Bu sayfa, Sakarya İli Tarihi I. adlı eserde Prof. Dr. Enver KONUKÇU tarafından kaleme alınan ‘Sakarya Yolları: Kara ve Demiryolu Ulaşımı’ başlıklı makaleden alınarak hazırlanmıştır.
Sakarya İli Tarihi I adlı esere Sakarya Üniversitesi Kütüphane Kataloğu üzerinden erişebilirsiniz.
Sakarya Yolları: Kara ve Demiryolu Ulaşımı
Sakarya, bulunduğu konum itibarıyla Anadolu’ya giden önemli yollar üzerinde yer almaktadır. İlkçağdan günümüze kadar yol ağında her zaman İzmit gibi ulaşımda dağılım ve toplanma noktası olmuştur. Bithynler döneminde ulaşımda en çok kara yolu kullanılmıştır; bu durum, askeri yayılış ve yeni yerleşim yerlerinin ortaya çıkışıyla hız kazanmıştır.
Ortaçağ kaynaklarında geçen kısa haberlere göre, Bithynia’nın Prusa, Nikeia ve başkent Nikomedia’nın önemi, doğuya giden yollar açısından bu merkezleri öne çıkarmıştır. Nikomedia’dan doğuya giden yol, Sapanca Gölü’nün güneyinden geçmekteydi ve bu özellik yüzyıllar boyunca devam etmiştir. Lateas’a göre, Demetrium’dan doğuya uzanan yol, Kieros/Prusias pros Hypios’a, oradan da doğuya Bithynion/Claudiopolis’e (günümüzde Bolu) ulaşmaktaydı. Tarihi yerleşim yerlerinden anlaşılmaktadır ki yol, Düzce Ovası’nda dağ eteklerini takip etmiştir. Nikomedia-Herakleia yolu ise Prusias pros Hypios’dan ayrılmakta ve ormanlık, küçük engebelerle dolu araziden geçerek Kales/Alaplı Çayı’nı aşarak Karadeniz kıyısındaki Herakleia’da son bulmaktaydı.
Nikomedia’dan başlayan ve Sapanca’dan sonra Sakarya’yı geçmeyen yol, güneye dönerek nehir kıyısını takip etmekte ve uzun bir süre boyunca vadilerden geçmekteydi. Phrygia bölgesine inen yol da muhtemelen Sakarya Nehri boyunu takip etmekteydi. Nikomedia çıkışlı ve Karadeniz’e doğru uzanan, Kandıra Thynia/Kefken’e giden bir yolun varlığı da bilinmektedir. Ancak zamanla izleri silinmiş, günümüzde Adapazarı ile ilişkisi karanlık bir hâl almıştır.
Byzantion-Kavaklar-Thynia-Herakleia deniz yolu ise kara yoluna kıyasla daha az kullanılmaktaydı. Roma döneminde, Geyve-Taraklı-Nallıhan-Beypazarı-Ayaş ve Ankara yolu askeri amaçlarla her zaman açık tutulmuştur. Romalılar, doğudaki savaşlar nedeniyle taştan inşa ettikleri yolların bakımına özen göstermekteydi. Bizanslılar da aynı yolları kullanmış ve ulaşımın açık tutulması için çeşitli tedbirler almışlardır.
Köprüler konusuna gelince, VI. yüzyılda Justinianus döneminde yaptırılan Beşköprü’nün kitabesinden anlaşıldığına göre, Bithynia’dan Paphlagonia, Galatya ve Phrygia’ya giden yollar için bu köprü yegâne geçiş noktasıydı. Bazı kaynaklarda, Bizans hükümdarlarının doğu seferleri için geçtikleri Sakarya bölgesi, çamurlu arazi yapısı nedeniyle yolculara ve ordulara büyük zorluklar çıkarmıştır. Manuel Komnenos’un Klaudiopolis Seferi’nde, Niketas Khoniates’in kayıtları ilginç sahnelere yer vermektedir.
