Sakarya'da Fabrikalar
Sakarya'nın Endüstriyel Yapısı: Fabrikalar
Sakarya, sanayi tarihi boyunca ülkemize önemli katkılarda bulunmuş bir kenttir. Şeker Fabrikası, Zirai Donatım Fabrikası ve Vagon Fabrikası gibi kuruluşlarla, şehrimiz sanayiye verdiği destek ve katkılarla dikkat çekmektedir. Bu fabrikalar, hem ekonomik kalkınma sürecinde hem de yerel istihdamın artırılmasında büyük rol oynamıştır. Özellikle otomotiv, dokuma ve zirai alanlarda. Bu güçlü referanslar, Sakarya’nın sanayi tarihine ve geleceğine dair umut verici bir tablo çizmektedir.
Adapazarı, az gelişmiş bir ülke olan Türkiye’nin en fazla inkişaf etmiş bir bölgesine dahil bulunan bir ziraat ilinin (Sakarya’nın) merkezi olmasına rağmen sanayileşme bakımından son derece müsait telâkki edilebilecek bazı şartlara sahip bulunmaktadır. Bolu-Ankara, Adapazarı-İstanbul, Adapazarı-Geyve, Bilecik-Eskişehir ve Bursa yolu ile Adapazarı-Arifiye, İstanbul-Ankara demiryolundan ibaret nakliye imkânlarına sahip bulunuşu, İstanbul ve Ankara gibi büyük istihlâk merkezlerine yakın oluşu ve bilhassa ziraî sanayiin gelişmesi hususunda mümbit bir çevreye sahip olması itibari ile ileride sanayileşme hızını daha ela arttırmaya namzet bir şehir telâkki edilmesi mümkündür.
Şehir, esas itibarıyla bir küçük sanayi şehridir ve sanayi geçmişi, Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanır. Özellikle Zirai Donatım Fabrikası, Adapazarı’nın sanayi tarihindeki en eski işletme olma özelliğini taşımaktadır. Bu işletme, öncelikle bir araba fabrikası olarak kurulmuş, zamanla şehirdeki elektrik ihtiyacını karşılayacak şekilde yeniden yapılandırılmıştır. 1943 yılı itibarıyla Ziraat aletleri üretimi için faaliyetlerine yeniden yönlenen bu işletme, Adapazarı’nın sanayi kimliğinin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır. Kurulan bu fabrika, özellikle tarımsal ekipman ve makinelerin üretimi konusunda faaliyet göstermektedir. Türkiye’nin tarımsal ihtiyaçlarını karşılamak ve çiftçilere modern tarım tekniklerini sunabilmek amacıyla kurulmuş olan fabrika, zamanla üretim kapasitesini artırarak sektördeki lider konumunu güçlendirmiştir.
Adapazarı’ndaki İttihatçılardan Nihat Bey 9 Mayıs 1915’te Harbiye Nâzırı Enver Paşa’ya ordu arabaları fabrikası kurma başvurusunda bulunmuştur. Nihat Bey, başvurusunda fabrikanın önemini vurgulamak için bazı amaç ve faydalardan bahsetmiştir. Buna göre en önemli amaç ülkede iktisadi gelişmeyi desteklemek için ordu ve halkın ihtiyacını karşılayacak her türlü arabayı üretmek ve ticaretini yapmaktır. Fabrika, halkı sanayiye teşvik etmek, fabrikaları idare edecek kadroları ve teknik elemanları yetiştirme noktasında da önemli bir araç olacaktır. Haziran 1915’te Adapazarı ve çevresi ormanların fabrikaya imtiyazı konusu Meclis-i Vükelâ’da karara bağlanmıştır. Karara göre fabrikaya 50 yıl boyunca sabit fiyattan kereste temin edilecektir. Haziran 1916’da fabrikanın hammadde ihtiyacını karşılamak için Adapazarı ormanlarından 400.000 m3 dişbudak temini ihalesine çıkılmıştır. Meclis-i Vükelâ’nın Ekim 1916’daki başka bir kararında, Bursa vilayetine bağlı İnegöl ve Düzce kazasındaki Aksu ormanlarının anonim şirket haline getirilerek fabrikaya tahsis edilmiştir. Fabrikanın inşaatı bir yıl sürmüş ve 10 Kasım 1916’da Harbiye Nâzırı Enver Paşa ve mâhiyetinin Adapazarı’nda katıldığı bir merasimle açılmıştır. Fabrikanın teknik özellikleri şu şekildedir; 400 beygir gücünde tahrik makineleri bulunmaktadır. Anadolu’da ilk olma özelliğini taşıyan nehir suyunu içilebilir yapan makineye sahiptir. Fabrikada 400 işçi çalışmaktadır. Gelecekte her türlü ev eşyası, ziraat makineleri, değirmen aleti, tulumbalar ve yapımı basit makineleri üretmesi planlanmaktadır. Savaş şartlarından dolayı fabrikada işçi olarak asker çalıştırılmaktadır. Savaştan sonra bu askerlerin, aileleriyle beraber yaşayacakları işçi konutları yapılacaktır. Fabrikanın elektrikle çalışan makinelerde yıllık 300-4500 arası araba üretim kapasitesi vardır. Şirketin sermayesi 84.000 Osmanlı lirasıdır.
