Yenigün Gazetesi
“Özgürce” Makale Yazısı
18 Aralık 2013
Bu fotokopiyi çok şeyler için veriyorum
Sakarya İli Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 14 Haziran 1954 günü kabul edilmiş, 22 Haziran 1954 günü 6419 sayılı yasa olarak yayınlanmıştır.
Geçici madde ile yasa 1 Aralık 1954 günü yürürlüğe girmiş, ‘Adapazarı Kaymakamlığı’ tabelası indirilmiş, ‘Sakarya Valiliği’ tabelası asılmıştır.
- yıla girilmiştir.
Sakarya Aylık Kültür Dergisi
(1 Mart 1943)
ÖNSÖZ
Adapazarı, vatanımızın bir çok vilayet merkezlerimizden büyük, birinci sınıf bir kaza ve mühim bir ticaret merkezidir. Kazamız çevresiyle 80.000 nüfusu ile bir çok münevverlerimizi de kucağına almış bulunmaktadır. Bu kadar kalabalık nüfuslu bir yurt parçasında bir gazete veya derginin çıkmayışını büyük bir eksik olarak gördük. Bir boşluğu doldurmak Adapazarlılar’ın da memnun olup ‘Sakarya ile övüneceklerini düşünerek’ bu uğurda çalışmaktan zevk duyduk.
Derginin adı niçin Sakarya kondu? Mecmuanın intişarı kararı veren Halkevi İdare heyeti, o gün çok memnundu. Mecmuanın adı ‘Akova, veya Sakarya olması üzerinde münakaşa ediyordu. Bu iki fikirden
- A) ‘Akova, Adapazarı-Hendek havalisindeki düzlüğe verilen isimdir. Binaenaleyh mecmuanın adı ‘Akova’ olsun deniyordu. Halbuki, Adapazarı bu ovanın çok küçük bir parçası üzerine kurulmuştur. Aynı zamanda halk tarafından bilinen bir isim değildir.’
2.B) ‘Sakarya Nehri ‘Türklüğün Milli coğrafyasından, milli tarihine geçmiştir’ Bu nehir Anadolu’nun bir çok şehir ve kasabalarından geçerek, Türk kıyılarında denize kavuşuyor. Sakarya geçtiği yerler üzerinde en uzun olarak Adapazarı’nın topraklarını sunar. Zaman zaman Adapazarı’nın ta içerlerine kadar gelir ki halkın çok yakından tanıdığı isimdir. İstiklal savaşında Türk Ordusu bu nehrin gerisine çekildi. Tahta köprüyü yakmak sureti ile düşmanın doğuya geçmesine mani oldular.
Adapazarı’nın yakın bir gelecekte Sakarya vilayeti olmasını umumi bir istek olarak temenni ediyoruz. İşte bu kuvvetli düşüncelerin tesiri ile dergimizin adını ‘Sakarya’ koyduk’
Atatürk inkılabının verdiği kuvvetli imanı, halkevlerinde kökleştiriyoruz. Halkevleri yurt içinde gençliği sinesinde toplayan şefkatli bir ana ocağı samimi bir dost derneği olduğuna bütün ulus iman etmiştir. İşte ‘Sakarya bu imanın bir ibadeti olarak çıkıyor.’
Sakarya Atatürk örsünde, İnönü’nün çekici ile dövülmüş, çelik ruhlu bir nefsin eseridir. Sakarya İnkılabının nurlu yolunun yorulmak bilmez bir yolcusu olacaktır. Bu ideali benimsemiş herkes ‘Sakarya’nın sahifelerini kendilerine açık bulacaklardır. İdealist gençlerin yazısı ‘Sakarya’nın bir zinneti olacaktır’
Sakarya ağabeysinin şanlı menkıbesinden hız alıp ulusal kültür deryamıza bir damla akıtılabilirse kendini mutlu sayacaktır.
(Hasan Muzaffer Balcıoğlu)