Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
Vurdumduymazlar Şehri
Şehrimizin geçmişi ve geleceği ile Türkiye’nin en önemli kentlerinden birisi olduğu çok açıktır. İnsanlarının hangi etnik yapı ve inançta olurlarsa olsunlar birbirleri ile kaynaşmaları yine ülkemize örnek olmuştur. Ama bütün bunlara rağmen son yıllarda tehlikeli bir sosyal hastalığa yakalanmış durumdayız. Bu hastalığın adı “vurdumduymazlık” , “toplumsal duyarsızlık” veya “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” olarak ifade edilebilir.
Bunun örneklerini bir çok toplumsal olayda görebiliriz. Örneğin; imar planları ile halkın dinlenmesi için tahsis edilmiş yeşil alanlar çeşitli çıkar gruplarına peşkeş çekildiğinde halk yeterince tepki veriyor mu ? Elbette hayır. Tepki verse bile yöneticiler buna aldırıyor mu ? Yine hayır. Bu durumda halk yasal haklarını takip edecek örgütlü bir yapıya sahip mi ? Yine hayır. Bunlara örnek olarak Atatürk parkı içindeki yapılaşmayı verebiliriz.
Örneğin; İtfaiye Caddesi girişine yapılan iki süper market yayalara tahsisli yaya yollarını belediyeden kiralayarak otoparka çevirdi.Yayaların burada yürüyebileceği yaya yolu kalmadı. Üstelik Semerciler mahallesinin tek giriş çıkış noktası olan bu yol tam bir trafik keşmekeşi içersinde. Yayalardan şikayet edeni duymadım. Belediye ise duruma çözüm bulamıyor.Çünkü otoparkı olmadan böyle marketlere inşaat izni vermemek gerekir. Aynı durum Atatürk İlköğretim Okulunun kavşağında da yakında oluşacak. Peki buna önlem alınıyor mu? Ben bilmiyorum.
Yine Çark Caddesi üzerindeki yeşil alan üzerinde tam 10 yıldan beri bir market kiracı olarak varlığını devam ettiriyor. Benim zamanımda halkın arsa bağışları ile oluşturulmuş bir park ve çocuk bahçesi idi. Şimdi Belpaş’a devredilerek gelir elde etmek adına üçüncü şahıslara kiralanıyor. Halk kimi kime şikayet edeceğini bilemez halde.Eğer burayı yeşil alandan çıkardı iseniz imar kanununa göre aynı adada aynı büyüklükte yeşil alan ihdas etmeniz gerekir.Yok eğer halen yeşil alan ise halka ait olan bir yeri niçin halka tahsis etmiyorsunuz?
Yapılan yerel uygulamalarda halka ve işin uzmanlarına danışmak uygun ve doğru bir yaklaşım değil mi? Nasıl olsa halk bu konulardan anlamaz diyorsanız. O konuda çok yanıldığınızı söyleyebilirim. Bence halkın bazı konularda gösterdiği vurdumduymazlık geçici bir durumdur. Yasaların işlediğini hatta biraz gecikse de mutlaka işlediğini gören birisiyim. Yaptığı icraatların her biri denetlenmiş ve bu denetimlerden aklanmış eski bir yerel yönetici olarak halkımıza söyleyebileceğim tek şey “memnun olmadığınız ve size ters gelen her şeyi mutlaka önce ilgili yönetime şikayet ediniz”.Eğer onlar aldırmazlarsa. Yasalarımız ve mahkemelerimiz mutlaka sizlerin haklarını koruyacaktır. Buna mutlaka inanın.
Demokrasi çoğunluk rejimi değildir. Demokrasi farklı görüş ve şikayetlerin, tepkilerin yasal olarak serbestçe yapılabildiği ve sonuçlarının yasalar ve halk tarafından denetlendiği bir idare şeklidir. İktidarda bulunmak memleketin sahibi olmak anlamına gelmez. Sadece idarede tutulan bir vatan nöbetidir. Sonuç olarak ta geçicidir. Bu vurdumduymazlığa devam edersen yerlerde sürükleneceksin. Herkes seni iteleyecek. Ayağa kalkmak için hakkını kimseye yedirtme. Hakkını yasalar yoluyla savunabilir ve yine herkese iyi bir örnek olabilirsin.