Türkiye Zirai Donatım Kurumu’na bağlı Adapazarı Ziraat Aletleri ve Makineleri Fabrikası kurulmuştur. Bu fabrika ilk olarak 1916 yılında İsmail Hakkı Paşa tarafından araba yapımı amacıyla demir ve tahta fabrikaları adıyla kurulmuş ve 1943 yılında TZDK’ye devredilmiştir. 1943 yılında kurum 100 selektör, 13,000 pulluk, 1,092 ekim makinesi, 800 ekremöz ve 500,000 kilogram suni gübreden oluşan 1,052,129 TL tutarında bir satış yapmış olup bu ürünlerin önemli bir kısmı başta Almanya, Macaristan, ABD ve İsviçre olmak üzere yurtdışından ithal edilmiştir. Ancak zaman içinde Adapazarı Ziraat Aletleri ve Makineleri Fabrikası pulluk, trayler, diskaro, orak makinesi ve motopomp olmak üzere çeşitli ziraat ekipmanlar üretmiştir. Kurumun sağladığı makineler hem üretimi, verimi ve kaliteyi arttırmış hem de hasat süresini kısaltmış ve kayıpları engellemiştir. Zirai mekanizasyonun randıman arttırıcı ve maliyet azaltıcı etkisi öncelikle Çukurova gibi tarımın kapitalistleştiği ve pazara yönelik üretimin yapıldığı bölgelerde çok net görülmüştür. Bu dönemde Prof. Dr. Hamit Demirtaş’ın icat ettiği tınaz makinesi denemeleri başarılı neticeler vermiştir. Bu yüzden 1945 yılında 13 ay süreliğine fabrikada açılan kursta öğrenim gören 30 küsur öğrenciden başarılı olanlar eğitim için Avrupa’ya gönderilmiştir. Türkiye Zirai Donatım Kurumu (TZDK) çatısı altında faaliyet göstermiş ve 1960’larda Ford iş birliğiyle traktör montajına başlanmıştır. Bu dönemde fabrikada yerli üretim hızı giderek artıyor. Örneğin 1962’de %6,15 olan yerlilik oranı, 1973’te %57,5’e yükselmiştir. Aynı zamanda yıllık traktör üretiminde artış gösteren binlerce adet mevcuttu. Fabrika, yalnızca traktör değil, pulluk uç demiri gibi tarım ürünlerinin üretimi de faaldi. 1970’lerde Avusturya’dan Steyr traktörlerinin montajına başlandı ve yıllar boyunca Türkiye’nin tarım sektörüne büyük katkılar sunuldu. Ancak 2000’lere doğru parçalarla birlikte üretim miktarlarında düşüş gözlemlenmiştir.
Bununla birlikte, Adapazarı’nda bulunan küçük ölçekli işletmelerin de sanayi gelişiminde önemli bir yeri vardır. Bu işletmelerden en eskisi 1930 yılında kurulmuş olup, Cumhuriyet öncesindeki dönemde Adapazarı’nın sanayisinin henüz tam olarak gelişmemiş bir düzeyde olduğunu ortaya koymaktadır. Anadolu’nun diğer şehirlerinde olduğu gibi, Adapazarı da Cumhuriyet öncesi dönemde sınırlı bir sanayi kapasitesine sahip bulunmaktaydı.