Türklerin batıya ve Sakarya bölgesine yaklaşmasıyla birlikte ulaşım neredeyse durma noktasına gelmiştir. Herakleia-Nikomedia yolu da aynı durumdadır; yolcular XIV. yüzyıl başında Nikomedia’dan Herakleia’ya gidememeye başlamışlardır. Buna karşılık, 1204’te Haçlıların İstanbul’a yerleşmesiyle deniz trafiğinde, İtalyanlar hatırı sayılır bir canlanma sağlamışlardır. Bu durum yolcuların yanı sıra tüccarlara da büyük avantaj sağlamıştır. Venedik ve Cenova haritalarında Thynia/Daphnusia Adası, yelkenlilerin Trabzon’a veya Karadeniz’in kuzeyindeki iskelelere giderken önemli bir uğrama noktası olmuştur. Fırtınaya yakalanan yelkenliler, bazen Sakarya ağzından girerek Thynia/Kefken Adası’nda kurtuluş bulmaktaydılar. Biraz geç de olsa, Clavijo’nun kayıtlarından yolun önemi ve yolculukların nasıl gerçekleştirildiğine dair bilgi edinmek mümkündür.
Osmanlı Dönemi Karayolları
Sakarya, Osmanlı döneminde Anadolu’ya giden önemli karayollarının geçtiği stratejik bir bölge olmuştur. Osmanlı Beyliği’nin kuzeye doğru genişleme hareketleri sırasında Bursa, İznik ve sonrasında Nikomedia’nın alınmasıyla yollar tekrar canlanmıştır. Kocaeli Yarımadası’nda Kandıra, Kefken, Şile, Akşehir, Uskubu/Prusias pros Hypios ve Mudurnu güzergahları yavaş yavaş şekillenmiştir.
Bursa’nın başkent yapılmasıyla birlikte Geyve-Bolu-Kastamonu-Sinop ticaret yolu önem kazanmıştır. Orhan Gazi döneminde bu yol, ticaret ve ulaşım için açık tutulmuştur. Bursa’dan başlayan yol, önce İznik’e uğramakta, ardından Sapanca Gölü güneyini takip ederek Sakarya Nehri kenarındaki Mekece’ye ulaşmaktaydı. Nehir geçişleri güç olduğundan sallar kullanılmış ve yol Geyve kasabasına ulaşmıştır. Buradan Taraklı, Göynük, Mudurnu, Bolu, Cağa, Gerede üzerinden Kastamonu ve Sinop’a kadar uzanan güzergah işlevini sürdürmüştür.
Osmanlı döneminde yollar, Ahiler ve Candaroğulları ile yapılan işbirliği sayesinde güvenli ve işlek tutulmuştur. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Sakarya, Bağdat, Erzurum, Kayseri ve Suriye yollarının önemli geçiş noktalarından biri hâline gelmiş ve Bağdat Caddesi olarak anılan anayol ortaya çıkmıştır. Anadolu’dan yapılan doğu seferlerinde İzmit ve Dil/Hersek kasabaları kritik rol oynamış, İznik-Eskişehir yolu Lefke/Osmaneli üzerinden Bilecik’e ulaşmıştır.
İstanbul’un büyümesi ve artan nüfus, Sakarya bölgesinin önemini artırmış; kereste, yakacak ve inşaat malzemeleri bu bölgeden temin edilmeye başlanmıştır. Orhan Gazi, Beşköprü, Sapanca, Kandıra, Geyve ve Mudurnu gibi bölgelerde yolların gelişmesini desteklemiş, vakıf ve köprü faaliyetleriyle ulaşımı rahatlatmıştır. Fatih Sultan Mehmed’in Akyazı yolunu kullanması, İstanbul’un gelecekteki merkezi konumu nedeniyle Sakarya yollarını ön plana çıkarmıştır.
Yolların güvenliği her dönemde önemli bir sorun olmuştur. Eşkıya saldırıları, yağmur, seller ve köprülerin yıkılması sık sık ulaşımı aksatmıştır. III. Ahmed döneminde 1722-1723 yıllarında Hendek-Düzce arasında eşkıya saldırıları yaşanmıştır. Karayollarının kullanımı, kereste taşımacılığı ve ağır yükler nedeniyle bozulmuş; devlet ve halkın ortak çabalarıyla yollar onarılmıştır.
