Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
SİYASETTE VE KAMU YÖNETİMİNDE ETİK-4
- C) Yerel Yönetimlerde Yapılan Etik Dışı Davranışlar
Yerel yönetimler olarak sınıflandırdığımızda iki idare vardır. Bunların ilki “Belediyeler” ikincisi ise “İl Özel İdaresi”dir. Her iki yönetimde de zaman zaman etik dışı uygulama ve davranışlara rastlanmaktadır. Belediyeler, il özel idarelerine göre daha çok bu hataları yapmaktadır. İl özel idaresi etkin kontrol ve denetimler neticesinde daha az hata yapar durumdadır.
Belediyelerde gördüğümüz ilk etik dışı uygulama “işe adam alma” sürecinde yaşanmaktadır. İşe adam alırken “adama göre iş” ayarlanmaktadır. Adil ve objektif personel seçimi sadece lafta kalmaktadır. Son yıllarda değişen yasa ve yönetmeliklerle bu durum biraz önlenmiştir. Ancak belediye yönetimleri bu sefer başka yollar bulmuştur. Çoğu zaman “belediye şirketleri” ve “belediye taşeron firmaları” yakın dost, akraba ve partilerin istihdamında kullanılmaya başlanmıştır. İhale ile belediyelerden iş alan firmalar aynı zamanda “tımarlı ve imtiyazlı şirketler” haline gelmiştir. Bu şirketler aynı zamanda bazı ödemelerin kaydırıldığı alanlar olarakta göze çarpmaktadır.
Bu şirketlere ortak yapılan yakın akrabalar ile kârlı ve rant getiren işlerden pay alınmaya çalışılarak daha derin ve halka karşı yapılan etik dışı bir davranış ortaya çıkmaktadır. Örneğin temizlik, reklam, çevre düzenlemesi, fast-food zincirleri ve diğer belediye ile ilgili alanlardaki şirketler bu etik dışı uygulamaların merkezleri haline gelmişlerdir. Adapazarı’nda da bu durumda olan pek çok şirketin varlığını hepimiz biliyoruz.
Bir diğer etik dışı davranış “imar uygulamaları” alanında yapılmaktadır. Çevresi ve siyasi gücü olan kişilerin imar talepleri, sıradan bir vatandaşın imar taleplerinden farklı değerlendirilerek Anayasamızın “eşitlik” ilkesi alenen çiğnenmektedir. Üstelik imar uygulamalarındaki bu farklı tutumu etkin bir şekilde denetleyebilecek bir “uzman denetim kuruluşu”da yoktur.
İmar zabıtası veya denetim kurulu olmadığı için denetimler dosyalar bazında yapılmaktadır. Örneğin; Adapazarı’ndaki merkezdeki Atatürk parkındaki sıradan esnafın dükkanları yıkılırken, bir fast-food mağazası için üstelik “Bursa Anıtlar Kurulundan” izin alınarak bence etik ve yasal açıdan bir skandal olan inşaat yapılmasına rıza gösterilmektedir. Üstelik bu etik dışı davranışa kimse tepki göstermemektedir. İlgili firmada gazetelere reklamlar vererek tepkileri durdurmayı hedeflemektedir.
“Katlı Otopark” sahaları toplumun uzun vadedeki çıkarları düşünülmeden arsa sahiplerinin lehine çözülmekte, kamunun ihtiyacı gözden çıkarılmaktadır. Kamu haklarını savunmakta görevli “seçilmiş üyeler”, özel çıkarları gözetmekte halkın ve kamunun haklarını nasıl olsa kimse tepki göstermez diye kolayca çiğnemektedir. Örgütlü olmayan toplumumuz ise kendi derdinden bu işlere yönelmeyi düşünememektedir. İhtiyacımız “demokratik hak savunucuları”dır. Halkın gerçek önderleridir.
Özellikle bir çok kişiden yardım amacı ile toplanan ayni ve nakdi yardımlar; muhtaç kişilerin arasına karıştırılan “partili kişilere” dağıtılarak “emanete hıyanet” edilmektedir. Spor kuruluşları ve sosyal yardım kuruluşları adına alınan nakdi yardımlara hiçbir makbuz verilmeyerek belediye gücü tehdit unsuru olarak kullanılmaktadır. Adapazarı’nda da imar izni yoluyla bir çok akaryakıt istasyonundan bu yolla bağış toplandığı ve Sakaryaspor için alınan bu paralar için makbuz verilmediği iddiaları mevcuttur.
İl özel idaresi uygulamalarında en çok duyulan etik dışı davranışlar arasında önceki dönemlerde “ruhsatsız kum ocaklarına göz yummak” şeklinde uygulamalar söz konusudur. Bugün için böyle bir durum söz konusu değildir. Bu işlere karışanlar zaman içinde tasfiye edilmişlerdir.
Şimdilik yazdıklarım bence yeterlidir. Daha büyük boyutlarda etik dışı davranışlar da söz konusudur. Önemli olan doğruyu savunmak ve halkınıza ihanet etmemektir. Çünkü doğru her zaman kazanacaktır.