Yenigün Gazetesi
“Özgürce” Makale Yazısı
27 Şubat 2009
Okulu 43 yıl önce Şehit Cengiz Topel ve çevresini suya nasıl kavuşturdum
Tekeler Mahallesi’nde bir okul yapılmıştı. Adı verilmemişti. Pilot Yzb. Cengiz Topel. Kıbrıs’ta uçağı düşerek şehit olmuştu. Vali Ertuğrul Ünlüer çok çok bilinçli kamu görevlisiydiler. Rahmetli çağırdılar, hiç unutmam o günü;
“Tekeler’deki yeni okula ‘Şehit Cengiz Topel’ adını verdim. Okul iskelet halinde. Örnek okul haline sen getirebilirmişsin. Dairenin bu görüşüne katılıyorum. Sınıfına geldim. Çok beğendim. İmzamla takdimamemi almışsındır. İtiraz yok gideceksin” dediler.
Bir şey diyemedim. Rahmetli beni çok severdi. Sınırsız saygım vardı. “Peki” dediğimi hatırlıyorum…
Yolu, suyu, ihata duvarı. Telefonu bile yok. Tarlada bir okul…
Çok iyi bir belediye başkanımız vardı. Yük. Elektrik Müh. Vedat Önsal. Rahmetli ile çok iyi anlaştık. Kısa süre içinde yolumuz yapıldı. 09.04.1965 günkü Tercüman’da çıkan yazımı sunuyorum.
1967-68 öğretim yılı sonunda “Çok iyi” nükümlü teftiş raporu aldım. 340 metre çevresi ihata duvarı dahil her şeyi. Çok geniş bahçesini meyveli-meyvesiz fidanlarla doldurmuştum. Şair Tarancı ömrün yarısı eder dediği yaştaydım. O yaşta öyle çalışıyordum. 43 yıl sonra bana destek verenlerin ölenlerini rahmetli anıyorum. Yaşamda olanlara sağlıklı, neşeli, sevinçli uzun yaşam yıllan diliyorum….
Tercüman’ın Sakarya muhabiriydim. Ahhh, ah! Ne güzel günlerdi o günler!..
Hanım
“Efendim, dün Bakan hanımlarının dilek için çalınan kapılarından, Bakanlık’tan ayrılmak için aldıkları kurbanlardan söz etmiştim. Küçük-büyük elinden iş çıkan memur hanımlarının tümü dertliymiş.
Adapazarı’nda Şehit Cengiz Topel İlkokulu ile çevresinde içme suyu yokmuş. Mahalle halkı aralarında 6 bin lira toplamışlar. Ancak yetmemiş. Kırk bin liralık bir su imiş bu. Belediye, “Hiç olmazsa 15 bin lira bulun, gerisini biz ekleriz” demiş. Mahalle küçük, gelirler dar, 15 bin lira bulamamışlar.
Okul Müdürü Abdullah Çelik Vali Ünlüer’in kapısını çalmış. Susuzluğu anlatmış. Vali “Olur” demiş ve Özel İdare’nin kapısından 8700 lira himmet etmiş, himmeti var olsun.
Böylece tam tamina 15 bin lira toplanmış. Belediye E.S.O. İdaresi’nin kapısına “Bize su diye dayanılmış… Ancak, mahalle halkı bugün- yarın diye atlatılmaya başlanmış….
Hafta, ay geçmiş. Birgün, Okul Müdürü Abdullah Çelik bir sinemada E.S.O.’nun yakışıklı Müdürü İsmet Özbay’ı, eşi ile film seyrederken yakalamış. Yanındakilere;
“Su işimiz oldu” diye müjdeyi verip, E.S.O. Müdürü’nün yanına seğirtmiş. Arkadaşları şaşırmışlar. “Bu iş nasıl olacak?” diye. Müdür, dereyi görmeden paçaları sıvıyor diye.
Okul Müdürü Abdullah Çelik, E.S.O. Müdürü İsmet beyin hanımını selamlamış önce, “Merhaba hemşehrim demiş. Biz Sapancalı değil miyiz? Sen de Sapancalısın, ben de. Bu eşiniz olacak müdür bey, benim okula su vermiyor. Şuna bir gözüküver de, çocuklar suya kavuşsun.” Hanım eşine dönmüş “Çocuklara yazık değil mi, su veriversene!” diye çıkışmış… E.S.O. Müdürü İsmet bey yemini billaha başlamış;
“Vallahi de Pazartesi günü, billahi de. Bugün Cumartesi, yarın Pazar, öbürgün Pazartesi” demiş. Ve… “Hanıma söyle işini” sözünü vecize yapacak “Su işi” gerçekleşivermiş…
Ya efendim, bundan sonra işlerinizi beylere değil de, hanımlara söyleyin e mi…
Tekrar buluşmak dileğiyle… Sevgiler, saygılar…