Yenigün Gazetesi

“Gülce” Makale Yazısı

12 Şubat 2011

70 yıl öncesinin Hendek İlçesi-3

İşte Hendeğin dört mevsimi.

Doğu şimalden hız alıp Hendeği yalayıp yıkadıktan sonra batı cunaba doğru kaçan daimi hafif bir rüzgar ceryanı.

Rüzgardan ziyade buna bir hava akıntısı diyebiliriz. İsterseniz durgun pis hava bırakmak istemeyen bir hava tanzifat postası da diyebilirsiniz buna.

Yağmurlar vaktinde ve yeter nispette yağıyor. Rutubet akıllı, uslu lazım olduğu kadar. Dizlere, masfallara oturarak romatizma nöbetlerinde kıvrandırmıyor insanları.

Bahar sonlarında tiryaki tarlalar. Tütün içiyor gibi hafif peçeliş bir sisle dolup boşalıyor.

Evet bir cümle ile bu bahsi hülasa ederek kapatabiliriz.

Hiçbir Hendekli,hiçbirsebep ve vesile ile tabiata kızmaya darılmaya hak kazanamaz. Ancak hamd edebilir o kadar.

Halk; Etnografik (ırki) pisişik ruhi hususiyetleri

690 kilometre murabbaında 27 bini aşkın insan yaşıyor.

Yerli ve eski büyük Türkiye’nin, bugün hudutlarımız dışında kalan dört bucağından Anavatan’a gelip yerleşen göçmenler teşkil ediyor bu nüfusu.

Kafkaslar’dan kopup gelen ve kendilerini kabile kabile ayrı telakki eden çeşitli unsurlar.

Türk Rumeli’den düşman çizmesi altında kalmamak için ayrılıp gelen balkan çocukları.

Toprakları az Karadeniz sahillerinden bereketli toprakları işlemek için gelen deniz boyu insanları.

Türk tarihinin sevimsiz 93’ü Hendeğe çok göçmen getirmiştir.

Hendek köylerinden bir çoğu 93 kokar

Folklor

Kafkas göçmenleri bugün geleneklerini ve folklor hususiyetini en ince teferruatına kadar muhafaza ediyorlar.

Düğünler, adetler, ölüm acılarının aksülamelleri, şarkılar hep Kafkas Dağı’ndan getirilmiştir.

Köylerinde Türkçe konuşmuyorlar.

Halbuki Türkçe’yi iyi biliyorlar.

93’den beri titizlenmemişiz hiç. Biraz daha sinirli olursak beş-on yıl sonra güzel Türkçe bu köylerde de anadil olabilir.

Hendeğin yerlilerine mahsus zengin bir folklorü ya yok, yahut erimiş kaybolmuş.

Hususi giyim, kuşama, karakterist halk oyunlarına, Hendeğe mahsus şarkılara rastlamıyoruz.

Bu güzel bereketli topraklarda yaşayan yerli insanların heyecanları ruhlarında gizli kalmıştır. Aksiyon hallerinde aksetmemiştir dışarına.

Ne müzik, ne oyun ne ses şeklinde çınlatmıyor ufukları. Buna marazi bir melenkoli diyemeyiz.

Sadece durgun bir neşe.

İçtimai bünyelerinde kadın ve erkek

Köyde, kasabada kadın en çok çalışan, didinen yorulan unsudur. Evde anne, tarlada amele…

Tan yerli ağarırken ellerinde çapaları, yorgun zaif kadın silüetleri kasabanın sokaklarından bir gölge gibi kayıp tarlalara dalarlar. Aynı zaif gölgeler gün battığı saatlerde telaşlı adımlarla evlerine dönerler, yemek, çocuk ve ev işleri onları beklemektedir. İtiraf etmek lazım gelir ki erkek daha az çalışıyor. Pederşahi bir aile sistemi hakim.