Hendek Harar (Büyük Çuval) Fabrikası, Osmanlı döneminden itibaren önemli bir sanayi bölgesi olarak faaliyet göstermektedir. Fabrika, başlangıçta askeri malzeme üretimi kullanılan çuvalların üretim merkeziydi. Özellikle Tophane-i Amire ‘nin mühimmat ve ahşap ekipman ihtiyacını karşılamada büyük bir rol oynamıştır. Bu dönemde fabrikada üretilen çuvallar, lojistik ve savaş ekipmanlarının kullanıldığında kullanılmıştır. Ayrıca Osmanlı ordusunun mühimmat imalatı için gerekli malzemelerin üretimini hızlandırmak amacıyla bu fabrikanın genişletilmesi ve modernizasyonu için çeşitli teşvikler sağlandı. Cumhuriyet döneminde Hendek Harar Fabrikası, tarım ve endüstriyel ürünlerin paketlenmesinde kullanılmak üzere çuval üretimiyle geliştirilmektedir. Bu çuvallar genellikle pamuk, saman, iplik ve elyaf gibi bozulmalarda kullanılıyordu. Fabrikada, talebe bağlı olarak farklı boyut ve özelliklerde üretim yapılmış ve geliştirilmeyi arttırmak için UV stabilizatör gibi teknolojiler gerçekleştirilmiştir.
1926 yılında kurulan Halk Un Fabrikası, Türkiye’nin endüstriyel tarihindeki önemli yapılarından biridir. Hasköylü Rauf Bey’e ait olan bu fabrika, dönemin tarım ve gıda üretiminde kritik bir rol oynamıştır. Kuruluşunun üzerinden geçen yıllar boyunca, Halk Un Fabrikası, özellikle un üretimi alanında Türkiye’nin önde gelen tesislerinden biri haline gelmiştir. Fabrikanın en dikkat çekici özelliklerinden biri, 36 beygir gücünde odunla çalışan değirmene sahip olmasıdır. Değirmen, un üretiminin temel aracı olarak işlev görmüş ve bu sayede fabrikada yüksek kapasiteli üretim gerçekleştirilmiştir. Bu güç, o dönemdeki teknolojiye göre oldukça etkileyici bir düzey olup, sektörün gelişmesine katkıda bulunmuştur. Odunla çalışmanın tercih edilmesi, yerel kaynakların kullanılmasında ve çevre koşullarının göz önünde bulundurulmasında da önemli bir faktör olmuştur. Halk Un Fabrikası’nın yıllık üretim kapasitesi 21 bin ton civarındaydı. Bu rakam, fabrikanın bölgedeki un talebini karşılamanın ötesinde, daha geniş pazarlar için de üretim yaptığına işaret eder. Üretim süreci, geleneksel yöntemlerin yanı sıra zamanla modernizasyona da uğrayarak, kalite ve verimlilikte artış sağlamıştır. Fabrikanın sağladığı un, hem yerel halkın beslenmesi hem de çeşitli sanayi kollarının ihtiyaçları için vazgeçilmez bir hammaddedir.
Adapazarı Şeker Fabrikası Anonim Şirketi Türk Ticaret Kanunu’na göre 16 Ocak 1952 tarihinde kurulmuştur. Fabrikanın temeli 12 Eylül 1952 ‘de atılmış; 11 Ekim 1953 tarihinde işletmeye alınarak şeker üretimine başlamıştır. Cumhuriyet döneminde kurulan dört şeker fabrikasından sonra (Uşak, Alpullu, Turhal, Eskişehir) kurulan beşinci fabrikadır. Türkiye de Anonim şirket statüsünde kurulan ilk şeker fabrikasıdır. 1994 yılı başına kadar Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’ nin iştiraki olarak faaliyetini sürdüren Adapazarı Şeker Fabrikasının o tarihte Türkiye İş Bankasına ait hisselerinin Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’i tarafından satın alınması nedeniyle, adı geçen şirketin bağlı ortaklığı olarak faaliyetini sürdürmüştür. Şirketin kuruluş gayesi ana statüsünde de belirtildiği şekilde her nevi şeker üretmek, şeker üretiminin ham maddesi olan pancar ve münavebe bitkilerini üretmek veya ürettirmek, yan ürünleri değerlendirmek, bu gayeler için yurt içinde ve yurt dışında her türlü ticari, sınai ve tarımsal işler yapmak, şirket kurmak, kuruluşlara iştirak etmek gibi geniş bir faaliyet alanını kapsamaktadır.
Şirket; çalışan personeli, pancar eken çiftçisi, nakliyecisi ve tüccarı ile geniş bir kitleye hitap etmektedir. Bu suretle ürettiği katma değer yönünden yurdumuzun önde gelen kuruluşlarından biridir. Kuruluş döneminde 1.600 ton/gün pancar işleme kapasitesinde olan fabrika; 1961 yılında 3.000 tona ve ülkenin artan şeker ihtiyacı için 1981 yılında ise 6.000 tona tevsi edilmiştir.
