Yenigün Gazetesi

“Özgürce” Makale Yazısı

7 Aralık 2003

Şehirde yaşama kültürü önemli

Son Büyükşehir Belediye Meclisi Toplantısı’nda Başkan Aziz Duran çok önemli konulara değindi konuşmalarında. “Şehirde yaşamak kolay değil. Şehir kültürünü iyi bilmek zorundayız. Şehri, Adapazarı’nı güzelleştirmek yeterli değil. O güzelliği korumak gerek”. Çok doğru değil mi?

-Yolda yürürken tükürerek gidenler nasıl hoş görülebilir? Çimenleri çiğneye çiğneye yürüyenleri nasıl hoş görebiliriz? Bakın Atatürk Bulvarı’nın çiçeklerine, çimenlerine. Üç-beş, sekiz- on metre yakınında karşıdan karşıya geçme yolu var olduğu halde çimenleri çiğneyerek geçenler, yollar oluşturmuştur. Yağışlı havalarda çamurlu yollar sırıtıvriyor”

– Ben çimeni çiğneyenlerle çiçek koparanlarla mücadelemi veriyorum. Bazı öğretmenler, bazı iyi niyetli insanlarımız mücadeleyi veriyorlar. Ama yeterli olmuyor.

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran, kangren hale gelmiş bir yaramıza değindiler. Yanlış, hatalı yürüyenlerle benim kadar ilgilenen sanmıyorum ki olsun. Birlikte yürüdüğümüz emekli eğitimciler zaman zaman çıkışlarımdan sonra,

-Senin başına bir bela gelecek. Böyle karıştığın insanlar yapıştıracak suratına yumruğu diyorlar.

Onbeş- yirmi gün kadar önce Yenicam’den merkez doğru geliyordum. Duran bir taksinin önünden geçtim. Çimeni çiğneyerek gelen ciddi ciddi yaşı kırkın üstünde bir hanımefendiyi gördüm. Önlerine çıktım. Bir eğiticiye, özellikle bana yakışır şekilde

-Hanımefendi, etrafınıza bakınız şöyle. Ben baktım. Zabıta memuru yok. Bir zabıta memuru sizi görseydi otuz milyon TL’lik makbuz keser, alırdı. Vernemeye kalkıştığınızda da yargıya gönderirdi. Karşıdan karşıya geçiş için bakın on onbeş metrede bir yollar yayalara. Niye ordan var geçmediniz? Neden çimenleri çiğnediniz? Size yakıştıramadım

-Çok çok özür dilerim. Düşünemedim. Bundan böyle dikkat ederim beyefendi dediler.

Takside bekleyen hanımın yanına eşleri geldiler. Uyarımı birlikte dinlemişler.

-Bravo Hocam! Çok iyi yapıyorsunuz, herkes yapsa sizin yaptığınızı dediler.

 

-Evet, evet hepimiz yapmalıyız. Herkes benim gibi yapsa bu şehir çok güzelleşir dedim. Tanımadığım, beni tanıyan, yazılarımı okuduklarını söyleyen mutlu çifte teşekkür ettim. Çok mutlu, sağlıklı gelecekler diledim, yollarımıza devam ettik…

Bu şehirde pekçok kimse bilir. Genç-yaşlı bay-bayan demem yanlış yürüyenleri çiçek koparantaları, çimenleri çiğneyenleri hep ayıplar, uyarırım. Bazen çok iyi karşılanırm. Bazen “Boş ver hacı amca, boş ver! Bizim bir böyle yürüyüşümüzle mi şehir çirkinleşecek? Boşver üzme tatlı canını derler” Yürüyüp giderler… Yolda yürüyorum, bir kağıt, gazete parçası, ne bileyim ilan kağıdı falan filan gördüğümde mutlaka alır, çöp bidonuna atarım. Yanımdakiler bazen kızarlar. Ama hemen

-Köy Enstitüsü mezunu dğil misiniz? Öğrenciyken okulda her sabah behçenin çöplerini toplardınız ya bu alışkanlık ondandır derler… Bazen elimde çöplük malzemesi ile yürürken, örneğin mısırını yemişler kocaman somağını atmışlar. Elma, armut yemişler, ayva yemişler atmışlar, alır çöp kutusuna doğru yürürüm. Gıpta ile izleyenler olur. Kutlarlar beni… 

Hafta içinde kocaman bir ekmek gördüm yol kenarına atılmış. Bayağı büyüktü. Aldım. Sürekli yanımda bulundurduğum kağıt mendille sardım. Bir beyefendi,

-Ne yapacaksınız? Sorusunu sordu.

-İşiniz yoksa onbeş- yirmi dakikanız varsa gelin benimle dedim. Birlikte yürüdük. Konak Eczanesi karşısında çimenler üzerine güvercinler yokken ekmekleri ufaltarak attım. Hemen, anında Meserret Han’dan üç-beş, sekiz-on derken elliye yakın güvercin geliverdi. Sağdan soldan. Emekli dostumla zevkle seyrettik. Yarım saat kadar.

 -Böylesine yazılarında çok okudum.

Tanımıyordum Tanıştığımıza sevindim dedi sevgili gıyabi dostum. Telefonlaşacağız bundan böyle.

Evet birbirimizi uyarak şehre sahip çıkalım. Adapazarı çok güzel bir şehir olmaya layıktır. “ Adapazarı güzel Adapazarı” gerçekten çok daha güzel olmalıdır.

ÜNAL OZAN CADDESİ TABELASI ASILDI

Sevgili Başkanım Aziz Duran’a canı gönülden teşekkür ederim. Üç ermekli cumadan sora “Ünal Ozan Caddesi” adı verilen doğup-büyüdüğü Kandıra Caddesi’ne doğru gittik. Tabelanın asıldığını gördük. Mutluluk duyduk. Ne kadar da yakışmış tabela o sokağın başına İhsaniye Camii tarafına…

Yarın tekrar buluşmak dileğiyle…