XIX. yüzyılda karayolları yeniden önem kazanmış, devlet tarafından korunmuş ve modernleşme çalışmaları yapılmıştır. İzmit-Sapanca-Adapazarı yolu inşaatları, köprü yapımları ve yol şose çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Telgraf hatları da yol kenarlarına dikilerek haberleşme kolaylaştırılmıştır. Kayseri, Bağdat ve Ankara postaları bu güzergahlardan geçmiştir.
Demiryolu ulaşımı, karayolu üzerindeki ağırlığı azaltmış ve modern ulaşımı hızlandırmıştır. İlk demiryolu inşaatı Haydarpaşa-İzmit hattında gerçekleştirilmiş, 1888’de İzmit-Ankara bağlantısı açılmıştır. Societe du Chemin de Fer Ottoman d’Anatolie işletmesi, İzmit-Sapanca ve Sapanca-Geyve hatlarını tamamlamıştır. Geyve Boğazı ve Sakarya’nın doğu sahilini takip eden demiryolu, mühendislik açısından önemlidir. Cumhuriyet döneminde de yollar modern kara yollarına dönüştürülmüş ve güvenlik sağlanmıştır.
Günümüzde Sakarya, önemli kara yollarının geçtiği stratejik bir ulaşım merkezi olarak varlığını sürdürmektedir. İstanbul-Ankara yolu üzerinde yoğun trafik sağlanmakta, Demokrat Parti döneminde E-5 karayolu Sapanca Gölü’nün kuzeyine alınarak kaymalar önlenmiş ve yol trafiği rahatlatılmıştır. Geniş geliş-gidişli yollar, modern ulaşımın temelini oluşturmaktadır.
Sakarya’da Demiryolu Tarihi
Sakarya, 1890 yılında demiryolu ile tanışmıştır. Demiryolu, çelik raylar üzerinde lokomotifler yardımıyla hareket eden tekerlekli taşıtlardan oluşan modern bir kara ulaşımı sistemidir. İlk olarak İngiltere’de 1804 yılında maden ocaklarında kullanılmaya başlanmış, ardından Avrupa ve ABD’de yaygınlaşmıştır. 1830’da İngiltere’de ticari tren seferleri başlamıştır. Osmanlı Devleti de bu yeniliğe hızlıca yönelmiş ve İzmit-Aydın, İzmir-Turgutlu-Alaşehir, Haydarpaşa-İzmit, İzmit-Sapanca, Sapanca-Geyve ve Geyve-Bilecik demiryollarının yapımına başlanmıştır. Sultan II. Abdülhamid döneminde, Adapazarlılar da trenle tanışmış, bu durum Adapazarı’nın ekonomik olarak zenginleşmesine ve ürünlerini İstanbul piyasasında pazarlama imkânı bulmasına yol açmıştır.
Demiryolu, Sakarya’da Ahmediye, Adliye, Akçay, Karacam, Doğancay ve Şerefiye gibi yerlerden geçirilmiş ve hizmete alındığı tarih 28 Mayıs 1890’dır. İl Bayezid Köprüsü yakınında hattın sağ sahile geçirilmesi için büyük bir köprü inşa edilmiş ve Koprubaşı’nda istasyon kurulmuştur. Daha sonra Akhisar ve Mekece istasyonları açılmış, Mekece İznik için kullanılmıştır. 28 Aralık 1890’da Osmaneli/Lefke bağlantısı sağlanarak Sakarya’daki inşaat işleri tamamlanmıştır.
Demiryolu inşaatında bazı problemler ve şikâyetler gündeme gelmiştir; örneğin, yolun bazı kesimlerinde zarara uğramalar ve ulaşımdaki güçlükler yaşanmıştır. Buna rağmen, Adapazarı demiryolu 2 Haziran 1890’da resmi olarak açılmış ve büyük bir törenle hizmete alınmıştır. Açılışa Padişah II. Abdülhamid’in emriyle devlet ileri gelenleri, komutanlar, gazete temsilcileri ve halk katılmıştır. Tören sırasında dualar edilmiş, kurbanlar kesilmiş ve Padişah için üç kez “Padişahım Çok Yaşa!” denmiştir.