Ev bağları kuvvetli, karşılıklı yuvaya sadık müsafiri seviyorlar. Yabancıyı yadırgamazlar. Bilakis kendilerine zararı olmadığı nispette fazla korurlar.

Hastalıklar

Sıtma, bağırsak parazitleri, frengi, tüberkiloz fazla görülen mühim hastalıklardandır. Tüberkiloz daha fazla kadınlarda görülüyor.

Abaza ve Çerkez denen göçmen unsurda yine fazla tüberküloza tesadüf ediyorum.

Çocukların hemen hemen %85’ine yakın bir çokluğunda askarit ve oksiyür var. Taze frengi vakaları kaybolmuştur. Sıtma ile 10 senedir muaffakiyetle mücadele olunuyor. Mevsim hastalıkları tabi nispetini muhafaza etmektedir.

Hıfzıssıhha ve tegatti şartları iyidir diyemem hastalıklar bu yüzden çabuk bulaşıyor. Tütün fidelerini sulamak için her sokaktan başıboş serseri sular akıyor. Bu sular bağırsak parazitlerinin yayılmasında birinci derecede amil oluyor. Bu suları muntazam taş oluklarına almak Hendeğin yarınki şehircilerin ilk vazifelerinde olmalıdır. Küçük kasabada büyük şehir işi sayılan su ve elektrik teşkilatını parlak bir muhaffakiyetle başaran Hendek bunu niçin yapamasın?

Beslenme şartları

Beslenme şartları aksaktır dedim. Ömrünün çoğunu tarlada geçiren büyük çokluk az et yiyordu. Sıcak yemeği muntazam alamıyor. Aldıklarından daha çok kalori harcıyorlar ve bu cebri kalori israfı vücutlarının zindeliğini aksatıyor. Tütünler evlerde ve kasabanın içinde kurutuluyor. Daimi bir nikotinizasion. Bunun sinsi bir anemi yaptığı muhakkak. Köylerde sağlık durumu daha ferah verici bir durumda Hendeğin 10 yataklı yemekli bir dispansere çok ihtiyacı vardır.

Netice

25 yıl sonra daha zengin, daha canlı bir Türkiye’de yeşil Hendek, kusursuz bir kasaba olabilecektir.

Hendeği o zaman bir hemşeri heyecanı ile tekrar ziyaret etmek istiyor içim.

Temiz beyaz badanalı evleri ile, taş olukların içinden şırıl şırıl akan suları ile daha gürbüz, daha neşeli, daha zengin insanları ile Türkiye’nin örnek bir kasabası haline gelmiş bir Hendeğe müsafir gelmek tatlı, güzel özlediğim bir arzu ve iştiyaktır.

Bu olabilir. Bu mümkündür. Bu hayal değildir. Olmazsa vebali bilmem kimin boynuna.

Dr. Rükneddin Fethi.

Hendekte kültür

Kocaeli vilayeti içinde kültür itibari ile Hendek ön safta yer tutmuştur. Hendek kazasında merkezde Cumhuriyet ve İsmet Paşa adını taşıyan iki, Soğuksu, Kazimiye, Punaorta, Dikmen, Karaçökek, Çarığı Kuru Köyleri’nde 6 olmak üzere (20) öğretmenin idare ettiği tam devreli (8) öğretmenli ve (25) köyde de (25) eğitmenli okul vardır.

Hendek kaza köyleri ile merkezinin tahsil çağında bulunan (2534) kız, (2165) erkek ki ceman (4699) çocuktan (1633)’ü merkez ve köy okullarına devam etmektedir.

Cumhuriyet devrinden evvel kasabada sayılacak kadar az olan ve köylerde hiç bulunmayan okur-yazar adeti bugün (3102)’yi bulmuştur. Ve çocuk ana-babaları ile yapılan muhtelif vesileler ile okullarımız her yıl musamele vermek suretiyle, halkın kültürünü yükseltmeye de çalışan birer müessese halindedir.

Devamı yarın…