SAKARYA'DA HAVACILIK

Dünya havacılığının gelişimi, bilim ve teknolojideki ilerlemelerle sıkı bir ilişki içinde olmuştur. İlk uçuşların temellerini atan Wilbur ve Orville Wright kardeşler, 17 Aralık 1903’te “The Flyer” isimli tayyareleriyle gerçekleştirdikleri uçuşla modern havacılığın kapılarını aralamışlardır. Osmanlı Devleti de bu gelişmelerden etkilenmiş, 1911 yılında Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa öncülüğünde bir hava şubesi kurarak hava gücünü ordusuna entegre etme adımını atmıştır. Bu çabaların sonucunda, 1912 yılında İstanbul Yeşilköy’de açılan Tayyare Mektebi ile Osmanlı askeri havacılığı resmi bir yapı kazanmıştır. Eğitim için Fransa’ya gönderilen subaylar, yurda döndüklerinde Türk havacılığının geleceğine önemli katkılarda bulunmuşlardır.

1912 yılına gelindiğinde, Balkan ülkeleri havacılık alanındaki çalışmalarına henüz yeni başlamışken, Osmanlı Devleti askeri hava gücünü oluşturma yönünde daha erken adımlar atmış durumdaydı. Dört Balkan Savaşları sürecinde, Osmanlı Hava kuvvetleri ile Balkan İttifak Devletleri arasındaki karşılaştırmada, Yunanistan ve Sırbistan’ın 4’er, Bulgaristan’ın ise 10 tayyareye sahip olduğu görülmektedir. Osmanlı hava gücü ise, her biri iki tayyareden oluşan yalnızca üç müfrezeden ibaretti. I. Dünya Savaşı’na Almanya’nın yanında katılmasının etkisiyle, devletin Fransa’dan sipariş ettiği kara ve deniz tayyareleri, olumsuz şartlara rağmen Fransız hükümeti tarafından iade edilmiştir. Bu durum, Muharebe ve Muvasala Dairesi’nin Havacılık bölümünün genel karargâha bağlanmasına yol açtı. Ayrıca, Tayyare okulunda yalnızca 2-3 öğrencinin solo uçuş yapabilecek seviyeye ulaştığı anlaşılmaktadır.

1915 yılı sonunda Osmanlı ordusunun elindeki tayyare miktarı kırk beş ile yüz adet arasında iken, bu sayı savaş süresince Almanya’nın paşa bölükleriyle birlikte dört yüz elli adede kadar yükselmiştir. Başlangıçta on olan pilot sayısı, savaşın sonunda yüze yakın bir seviyeye ulaşmıştır. I. Dünya Harbi’nde tayyareler, önemli hava savunma ve saldırı araçları haline gelmiş, savaşın sona ermesiyle birlikte tüm devletler, hava savunmasını güçlendirme çabalarına girişmiştir. Bu bağlamda, 13 Haziran 1920 tarihinde Harbiye Nezareti tarafından Ankara Hükümeti’ne ait bir askeri havacılık teşkilatı kurulmuş, ardından 20 Haziran 1920’de Kuva-yı Havaiye Şubesi faaliyete geçmiştir. Aynı yıl içerisinde mevcut hava gücü deniz tayyareleriyle birleştirilerek, 1922’de Kuva-yı Havaiye Müfettişliği adı altında faaliyetlerini sürdürmüştür. Kurulan bu Kuvay-ı Havaiye Şubesi ile Osmanlı Ordusu pek çok bölgede savaşmış, büyük mücadeleler vermiştir. Türk Hava Harekâtı ile Doğu Cephesinde, Batı Cephesinde, 1. ve 2. İnönü Muharebelerinde Eskişehir Kütahya ve Sakarya Muharebelerinde ve Büyük Taarruz Muharebelerinde mücadeleler verilmiştir.

