Yenigün Gazetesi

“Gülce” Makale Yazısı

6 Aralık 2011

Köyümün sorunları ile hep ilgilendim

Doğup-büyüdüğüm Sapanca’nın Fevziye Köyü ile hep ilgilendim. Sorunlarının giderilmesine çalıştım. Çoğunun öldüklerine inandığım önerimle köyüne hizmet verenleri rahmetle, minnetle anıyorum. Yaşamda olanlara sağlıklı, üzüntüsüz, neşeli, uzun yıllar yaşamalarını diliyorum.

6 Mart 1942 Cuma günü Harmandüzü denen merada otlamakta olan atlardan birine atladım. Tek başıma Arifiye Köy Enstitüsü’ne gittim. Öğrenci edildim. Hİç unutamadığım o gün müdür yardımcı tarihçi eşi Sabahat Hanım’ın da aynı okulda Türkçe Öğretmeni olduğunu sonradan öğrendiğim çok başarılı hizmetlerinden ötürü Samsun Ladik Köy Enstitüsü Müdürlüğü’ne atanan rahmetli Enver Karatekin’in seni bir B’ ye verdim evladım numaran 550 diyip uzattığı kağıdı aldığım anı, hiç ama hiç unutamam. Evet aradan 69 yıl geçtiği halde.

Hafta sonları Fidanlık Müdürü Tahsin Kartan Bey’in verdiği ücretsiz fidanları omzuma koyarak Ahmediye, Adliye ve Akçay köylerinin yollarını adımlayarak Fevziye’ye varırdım. Mekanı cennet olsun babamın üçüncü eşi Boğazköylü Abaza üvey annem çok iyi karşılardı. Kardeşlerim vardı ondan. Cahit, Erhen, Nurhan. Nurhan çok yaşamadı rahmetli oldu.

Babamın büyük oğlu vardı. Anamın benden önce doğurduğu okumamıştı. Bir türlü Hacımercan’a benim gibi gidip-gelip okumaya razı olmamıştı. Daha o yaşta geçimsizdi.

Biz üç-beş arkadaş hatırlayabildiğim Tahsin Fortacı, Sabahattin Güven, Mahmut Yılmaz, Abdullah ve Yaşar Çalık çok çileler çekerek, o bayırı çıkarak giderdik. Hacımercen Köy Okulu’na. O günler unutulacak gibi değil. Ali Bey diye bir öğretmenimiz vardı. Üç yıl okuttu bizi. İsteği üzerine Karapürçek’e atanmıştı. Oradaki öğrencileriyle yıllar sonra görüştüm. Sabri Aydın, Hasan Fehmi Güneş ve daha nicesi Karapürçek Mezarlığı’nda. Ali Bey’in ve ardından öğretmenim olanlara Allah’ın rahmetleri hep üzerlerine olsun…

Muhtarın oğlu olmam öğretmen olacağımdan fidanlık Müdürü Tahsin Kartan çok iyi davranır. 15-20 bayan 25 fidan verdiği bana cumartesi günleri. Köyde parasız olduğum için birer-ikişer isteyenlere veriyordum. 8-10 fidanı da bizim bahçelere 7-8 yaşlarında olan kardeşim Cahit ile (45 yıldır kadın-erkek terzisi olarak eşiyle Pariste’dir. Sık sık telefon açar.) dikerdik. Ne güzel günlerdi o günler bir bilseniz.

Pazar günleri akşama doğru dönerdim okula. Araba olmazdı. Yürüyerek. İki saati buluyordu. Yolculuğunuz kalaycı bayırından bayır aşağı…

Daha o günlerde fidan dikimine katkın olurdu. Bayağı alıp dikenler olurdu.

Öğretmen olduktan sonra da hep ilgilendim köyümle.

Valilerle, kaymakamlarla, daire müdürleriyle çok iyi ilişkiler kurardım. Okulsuz küçük köy diye yıllarca okulsuz kalan köyüme.

Taşı var, kumu var, ağaçları var köyüme okul yaptırın diye diye tutturdum. İyi bir kaymakam vardı. İlk Vali Nazım Üner vardı. Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Köy Enstitüsü Öğretmeni Hüseyin Kaya vardı. 2 derslikli, 2 Öğretmenevi okulu hizmete soktuk. Bayan çok iyi öğretmenler atandı köyüme. Bazen işe yaramazlar atandı. En iyi, en çok sevilen, başarılı görülen öğretmen müdürü bulunduğum Eser Okulu’ndan öğrencimi verdiğim bayan öğretmendir. Hala söylenir durur.

Daire müdürlerini, valileri, kaymakamları çok götürdüm köyüme.

En son Vali Nuri Okutan’ı, M. Cahit Kıraç’ı, Nurettin Turan’ı, Ertuğrul Ünlüer’le yaptığımız sohbetleri hiç unutmam.

Köyün camisi yapılmaya kalkışıldı. Mustafa Güven Hüseyin Çalık çok çalıştılar. Çok makbuz verdiler bana. Cevat Adapazarlı bile azımsanamaz kadar yardımda bulunmuşlardı.

En çok bağışı senin yaptığını söylerlerdi. Kiremitleri filan almıştım.

En önemlisi imam kadrosuna Ankara’dan sağlamıştım. Mustafa ve Hüseyin rahmetlilere bana müjdelediğinde güven alnımdan öpüştü de şaşırmıştım. Öylesine sevinmiştiler.

-Cami yapıyoruz ama bu imam işi ne olacak? Bu fakir bu küçük köy imama bir şey veremez diyorlarmış. Öğrenciyken de, öğretmenken de, okul müdürüyken de gazeteci olarak da hep köye faydalı oldum.

Öz halamın beni çok seven genç yaşta 37 yaşında toprağa verdiğimiz halamın oğlunun oğlu bugünkü muhtar Suat ceviz dikmeye başladı. Uğraşıp duruyordu. Hoşumuza gitti.

Başarılı Belediye Başkanı Aziz Duran’a rica ettim. Dostlarından 500 milyon toplayıp vermişti. 8-10 yıl önce cevizinden yemek nasip oldu.

Muhtar Suat beşer kilo getirmişti.

Tekrar buluşmak dileğiyle…

Sevgiler saygılar…