğu meridyenini esas alıyorlar. Yaz saati tüm yıl uygulanırsa, Türkiye 45 derece doğu meridyenini saat ayarında esas alacak. Bu durumda Balkan ülkeleri ile aramızda 1 saat, İngiltere ile 3 saat fark yaratılacak.

Daha da önemlisi; ekonomik, siyasal, kültürel, sosyal bakımlardan sürekli bağlantıda olduğumuz Batı ülkeleri ile aynı sistemi kullanmamızın da maddi ve manevi getirisi ve götürüsünün düşünülmesi gerekir.

Tekrar buluşmak dileğiyle…

Sevgiler saygılar…