Adapazarı demiryolu işletmeye açıldıktan sonra, halk artık zorlu kara yolculuklarını terk etmiştir. İzmit’e taşımacılık yapan arabacılar ve faytoncular ise olumsuz etkilenmiştir. Cumhuriyet döneminde ise karayolu taşımacılığı gelişmiş, demiryolu projeleri çoğunlukla ertelenmiştir. 1940 ve 1950’lerde yapılan etüt ve projelere rağmen, modern karayolları Adapazarı’nın ulaşımında demiryolunun yerini almıştır.
Sakarya’daki demiryolu, bölgenin ekonomik ve sosyal gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.
| Yıl / Dönem | Ulaşım Türü | Olay / Gelişme |
| 1722-1723 | Kara | Hendek-Düzce yolunda eşkıya saldırıları, yol bozulmaları; devlet karayolu güvenliğine önem verdi. |
| 1804 | Demiryolu | İngiltere’de maden ocaklarında ilk lokomotifli trenler kullanılmaya başlandı. |
| 1830 | Demiryolu | İngiltere’de ticari tren seferleri başladı. |
| 1890 (28 Mayıs) | Demiryolu | Sakarya’da Ahmediye-Adliye-Akçay-Karacam-Doğancay-Şerefiye hattı hizmete açıldı. İl Bayezid Köprüsü inşa edildi, Koprubaşı’nda istasyon kuruldu. |
| 1890 (28 Aralık) | Demiryolu | Osmaneli/Lefke bağlantısı sağlandı. |
| 1890 (2 Haziran) | Demiryolu | Resmî açılış töreni yapıldı; Padişah II. Abdülhamid ve devlet ileri gelenleri katıldı. |
| 1923 sonrası | Kara | Yaylı arabalar yerini motorlu araçlara bıraktı; otobüs seferleri başladı. |
| 1940 | Demiryolu | Cumhuriyet döneminde demiryolu projeleri gündeme geldi, alan etütleri başlatıldı. |
| 1950 sonrası | Kara | Demokrat Parti döneminde İstanbul-İzmit-Bolu-Ankara karayolu iyileştirildi, Sapanca gölü kuzeyinden yeni yol açıldı. |
| XX. yüzyıl sonu – XXI. yüzyıl başı | Kara & Demiryolu | Karayolu ulaşımı demiryolunun önüne geçti; Adapazarı-Sapanca-Izmit tren hattı kullanımda azaldı. |
Sakarya’da Deniz Yolu Tarihi
Sakarya’nın Karadeniz kıyıları, Kefken’den Karasu, Kocaali ve Melen Ağzı’na kadar uzanmaktadır. Bu bölgedeki su yolları, tarih boyunca kereste taşımacılığı ve gemi yapımı için kullanılmıştır. Limbo adı verilen düz motorlar ve yelkenlilerle taşımacılık yapılmıştır.
Tarihsel Gelişim
XVI. Yüzyıl: Bu dönemde Sakarya sahilinde tersane kayıtları artmış, burada hassa gemiler ve kadırgalar inşa edilmiştir. Sakarya Suyu üzerinde yapılan bu inşaatlar, devletin deniz taşımacılığı ihtiyacını karşılamıştır.
Başlıca Deniz Merkezleri; Anadolu sahilindeki başlıca deniz merkezleri şunlardır:
İstanbul, Ereğli, Amasra, İnebolu, Sinop, Samsun, Giresun, Ordu, Trabzon
Sakarya Sahilleri: Sakarya sahillerindeki iskeleler, Kefken’den başlayarak Karasu’ya kadar uzanmaktadır. Bu iskeleler, Karadeniz’de fırtınaya yakalanan yolcular ve yelkenliler için sığınak işlevi görmüştür.
Ayrıca, balıkçılık ve taşımacılık faaliyetleri burada yürütülmüştür.
Batıklar ve Güvenlik; Karadeniz kıyılarında gözlemlenen batıklar, çoğunlukla kömür taşıyan küçük tonajlı gemilerden kaynaklanmış ve Rus donanmasıyla çatışmalar veya fırtınalar sonucu meydana gelmiştir. Sakarya Ağzı ve çevresi, hem taşımacılık hem de güvenli sığınak olarak tarih boyunca önem taşımıştır.
