Yenigün Gazetesi

“Özgürce” Makale Yazısı

27 Eylül 2011

Yaklaşık 50 yıla yakın süredir tanıdığım ayakkabıcı, kunduracı Nuri Usta, Nuri San, eşiyle ölen annesinin anısına Erenler Lisesi bahçesine çok güzel bir çeşme yaptıran Emekli Öğretmen Nejdet Bakar'a

“Abdullah Çelik ne güzel art arda çeşmeler yaptırıyor. Söyle uğrasın bana, ben de bir çeşme yaptırmak istiyorum demiş. Yardımcı olsun bana” Nejdet Bey’le Büyükşehir Belediyesi arkasındaki Aydın İşhanı zemin katinde Nuri Usta ile beraberiz. Kısa süre içinde anlaştık Sapanca’ya Fahri Tuna’nın gençlerle konuşmam için götürdüğümde o kalabalık çeşmeler yaptırdığımı bilen Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesi Müdürü Murat Kurt okulunun bahçesine bir çeşme yaptırmamı istemişti. Söz vermiştim. Bir hayırsever arıyordum.

“Sevgili Nuri ‘cim çok sağ olasın, Çok iyi bir iş yapıyorsunuz. Candan kutluyorum. “Camili ‘de ünlü bilim adamı Cemil Meriç’in adını taşıyan o lisenin bahçesine yaptırman çok iyi oldu” dedim.

Bu cevabi aldıktan sonra diğer çok iyi ustamız Refik Şahin’i aradım. “Büyükşehir Belediyesi arasındaki Aydın İşhanı’ndayım. Hayırsever, çeşme yaptıracak Nuri Usta, Nejdet Bakar’la üçümüz sizi bekliyoruz. Hemen gel. Dörtlü Refik Usta’nın arabasındayız. Yapılan çeşmeleri görmeye gittik. Gördük. Cengiz Topel Okulu bahçesinde berem babamın ansına yaptırdığım aynı ustanın yaptırdığı gibi olmasını istedi. Anlaştık. Dörtlü grup yola devam yola devam. Camilideyiz. Valiliğin hemen arkasında bizi Müdür Kurt’un beklediğini gördük. Sevindik 6-7 iyi niyetli bir aradaydık Cemil Meriç Lisesi önündeyiz. Çeşmenin yerini belirleyeceğiz oy birliği ile en uygun yeri belirledik. Sevinçliyiz. Düğüne, bayrama gider gibi ayrıldık. Cemil Meriç Sosyal Bililer Lisesi’nden. 

Yakında çok yakında çok iyi insan hayırsever Nuri Usta’nın. Nuri Sarı’nın insancıl durumu ile öğrenciler bol bol sağlıklı temiz su içecekler. Ellerini yüzlerini yıkayacaklar. Yatılı bölümü var. Abdest alanlar da herhalde olacak. Biliyorum Cemil Meriç’i merak ediyorsunuz Sakarya’nın en büyük yazarlarından. Yirmiye yakın çok değerli kitapları bulunan Fahri Tuna’nın hazırladığı özgeçmişini sunuyorum. Türk düşüncesinin Everest’i Cemil Meriç Okulun adının verildi “Türk düşüncesinin Everest’i”” diye nitelendirebileceğimiz Cemil Meriç’i tanıyalım. 12 Aralık 1916’da Hatay Reyhanlı’da Balkan Göçmeni (Yunanistan Dimetoka) bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Asıl adı Hüseyin Cemil Meriç Antakya Lisesi’nde eğitimini sürdürdükten sonra İstanbul’a geldi ve Pertevniyal Lisesi’ni, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Elazığ Lisesi’nde Fransızca öğretmenliği yaptı. (1942-1945) İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Okulu’nda okutman olarak çalıştı (1946) 1974 senesinde İstanbul Üniversitesi’nden emekli oldu. Kızı Sosyoloji Prof. Ümit Meriç’tir. 1955’te görme yeteneğini kaybetti. Fakat öğrencilerinin yardımıyla çalışmalarını ölümüne kadar sürdürdü. 13 Haziran 1987 günü İstanbul’da rahmetli oldu. Bu ülkeyi okumadan bu ülkeyi anlamak mümkün değildir “Cemil Meriç’in ilk yazısı Hatay’da, Yenigün Gazetesi’nde çıktı. (1928) Sonra Yirminci Asır, Yeni İnsan, Hisar, Türk Edebiyatı, Töre, Pınar, Doğuş, Hareket ve Edebiyat dergilerinde: Orta Doğu ve Yeni Devir gibi gazetelerde yazlar yazdı. Cemil Meriç, gençlik yıllarında Fransızcadan tercümeye başladı. Honore’de Balzac ve Victor Hugo’dan yaptığı tercümelerle kuvvetli bir mütercim olduğunu gösterdi. Batı medeniyetinin temelini araştırdı. Dil meseleleri üzerinde önemle durdu. Dilin bir milletin özü olduğunu savundu. Sansüre ve anarşik edebiyata karşı bir yazar ve düşünür olarak tanınmaktadır. Cemil Meriç’in eserlerinde toprağından kopan insanın trajedisi ve kendini bulma çabasının yanı sıra, Türk aydınlarının düştüğü amansız açmazda bütün çıplaklığıyla gözler önüne serilir. Türk Edebiyat tarihinin gelmiş geçmiş en büyük birkaç eleştiri (tenkit) yazarlarından en biridir. Doğunun siyaset, sosyoloji, tarih, toplum konularına çok geniş bir perspektiften bakarak kaleme aldığı düşünceleri ile tanınır.

Tekrar buluşmak dileğiyle, sevgiler, saygılar.