Yenigün Gazetesi

“Özgürce” Makale Yazısı

31 Aralık 2004

İki vali arasındaki fark

Türkiye’de gerçek demokrasi 1940’lı yıllarda Köy Enstitülerinde başladı. Ayda bir tüm öğrenciler toplanır, okul müdürümüz rahmetli büyük eğitimci Süleyman Edip Balkır dahil öğretmenleri, usta öğreticileri, hizmetlileri eleştirirdik. Aynı toplantıda ilgililer gerekli bilgileri verirlerdi.

Eleştin kültürünü, demokrasi nimetini ben o yıllarda tadar oldum. Aslolan İyi niyettir. 1960’ta “Demokrasinin güzel nimetlerinden faydalanalım” diye askeri Vali ve Belediye Başkanı Gn. Sedat Kirtetepe’yi “Vali bey haksızsınız!” başlıklı bir yazıyla tatmak istemiştim. Onurlu, dürüst, çalışkan Kirtetepe’nin çevresinde riyakarlar, yağcılar vardı. Aleyhimde neler söylemediler, neler! Ve paşa müdürlüğümü kaldırdı. Zonguldak’ın Ulus liçesinin bilmem hangi en yoksun yaşamlı köyüne atanmama neden oldular. Allah’tan Prof. Turhan Feyzioğlu, Milli Eğitim Bakanı idiler. Bir gece iki Arifiye mezunu, birlikte çalıştığım meslekdaşlanım yanında evine telefon açtım. Sürüldüğümü söyledim. Şaşırdı.

-Sivas Kurultayı’nda divanda birlikte çalıştık. Ben seni yakından tanıyorum. Olmaz öyle şey dedi ve rahmetli Kirtetepe’ye benim için iki sayfa mektup yazmıştı. Zonguldak’ı iptal ettiğini de açıkça yazmıştı. Ve çağırdılar, görüştük. Barıştıktı. Mektubu göstermişlerdi.

“Sedat Kirtetepe Caddesi” benim tek imzamla, başvurumla olmuştur. Rahmetle anıyorum,

Şimdi iki Ispartalı valiyle ilgili anımı yazıyorum. Sayın Nuri Okutan’ı eleştiriyorum. 1981’de Ispartalı Mehmet Aldan vali. Bir köyün okulu yıkılmak üzere. O köyden birine babası adına okul yaptıracağım. Yapacak olanla anlaştık. Sayın Aldan’a telefon ettim. Okul yaptıracak insanın yanından, bilgi verdim.

Sayın Aldan: “Nereden telefon ediyordunuz. Hemen Milli Eğitim Müdürümüzle geliyoruz. Hem teşekkür edelim, hem kahvesini içelim dediler. On-onbeş dakika geçmedi Milli Eğitim Müdürü Hüsnü Taş’ta geldiler. Kahvelerimizi zevkle içerken konuyu da görüştük, sevinerek ayrıdık.

Sayın Aldan’la temelleri attık. Onurlu bir davranm nedeniyle merkeze alındılar Kozakçıoğlu ile öğretime açtık. Okul dört dörtlük olmuştu.

Yıllar sonra 2004’te yine Ispartalı Vali Nuri Okutan’a “Bu köyü, okulu ziyarete gidelim. Okulu görelim. Bu aile o zaman babaları adına yaptırdılar. Osman Serbes İlkokulu. Şimdi anneleri adına bir lise yaptıralım. Arazisi çok geniş. İlköğretim okullan var köylerde. Çok Programlı Lise büyük gereksinimi giderir dedim. Bir ayı geçti. Sayın Vali Okutan hala o köyu, o okulu görecekler.

 Beklemekteyiz. Karşı tarafa da, Vahit Serbes’e de söyledim. Vahit’in Eğitim Enstitüsü’nden bir arkadaşı Siirt’te işadamı, Sayın Okutan’ı çok iyi tanıyor. Atama olur olmaz Vahit’e telefon açıyor, çok olumlu sözler söylüyor.

Okul taşımaya girdiğinden camı çerçevesi yok olmuştu. Vahit yeniden milyarlar harcayarak çok güzel ömek okul haline getirdi. Hacıköy İlköğretim Okulu’na bağlı ana sınıfı açılmış. Pırıl pırıl, şehirlerde bile örmekleri görülmez şekilde bir okul, ana sınıfı. Ama Sayın Okutan hala uğrayacaklar. 23 yıl önce okul yaptıran ağabeysi Nahit Serbes’e, harab olmuş okulu yeniden çocuklara çok sevilecek hale getiren Vahit Serbes’e içtenlikle teşekkür ediyorum. Sağlığında analarına söz vermiştik; Hiç merak etme senin adına da okul yaptıracağız diye. Rahmetli göremedi ama yedi erkek, bir kız sekiz çocuk anasına evlatlarının verdikleri söz yerine getirilmelidir. Gider ikiye bölünür. Yarısını devlet verir. Çok Programlı Lise Çaybaşı Fuadiye merasında hizmete sokulur. Çevresinin sekiz-on köyün lise çağı çocukları öğrenimlerini daha az giderle, daha az çile çekerek burada görurter. Ne kadar iyi olur değil mi?

Çaybaşı Fuadiye Köyü’nün geleceği çok daha güzel olacak. Buna yürekten inanıyorum….

Yanın tekrar görüşmek dileğiyle.