Deniz Yolu Önemli Noktalar:
Tersaneler: XVI. yüzyıldan itibaren Sakarya Ağzı’nda tersaneler kuruldu; hassa gemi ve kadırgalar inşa edildi.
Sığınaklar: Kefken’den Karasu, Kocaali ve Melen Ağzı’na kadar olan sahiller, taşımacılık ve fırtınalarda sığınak olarak kullanıldı.
Batıklar: Karadeniz’deki batıklar, çoğunlukla kömür taşıyan küçük gemiler ve fırtına veya savaşlardan kaynaklandı.
Sonuç olarak, Sakarya’nın deniz yolu, bölgenin tarihsel taşımacılığında önemli bir rol oynamış ve hem ekonomik hem de stratejik açıdan büyük bir değer taşımıştır.
Sakarya Köprüleri ve Tarihçesi
- Alifuatpaşa ve Beyazıt Köprüsü
Kitabe ve mimari özellikler:
- Mermer levhaya işlenmiş Arapça kitabe ve madalyon formunda hat sanatı örneği bulunur.
- Köprü beyaz kesme taşlardan yapılmış, sivri kemerli ve 14–15 gözü vardır; yalnızca beş gözü sürekli su taşır, diğerleri taşkınlarda görev görür.
- Tarihçe ve onarımlar:
- XV. yüzyıl sonlarında yapıldı, sık sel baskınları nedeniyle zarar gördü.
- Kanuni Sultan Süleyman devri ve IV. Murad zamanında onarım ve taşkın zararları kaydedildi.
- II. Mahmud devrinde onarım görmedi; bazı kemerler yıkılmıştı.
- II. Abdulhamid devrinde (1890) tamir planlandı ama uygulanmadı.
- İstiklal Harbi’nde savunmada kullanıldı.
- 1949’da tamir edildi; ahşap kısımlar daha sağlam şekilde yenilendi.
- Justinianus / Beş Köprü
- Tarih ve isimler:
- VI. yüzyıl (527–565) Bizans İmparatoru Justinianus tarafından inşa ettirilmiştir.
- Pontogephyra ve Pentagephyra isimleri ile anılmış, Osmanlı döneminde “Beş Köprü” olarak halk arasında kullanılmaya başlanmıştır.
- Mimari özellikler:
- 340 m uzunluğunda, 9 m genişliğinde, 13 kemerli dev bir taş köprü.
- Köprü, Sapanca Gölü ile Aşağı Sakarya arasında bir su kanalı sistemi üzerinde inşa edilmiş olabilir.
- Sivri mahmuzlar kuzeye, yuvarlak olanlar güneye bakar; bu akıntı yönünü gösterir.
- Kopru ayakları yüksek ve sağlam dolguya sahiptir.
- Tarihî yorum:
- Kopru, yalnızca Sakarya’yı aşmak için değil, kuzey-güney yönünde gemi seferlerine uygun bir su yolu şebekesi için planlanmış olabilir.
- Carksuyu vadisinin kuzeyinde Bizans kaleleri, su kanalı sistemi ile bağlantılı savunma noktaları olarak görülmektedir.
- Gezginlerin gözlemleri:
- Fransız ve İngiliz gezginler (J.H. de Hell, J. Laurens, R. Leonhard) köprüyü incelemiş, plan ve gravürlerini yapmıştır.
Diğer Sakarya Köprüleri
3. Uzun Köprü (Cisr-i Tavil / Tavuklar Köprüsü)
Konum: Sakarya Nehri’nin bataklık arazilerinden geçer; Bağdat Yolu üzerinde bulunur.
Yapı: Tahta (ahşap) köprü, bataklık arazi üzerine inşa edilmiştir.
Tarihsel Kaynaklar: Evliya Çelebi: “Bu mahalde bir camurlu batak orman içinde bir haşeb den cisr-i tavili vardır.” B. Tavernier: “Sakarya üzerinden bir ağaç köprü ile geçilir.” Pococke (1740): “Sakarya Nehri’ni ağaçtan yapılmış büyük bir köprü ile geçtik.”
Tarih: Mehmed döneminde sürekli açık tutulması için Akhisar ve Geyve kadılarına emir verilmiştir.
