Yenigün Gazetesi
“Özgürce” Makale Yazısı
3 Ocak 2006
İsmet İnönü İlköğretim Okulu çok başarılıydı
Hızıtepe Mahallesi yeni yerleşim bölgesi. İç, dış göçlerle dolu. Dopdolu. Zengini az, fakiri-fukarası, muhtacı çok fazla. Eğitimli insan sayısı az.
Böylesi kıyı-bucak okulların çok başarılı öğrencileri, zenginlerin çocukları özel okullara giderler. Biraz durumları iyi olanlar, herkes bilir merkezin dört okuluna ne yapar yaparlar, kayıtlarını yaptırırlar. Ve böylece acı gerçek az eğitimli, fakir-fukara çocukları kalır bölgelerinin okullarına. İsmet İnönü İlköğretim Okulu da böylesine kıyı okullarından biri. Himmete muhtaç velilerle dolu mahallenin himmete muhtaç bir okulu.
Abasıyanık Sanat Merkezi’nde bir gece düzenlemişler. Önce “Velilerle nasıl böyle bir gece düzenlerler? Hızırtepe nerede, ASM nerede?” dedim. Ama aralarında bulunmak istedim. Güçlükle protokol koltuklarına vardım. “Milli Eğitim Müdürü veya vekili, müfettişler olacak” sandım. Gözlerimle aradım, göremedim. Görebildiklerime, tanıdıklarıma sordum. “Hiçbiri yok” dediler.
Okul öğretmenlerinden, sunucu Mustafa Özgün, Okul Müdürü Ali Fuat Sağlam’ı konuşmasını yapması için mikrofona davet etti. Sağlam, geceyle ilgili, okulu ile ilgili güzel sözler öğütledi. Okul Aile Birliği Başkanı Cavit Taş, Kezban Ersoy, İlknur Yılmaz ve diğerleri, salon dolacak şekilde gelen velilere, öğrencilerinin yakınlarına teşekkür etti. Sevilen, başarılı müdür olduğu sürekli, uzun alkıştan anlaşıldı. Dedesini, babasını çok iyi tanıdığım fotoğrafçı İsmail Açıkel’in birbirinden güzel yüze yakın çektiği çok ilginç resimler herkesi şaşırttı. Büyüledi. Sapanca kökenli olduğundan resimlerin büyük çoğunluğu çok ilginç, anlamlı, göreni şaşırtacak şekilde Sapanca Gölü ile ilgiliydi. Çok alkışlandı. Bir soru sordum; “Adını taşıdığın deden İsmail’i görebildin mi? “14- 15 yaşlarındaydım rahmetli olduklarında” dedi. “1947 sonrası Çeşme Meydanı’nda zahireci dükkanı vardı. Çok iyi görüşürdük” dedim.
Sıra geldi öğrencilerin etkinliğine. Yöremiz şairlerinden bazılarının çok güzel şiirlerini okudular öğrenciler. Öğretmenlerin ciddiyetle konuyu ele aldıkları anlaşılıyordu. Öğrenciler izleyicilerce çok alkışlandılar. Simitçi Mercan” adlı piyeste kız-erkek öğrenciler karışık roller almışlar. Rollerini başarılı şekilde uyguladılar. Büyük alkışlar topladılar. Meşhur iş adamlarımızdan Memik Usta’nın torunu Muhammet Emin Leventler doktor rolünü gerçekten çok güzel yaptı. Fakir-fukara simit satıcısı olduğu halde, azmedip doktor oluyor. Ama doktor olmasında büyük katkısı görülen, bir emekli öğretmen oluyor. Kendisini okutan, doktor olmasında katkısı olan emekli öğretmeni unutmuyor. Hep içtenlikle, rahmetle anıyor. Simit satarken kendisiyle alay eden, emekli öğretmenin araya girmesiyle dostlukları gelişen kişiyi çok iyi muayene ediyor. Ve böylece emekli öğretmenin ve kendisinin çok iyi kişi olmanın faydalarını vurgulamış oluyordu. Alkış bu nedenle sürekli ve coşkulu oldu. Piyeslerde rol alanlar çok başarılı oldular.
Okul Müdürü Ali Fuat Sağlam’ı, öğretmenleri, destek veren velileri bir eğitimci-yazar olarak yürekten kutluyorum. Başarılı öğrencilere birer kitap vereceğimi buradan belirteyim. Çok başarılı bulduğum öğretmen ve öğrencilere teşekkür etmek için söz aldım. “İçinizde en talihli benim. Ben İsmet Paşa ile gazeteci olarak görüştüm, konuştum. Çok iyi bir insandı. Hepinize tavsiye ederim İsmet İnönü’yü çok iyi öğrenin ve çok sevin. Çok büyük hizmetleri var hepimize. Türkiye’ye. İsmet İnönü’ye çok şeyler borçluyuz” dedim. Okul Aile Birliği Başkanı Cavit Taş, yönetimden arkadaşları olduğu halde “Sayın Hocam size çok teşekkür ediyoruz, geldiniz. Çok da güzel konuştunuz. Ama protokoldekilere verdiğimiz davetiyeler boşa gitti. Hiçbiri gelmedi. Buna çok üzüldük” dediler.
Yarın tekrar buluşmak dileğiyle…