ESKİŞEHİR KÜTAHYA VE SAKARYA MUHAREBELERİ

Batı cephesindeki Türk askeri birlikleri, Sakarya istikametinden geri çekilirken, Kütahya’da konuşlanmış olan Türk Hava Kuvvetlerine ait 2. Tayyare Bölüğü, önce Eskişehir ve Polatlı, oradan da Malıköy’e intikal ettirildi. Fazıl Beyin komuta ettiği bölükte, iki adet keşif ve iki adet av tayyaresi olmak üzere dört adet tayyare bulunuyordu. 80 13 Ağustos 1921’de on sekiz adet Yunan tayyaresi, Eskişehir’den hareket ederek Sakarya Nehrinin batısına yerleşti. Sakarya Muharebesi’nde cephe genişliğinin 120 km ye ulaşması hava keşfine duyulan gereksinimi de artırdı.

Sakarya Meydan Muharebesi öncesinde gerçekleştirilen keşif faaliyetleri, Türk Hava Kuvvetleri’nin az sayıda tayyaresiyle coşku ve özveriyle yürütülmüştür. 15 Ağustos’ta meydana gelen keşif uçağının düşüşü, pilot Cevdet Bey ve Yüzbaşı Sırrı Bey’in şehit olmasına yol açarken, geriye yalnızca bir av uçağı kalmıştır. Bu tek uçağın gerçekleştirdiği sekiz keşif uçuşu, düşman güçlerinin Sakarya’da taarruz hazırlığında olduğunu belirlemeye imkân tanımıştır. Yunan ordusunun elli uçağına karşı, Türk tarafında yalnızca iki tayyare ile hava keşif görevleri devam etmiştir. 3 Ağustos ile 13 Eylül 1921 tarihleri arasında gerçekleştirilen kırk uçuş, Batı cephesi komutanlığının operasyonel hareketliliğini büyük ölçüde kolaylaştırmış ve elde edilen bilgilerle düşman hareketleri etkili bir şekilde izlenebilmiştir. Tüm olumsuz koşullara rağmen, Türk tayyarecileri muharebe sahasında önemli bir rol üstlenmiştir. “İsmet” adı verilen uçakla, Cephe Bölüğü, Sakarya Meydan Savaşı devam ederken 23 Ağustos-13 Eylül 1921 tarihleri arasında yine kırk keşif uçuşu gerçekleştirmiştir.

İsmet Paşa’nın 10 Eylül’de gönderdiği emirde; “…Saat 11.00’de yapılan hava keşfine göre; cepheden Kavuncu köprüsüne ve Sakarya köprüsünden geriye doğru çekilen yürüyüş halinde düşman birlikleri görülmüştür. Düşmanın geri çekildiği hakikattir…” diyerek, taarruzun başarıya ulaşacağını bildirmiştir. Bu emir komutanların kararlarında hava keşiflerine verdiği önemi göstermesi açısından önemlidir. Takip harekâtı esnasında on üç keşif uçuşu daha yapılarak Yunan birliklerinin yerleri tespit edilmiştir. 19 Eylül’de yapılan keşifte Biçer-Sarıköy arasında bulunan düşman birliğine bomba atılmıştır. Aynı gün Sarıköy meydanına mecburi iniş yapan Breguet-14 tipi Yunan uçağı sağlam olarak ele geçirilmiş ve uçağa ‘’Sakarya’’ adı verilerek, Cephe Bölüğünde kullanılmıştır.

