Yenigün Gazetesi

“Özgürce” Makale Yazısı

5 Aralık 2012

Öğretmenlerin asli görevi

ÖĞRETMENLERİN ASLİ GÖREVLERİ MİLLİ EÐİTİM’İN AMAÇLARI

Veliler, vatandaşlar, hatta öğretmenler asli görevlerinin ne olduğunu doğru-dürüst bilemezler. Bu nedenle ilk kez çok önemli olan bu bilgiyi yönetmelikten aynen herkes, hatta öğrenciler de bilsinler diye sunuyorum. Yanılmıyorsam okurlarımın tümü memnun kalacaktır. Bugünlerde her yerde okul, öğrenci, giriş özgürlüğünü konuşurken…

MİLLİ EÐİTİMİN AMAÇLARI

1 -Toplumsal bakımdan

a) Türk Milleti’nin bir evladı olmanın şerefini duyar, sorumluluğunu kavrar.

b) Şerefli Türk tarihinin değerlerini korur. Türk devriminin ilkelerine bağlı.

c) Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasının sağladığı yurttaş hak ve hürriyetlerine saygılı.

d) İnsanlara karşı iyi duygulu

e) Yurttaşlar arasında Milli birlik esaslarını bozmayan fikir ayrılıklarını hoş görür.

f) Kanunlara uyar ve medeni vazifelerini yerine getirir.

g) Milli kaynaklarını korur.

h) Kötü şartları düzeltmek için çalışır.

i)Bilimsel çalışma ve ilerlemelerin genel refaha sağlayacağı yardımı kavrar.

2- Kişisel bakımdan:

a) Öğrenme ve gelişme isteğin, pratik hayatın gerektirdiği bilgi ve beceriklere sahip.

b) Ana dilini doğru konuşur, okur-yazar.

c) Kendisinin ve etrafındakilerin sağlığını korur.

d) Çevresinin sağlık şartlarını düzeltmek için uğraşır.

e) Sporlara ve diğer temiz eğlencelere katılır ve bunları seyretmekten zevk alır.

f) Kendi davranışların kontrol edebilir ve iyiye yönelir.

g) Serbest zamanlarını temiz ve faydalı işlerle geçirir.

h) Güzel sanatları ve tabiatı sever ve okur.

i) Sorumlu işler olmaya hazırlık teşebbüs kabiliyeti gelişmiş;

3- İnsanlık münasebetleri bakımından;

a) Başkaları ile birlikte çalışıp oynayabilir.

b) Sözüne güvenilir.

c) Davranışlarında toplumsal nezaket esastan uyar.

d) Aileye değer verir, evini idarede becerikli.

e) Ailesinin bütün üyelerine karşı saygılı ve şefkatli.

4- Ekonomik hayat bakımından;

(Üretmen olarak)

a) Çalışmanın zevkini duyar.

b) İşi üzerindeki kudretinin geliştirerek devam ettirir.

c) Yeteneklerine uygun işi seçebilir, mesleğinde başarılı, (Yoğaltman olarak da)

d) Geçimini düzenlemeye muktedir.

e) Hesabını bilir.

Bir yurttaş olmasını sağlamaktır.

KÖY ÖĞRETMENLERİ

Yurdumuz uçsuz bucaksız,

Gökte yıldız kadar köylerimiz var.

Ama uzak, ama şirin, ama garipsi…

Alın benim gönlümden de o kadar.

***

Uzak köylerimiz de kuşlar gibi

Her sabah çocuklar size uçar.

Ama küçük, ama büyük, ama güleç…

Alın benim gönlümden de o kadar.

***

Siz kara göklerin yıldızları,

Işıtın yurdumuzu sabaha kadar.

Ama düşe kalka, ama yiğit, ama umutlu…

Alın benim gönlümden de o kadar…

Cahit KÜLEBİ

TDK Genel Yazmanı

Not: Şair Külebi TDK Üyesi iken çok iyi ilişkilerimiz oluyordu. Rahmetle anıyorum. Çok iyi insandı.