1999 yılında deprem nedeniyle üretimine ara verilen fabrika 2004 yılında Özelleştirme İdaresine devredilmiştir. 2005 yılında kamuya ait % 94,09 hisse Özelleştirme İdaresinden 45.750.000,- USD bedel ile SS Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifi (APEK) tarafından satın alınmıştır. APEK deprem nedeniyle büyük ölçüde hasar görmüş ve 7 yıl âtıl kalmış bulunan Adapazarı Şeker Fabrikasını tamir ederek yeniden üretime geçmesini sağlamış ve uzun süre alternatif ürünlere yönelen Adapazarı çiftçisine yeniden Şeker pancarı ektirme çalışmaları başlatılmıştır. 24 Eylül 2012 tarihi itibarı ile şirketimizin Adapazarı Pancar Ekicileri Kooperatifi ’ne ait % 98,8 hissesinin Özel Bir Banka’ ya devir işlemleri tamamlanmıştır. 24 Kasım 2013 tarihi itibarı ile şirketimizin Özel Bir Banka ’ya ait % 98,8 hissesinin Yıldız Holding A.Ş. ’ye devir işlemleri tamamlanmıştır.
1880 yılında Sakarya bölgesinde 2’si Adapazarı’nda, 2’si Sapanca’da, 4’ü Akyazı’da, 12’si Hendek’te 7’ si Geyve’ de toplam 27 ipek fabrikası bulunuyordu. 1935’te Adapazarı’nda Cevat Bey tarafından kurulan ipek fabrikası, dönemin öne çıkan sanayi girişimlerinden biridir. Bu fabrika, ipek üretimi modern patlamalar kullanarak bölgedeki sericilik faaliyetlerini desteklemiş ve ekonomik fayda sağlamıştır. Yerel pazarlara sunarken, Türkiye’nin ipek ihracatına da katkı sağladı. Erken Cumhuriyet Dönemi’nde ipek sanayisinin gelişimi için yeni tedbirler ve farklı uygulamalarda da bulunuldu. Öncelikle 1930’lu yıllarda ipekböcekçiliği yetiştiriciliğinin ve koza rekoltesinin arttırılması için Ticaret Vekâleti tarafından Bursa, Adapazarı, Kocaeli ve Bilecik’te İpek Kozası Satış Kooperatiflerinin kurulması kararı alındı.
14 Haziran 1934 tarihli bir gazete haberi, o dönemin fabrikaya ilişkin önemli bilgiler sunmaktadır. Habere göre Hamit Bey, Adapazarı’nın Mehmet Efendi mahallesinde, Hamit Bey çıkmazı sokağında yer alan 28 numaralı evde ikamet etmektedir. Bu durum, dönemin sosyo-ekonomik yapısına ve bireylerin günlük yaşamlarına dair ipuçları vermektedir. Hamit Bey’in işyeri, kısa süre önce unvan değişikliği yaşamış ve yeni tescil tarihi olarak 12 Haziran 1934 belirlenmiştir. Bu bağlamda, işyeri Karaağaç dibi semtinde, İstiklâl mahallesi ve Zafer sokağında yer alan bir fabrika olarak faaliyet göstermekteydi. Haberde belirtildiği gibi, Hamit Bey, uzun süredir pamuklu mensucat sanayi ile uğraşmakta ve bu alandaki ticari faaliyetlerini 1927 yılından beri sürdürmekteydi. Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı olan Hamit Bey’in sicil numarası ise 827 olarak kaydedilmiştir. Hamit Bey’in işyeri unvanı, “Adapazarı Bez Fabrikası Sipahi Oğlu Hamit B.” şeklinde tescil edilmiştir. Bu unvan, hem aile geleneğini hem de ticari bir kimliği yansıtmaktadır. Unvan değişikliğinin ve imza şeklinin tescil tarihi ile ilân edilmesi, dönemin ticari hayatında şeffaflığın ve kayıt altına almanın önemine işaret etmektedir.
Bolulu Numan ve ortağı Osman Efendi’ye ait olan bu fabrikada, o dönemde önemli bir ekonomik etkinlik sağlanmıştır. Fabrikanın gücü yirmi beygir olarak belirlenmiş olup, bu güçle günlük üretim kapasitesi 300 ila 600 kilogram arasında değişiklik göstermektedir. Fabrikanın faaliyete geçmesi, yerel ekonomiye katkıda bulunmuş ve istihdam olanakları yaratmıştır. Bunun yanı sıra, Adapazarı’nın sanayi hayatının geliştirilmesine de önemli bir zemin hazırlamıştır. Dönemin ekonomik şartları göz önüne alındığında, bu tür küçük ölçekli fabrikaların varlığı, yerel halk için hayati önem taşımaktaydı.
