Yenigün Gazetesi
“Özgürce” Makale Yazısı
9 Temmuz 2011
Atatürk'ün, İsmet İnönü'ye yazdığı son mektup
Bir grup oturmuş söyleşiyorduk. Bir İsmet Paşasever; “Atatürk Celal Bayar’ı başbakanlığa getirdikten sonra, İsmet İnönü’ye hiç ilgi göstermemiş. Küskünlüğü ölenedek sürmüş” deyiverdi.
Oysa rahmetli Atatürk İsmet Paşa ile ölenedek ilgilenmiştir. Rahmetli Atatürk’ün ölümüne 306 gün varken, yazdıkları bir çok içten, çok samimi mektubu var. İşte Atatürk’ün son yazdığı mektubun aslı. Kesin, muska gibi saklayınız. Acı gerçek bu memlekette hala Atatürk karşıtları var. Aleyhinde konuşanlar var. Ne diyelim, yazıklar olsun! Atatürk olmasaydı, Türkiye Cumhuriyeti olabilir miydi? Bir düşünün…
“Kasım ayı içinde Doğu illerine bir gezi yapan Atatürk Ankara’ya döndükten sonra İsmet Paşa’yı aradı. İki arkadaş Çankaya’da buluştular. Yeni yıla İnönü ağır bir griple birlikte girmişti.
İçişleri Bakanı Şükrü Kaya arayıp, Cumhurbaşkanı’nın günlerinin sayılı olduğunu, son bir kere İsmet Paşa’yı görmek istediğini bildirdi. Mevhibe de kocasının son bir defa arkadaşını ziyaret etmesini istiyordu, ama Ankara’daki yakın arkadaşları gitmesine engel oluyorlardı. Gazi’den sonraki liderin İsmet Paşa olduğu belliydi. O’na bir suikast düzenleneceğinden korkuyorlardı.
İsmet,
Benim sevgili dostum, kardeşim aziz evladım!
Dün akşam yeni yıl tebriğini aldım, çok mütehassis (duygulandım) oldum. Derhal Başyaverimle, senin hakkında sarsılmaz kardeşlik ve arkadaşlık hislerimle tebriklerimi bildirdim.
Bu defa biraz uzunca süren rahatsızlığın, senden ziyada (fazla) beni müteessir (üzdü) etti. Fakat bunu takiple anladım ki rahatsızlığının hiç bir ehemmiyeti (önemi) yoktur. İşte bundan müteselli (avundum) ve memnun oldum.
Zaman zaman, seni yatağında ziyareti düşündüm. Rahatsız olmandan içtinaben (sakınarak) bunu bilavasıta (dolayı) yaptım.
Artık iyisin! Yakın aldığım haberler bunu müeyyittir. Tekrar yeni senenin, senin, benim ve bütün Türk milletinin huzur, sükun ve parlaklık ile karşılaşacağının beşareti (müjdesi) gibi gördüğümü, size iblağ (ulaştırıyorum) ediyorum.
Bir an evvel sıhhatinizin iadesi, elbet kudretinizin bildiğim tecellisini (kaderini) daima gözde tuttuğuma emniyet etmenizi dilerim.
Derin muhabbetle, sarsılmaz, kardeşlik, arkadaşlık hisleriyle gözlerinden öperim.
Kemal Atatürk
Mektubun altında Atatürk’ün, İnönü’nün Özel Kalem Müdürü Vedit Bey’e bir notu vardı;
Vedit!
Eskiden de hasta iken nadiren gidebilirdim. Çünkü evde bayanları rahatsız etmekten içtinap (sakınırdım) ederdim. Yine öyledir. Başka hiçbir şey düşünmesin.
K.Atatürk
Bundan sonra kış boyunca İnönü sık sık Gazi’nin konuğu oldu. Birkaç saat süreyle eskisi gibi masasında kendisi ve arkadaşlarıyla yemek yedi.
Artık resmi bir kişiliği olmamasına rağmen, Ankara’ya gelen yabancı diplomatlar ve devlet adamları da İsmet Paşa’yı görmek istiyorlar ve bazen ‘çevreyi’ rahatsız ediyorlardı. Buna karşın İnönü ile karşılaşmadan başkenti terk etmiyorlardı. Kasım ayında Balkan Paktı devletlerinin Genelkurmay Başkanları Toplantısı’na katılan Yunan General Papagos eski Başbakan’ı ziyaret etmek talebinin önce reddedilmesini tepkiyle karşıladı ve isteğini elde edinceye kadar diretti.
Bahar gelmişti. 26 Mayıs 1938 günü Atatürk yazı geçirmek üzere trenle İstanbul’a hareket etti. İstasyonda kendisini uğurlayanlar arasında İsmet Paşa da vardı. Kalabalıktan uzakta, bir köşede bekliyordu. Kargaşa arasında iki arkadaş birbirlerine yaklaşamadılar. Atatürk dostunun elini sıkmadan başkentten ayrıldı.
Ankara’ya bir daha dönmeyecekti…”
Tekrar buluşmak dileğiyle…