ÇEŞMEMEYDANI MEYDAN BÜFESİ

Telefon üstüne telefonlar alıyorum. Çeşmemeydanı’nda ‘Meydan Büfesi’ varmış. Çevreyi çok rahatsız ediyormuş, kokudan, pislikten. Ve yakınında olanlar oradan alış-veriş yapmazlarmış. Bir telefon eden beyefendi içtenlikle rica etti;

– Lütfen ilgilenin. Bizim çevre sizin yazılarınızı hiç kaçırmadan okuyor dediler.

Adapazarı Belediyesi’nin bir Zabıta Teşkilatı vardır. Tanıdıklarım var. Gidip bir baksınlar bana da telefonla bilgi versinler lütfen…

Bulvar’da 8-10 bir arada köpekler

Bir vatandaş ÇEK İşhanı’ndaki yazıhanemden çıkıp AKM’ye giderken durdu;

Ya Hocam! Yaz Sayın Hocam. Bak bak 1-2-3-4-5-6-7 köpek ikisi gitmiş az önce saydım. Küçük küçük siyah beyaz sarı kapışmışlardı. 15-20 kişi seyrediyorduk. Yazık çok yazık!

Yazık edildi Adapazarı’na.

46 YIL ÖNCE YAZDIKLARIMDAN

NUR OL!

Efendim Adana nire, Karasu nire?.. Ama Kasım Gülek gibi kuş misali bir adam için ‘Mesafenin’ sözü mü olur? İşte geçen gün yolu Sakarya’ya düşmüş ‘Ne var, ne yok?’ diye sormuş ‘Karasu’da kongre var’ denmiş… ‘Kim var, kim yok’ diye sormuş. ‘Ortanın solcularından ‘Hayrettin Uysal var’ denmiş. Gülek de sağı kurtarmak, dengeyi sağlamak için Karasu’ya koşmuş…

Çok güzel bir konuşma yapmış.. Milliyetçiliği, imanı övmüş… ‘Nur ol, ağzını öpeyim’ diye bağırmış CHPliler… Ağzı yerine elini öpmüşler. APliler de alkışlamışlar Gülek’i…

Bir APli ‘Namuslu olduğumuz için alkışlıyoruz’ demiş. Gülek, APlilerce niye namuslu sayıldığını öğrenmek istemiş… Sebep, Yassıada’da doğru ifade vermesiymiş. Bilmediğine bildim dememesiymiş… Bu arada Sakarya CHPlileri ‘Bizi be ortamın soluğu, ne İsmet Paşa kurtarır. Kurtarsa kurtarsa Gülek kurtarır’ diye Gülek’i bir kurtarıcı gibi uğurlamışlar.

NOT: Benim bu yazım 03.09.1966 günkü o günlerde Şehit Pilot Yzb. Cengiz Topel Okulu Müdürü Tercüman’ın yazarı idim. Ne güzel günlerdi o günler.

AYIK GELDİK

Efendim, Sakarya’nın çalışkan Belediye Başkanı vardı Vedat Önsal… Ancak, nedense, Sakarya başarılı adamlarını elinden kaçırıyor. Ankara’daki büyükler başarılı yöneticileri bir bir alıyorlar. (Mesela, çalışkan, dürüst emniyet Bekir Kutluay da İstanbul’a polis müfettişi oldu terfi etti…)

Vedat Önsal da, İller Bankası’na (Genel Müdür) oldu. Sakaryalılar onu bırakmak istemediler, diller döktüler, güzel hanımına yalvarıp yakardılar, ‘aman bizi bırakmayın’ diye… Diller para etmedi… Vedat Bey İller Bankası koltuğuna kuruldu. İstemeyerek zorla..

Ancak Vedat Bey, doğduğu, büyüdüğü, sevildiği Sakarya’ya kaşla göz arasında şöyle bir uğradı… Yerine seçilen belediye başkanı ile ‘Bir kadehlik’ dostluk masası kurdu. Hacer Bulus’tan Adapazarı türküleri dinledi… Gel gör ikinci kadehi içmedi:

‘Aranıza ayık geldim ayık döneceğim’ dedi.

… ve ‘ayık’ olarak döndü…

Dostları onu ‘sarhoş’ yollamak istememişler. Fazla zorlamadılar.

Not: Vedat Bey D.D.Y Genel Müdür oldu. Ardından AP Sakarya Milletvekilleri oldu. (7 Eylül 1966 tercümandan)