Türk tayyarelerinin bombardımanını yaralı Yunan gazeteci şu şekilde anlatmıştır;

“Türk’ün fazla tayyaresi bulunduğunu iddia edemem. Bir veya iki tipten iki tayyare Fakat her an başlarımız üzerinden ayrılmayan bir kara bela. Beni de yaralanmıştı. 2 Eylül, Bugün büyük kumandanların içtimai vardı. Büyük bir çadırlı ordugâh ve başkumandanın başkanlığında bütün büyük kumandanlar gelmiş ve karargâhı muhafaza ve süvari kıtaları doldurmuştu. Tam bu sırada yine bir kara tayyare gözüktü. Karargâhın tam üstünde helezonlar yaptıkça bombalarını bıraktı ve hepimizi bir ateş ve duman deryası içine sardı. Evvela öldüğümü sandım. Sonra aklım başıma geldiği zaman sol kolsuz olduğumu anladım. Sonra öğrendim ki, 4 bomba atmış ve bombalar ordugâhtan insan ve hayvan tam 400 cana kıymış ve bunların içinde 1 general, 5 miralay ve 1 doktor miralay ve 20 kadar da subay varmış.’’

Türk havacılığının ilk pilotlarından Vecihi Hürkuş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili hatırasını aktarırken, milli mücadeledeki destekleyici rolünü vurgulamaktadır. Hürkuş, Atatürk’ün beklenmedik anlarda daima yanlarında bulunarak moral kaynağı olduğunu belirtir. Özellikle Sakarya Savaşı sonrası yaşanan zaferin coşkusu, Atatürk’ün içten tebrikleriyle derinleşmiştir. Hürkuş’un, Atatürk’ün her gezisinde yer almayı ve ona havadan selam vermeyi arzu etmesi, büyük bir sevgi ve saygının ifadesidir. Böyle bir özverinin karşısında Atatürk’ün söyledikleri, Hürkuş’un cesaretinden kaynaklanan endişesini ortaya koyarken, onun için duyduğu derin bağlılığı da gözler önüne sermektedir.

1980 Sonrası: Sanayi ve Savunma Alanında Gelişmeler

1980’ler sonrası Türkiye’de sanayi hızla gelişmeye başlamış, Sakarya da bu gelişimden nasibini almıştır. Özellikle otomotiv sektörü bu dönemde büyük bir atılım yapmıştır ve Türkiye’nin önemli sanayi merkezlerinden biri haline gelmiştir. Savunma sanayi ve havacılık sektörleri açısından ise Sakarya’nın payı bu yıllarda sınırlı kalmıştır. Ancak Türkiye genelinde, özellikle savunma sanayi alanındaki gelişmeler, Sakarya gibi sanayi şehirlerini de etkilemiştir.

Son yıllarda Türkiye’nin savunma sanayi ve havacılık alanındaki büyük hamleleri Sakarya’yı da etkilemiştir. Özellikle yerli üretim insansız hava araçları (İHA) ve silahlı insansız hava araçları (SİHA) projelerinin artmasıyla birlikte, bu projelere destek veren yan sanayi kuruluşları Sakarya’da faaliyet göstermeye başlamıştır. Sakarya’nın güçlü sanayi altyapısı, bu tür projelere üretim ve tedarik anlamında katkı sağlamaktadır. Ayrıca savunma sanayisinin önemli aktörlerinden biri olan BMC firmasının da Sakarya’da üretim tesisleri bulunmaktadır ve bu tesislerde zırhlı araç üretimi gibi savunma sanayisine yönelik faaliyetler sürdürülmektedir.

KAYNAKÇA

Akdemir, Yılmaz. Atatürk Dönemi Türk Havacılığı. Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Ankara, 2005.

Tatar, Cengiz. Türk Havacılık Tarihi (1909-1954) Millî Mücadele Dönemi Öncesi ve Sonrası Türk Havacılığı. 2018.

Okumuş, Zerrin. Türk Tayyare Cemiyeti. 2017. Master’s Thesis. Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Karadoğan, Umut Cafer. “Birinci Dünya Savaşı ve Millî Mücadele Döneminde Türk Deniz Havacılığı Faaliyetleri” Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 2018, vol. XXXIV,s.127-180.

Yalçın, Osman. Osmanlı İmparatorluğu Dönemi Türk Askeri Havacılığı. Bilig , 2021, 96 (TBMM’NİN 100. YILI ÖZEL SAYISI): 147-176.