Adapazarı kazasında bulunan Subaşı mahallesindeki fabrika, bölgenin sanayi geçmişinin önemli bir parçasını oluşturur. Önceleri koza fabrikası olarak faaliyette bulunan bu tesis, zamanla mensucat alanında hizmet vermeye başlamıştır. Tarihsel olarak, koza fabrikaları, ipek üretiminde kritik bir rol oynamışken, mensucat sektörü ise daha geniş bir tekstil ürün yelpazesini kapsamaktadır. Fabrikanın sahibi Sipahizade Ahmet Bey, işletmesini altmış çarka sahip olan bu tesisle büyüterek, Adapazarı’nın ekonomik yapısına katkıda bulunmuştur. Altı çarka sahip olmanın getirdiği verimlilik, fabrikanın rekabet gücünü artırmış ve bölgedeki istihdama da önemli ölçüde katkı sağlamıştır. Zamanla, teknolojinin gelişmesi ve piyasa taleplerinin değişmesiyle birlikte, tesisin işlevi değişim göstermiştir. Fabrikanın mensucat alanında faaliyet göstermesi, bölgedeki tekstil sanayisinin evrimine paralel bir dönüşüm sürecini ifade eder. Bu tür fabrikalar, sadece üretim yapmakla kalmayıp, aynı zamanda yerel ekonominin canlanması için de zemin hazırlamaktadır.
Sahibi Kandıralı Yakup Efendi olan Adapazarı kazası Söğütlü nahiyesi merkezinde faaliyet gösteren fabrika 1926 yılında tesis edilmişti. Fabrikanın özellikleri arasında, otuz iki beygirlik güce sahip olması ve yıllık üretim kapasitesinin 1.800.000 kilogram civarında olması dikkat çekmektedir. Bu kapasite, fabrikanın bölge ekonomisine katkıda bulunduğunu ve büyük bir üretim gücü sunduğunu göstermektedir. 1920’lerin sanayi devrimi bağlamında, Adapazarı’ndaki bu tür tesisler, yerel istihdam imkanları yaratmakla kalmamış, aynı zamanda tarım ve diğer sektörlerle olan etkileşimleri sayesinde bölgenin ekonomik kalkınmasına önemli bir katkı sağlamıştır. Kandıralı Yakup Efendi’nin liderliğinde işletilen bu fabrika, dönemin teknolojik imkanlarıyla üretim yapmış ve bölgedeki sanayiye yeni bir ivme kazandırmıştır.
Eski Tapu memuru Ahmet Efendi ve şerikine ait olan fabrika, 1926 yılında Adapazarı kazası Dernek Cuma mevkiinde faaliyet göstermeye başlamıştır. Bu fabrika, dönemin sanayi anlamında önemli bir temsilcisi olarak öne çıkmış ve bölgenin ekonomik gelişimine katkı sağlamıştır. Fabrikanın gücü otuz iki beygir olarak belirlenmişken, yıllık üretimi 1.800.000 kilogram gibi dikkate değer bir seviyeye ulaşmıştır. Bu üretim kapasitesi, fabrikanın hem yerel hem de potansiyel ulusal pazarlara sunduğu ürünlerle bölgedeki iktisadi dinamizmi artırmıştır. Ahmet Efendi ve şerikinin girişimleriyle kurulan bu tesis, sanayileşme sürecinin önemli bir parçasını oluşturmuş ve istihdam olanakları sunarak yerel halkın yaşam standartlarını iyileştirmiştir. 1926 yılında açılan bu fabrika, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal açıdan da önemli bir yere sahiptir.
Adapazarı kazası Akyazı mıntıkasında olan bu fabrika devlete aitti. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, özellikle 19. yüzyılın sonlarında, askeri mühimmat üretimi ve lojistik destek sağlama amacıyla kurulmuş olan bu fabrika, zamanla sivil kereste üretimine de önemli katkılarda bulunmuştur. 1927 yılı itibariyle üretim miktarı hakkında bilgi mevcut değildir.
Şehirde tütün işi yapan 4 firma mevcuttu. Bunlar: Duhân Şirketi, Komaro Şirketi, Hacı Ali ve Beyzade, Kavalalı Kâmil idi.