Vakfiyesi: Vezir-i Azam Köprülü Mehmed Paşa döneminde köprünün bakımı ve çevresindeki köylere vakfedilmiştir.
19. yy Kullanımı: 1830’da Amerikalı gezginler Eli Smith ve H.G. Dwight tarafından geçilmiştir.
Özellikler: Yolun sürekliliğini sağlamak için her zaman bakımı yapılmıştır; bataklık ve çöküntü alanlardan geçer.
4. Ziyaret Suyu Köprüsü
Konum: Gök Dağ yakınında, Ziyaret Suyu üzerinde.
Yapı: Taş köprü, ana yol üzerinde yer alır.
Tarih: Sultan I. Selim zamanında bakım ve onarımı için berat verilmiştir.
Bakımı: Huseyin Köyü’nden Hacı Ali ve Soğucak Köyü’nden Ali Fakih’e verilmiş, avarızdan muaf tutulmuşlardır.
Özellikler: Sürekli bakım gerektiren ana yol köprüsüdür.
3. Göksu Köprüsü (Ak Köprü)
Konum: Ana yol üzerinde, Göksu üzerinde inşa edilmiştir.
Yapı: Taş köprü, vakfı yoktur; halk tarafından bakımı yapılırdı.
Tarih: Zamanla harap olmuş; sorumluluk, Karaca Hacı b. Mehmed’e verilmiş, avarız vermemek şartı ile bakım yapılmıştır.
Özellikler: Ana yol üzerinde olması sebebiyle önemli bir geçiş noktasıdır.
4. Catal Köprüsü
Konum: Budaklar ile Yağbasan arasında; önemli geçiş noktasıdır.
Tarih: 1920 öncesi geliş-gidişe açıktı; Adapazarı hadisesi sırasında asiler tarafından tahrip edilmiş veya atılmıştır.
Özellikler: Derelerin ve değirmen sularının bolluğu nedeniyle her zaman önemli bir köprü olmuştur; kanal ile Sakarya’ya akıtılması sağlanmıştır.
5. Dinsiz Suyu Köprüsü
Konum: Akyazı’dan ovaya akmakta, Sarıboğaz’da Yoruk Tepesi’nin güneyinde.
Yapı: Ahşap köprü; bataklık alan üzerinden geçer.
Haritalar: Dinsiz Suyu Köprüsü olarak yer almıştır.
Özellikler: Yolun gittikçe önem kazanması, Cumhuriyet hükümetlerini kalıcı betonarme köprü inşasına yöneltmiştir.
6. Sakarya Köprüsü (Trabzonlar / Güneşler Köprüsü)
Konum: Adapazarı üzerinde, Sakarya Nehri’ni geçer; Trabzonlar veya Güneşler köprüsü olarak da bilinir.
Yapı: 1937’de betonarme olarak inşa edilmiştir; uzunluğu 90 metre.
Açılış: 4 Temmuz 1937; Vali B. Hamid Oskay, Nafıa Müdürü İsmail Devletkuşu ve Nafıa Vekili Ali Çetinkaya törene katılmıştır.
Özellikler: Ulaşımda büyük yük kaldırmış; yeni yolların açılmasıyla eski önemini kaybetse de, Atatürk dönemi köprü mimarisinin örneği olarak tarihteki yerini almıştır.
Köprü Adı | Konum | Yapı | Tarih / Kaynaklar | Özellikler |
Uzun Köprü (Cisr-i Tavil / Tavuklar Köprüsü) | Sakarya Nehri, Bağdat Yolu üzeri, bataklık arazi | Ahşap | IV. Mehmed dönemi; Evliya Çelebi, J.B. Tavernier, R. Pococke | Bataklık üzerinden geçiş; sürekli bakım; halk ve kadı sorumluluğunda; 19. yy’da Amerikalı gezginlerce kullanılmış |
Ziyaret Suyu Köprüsü | Gök Dağ yakınları, Ziyaret Suyu | Taş | Sultan I. Selim dönemi; berat verilmiş | Ana yol üzerinde; köy halkı tarafından bakımı yapılmış; avarızdan muaf tutulmuş |
Göksu Köprüsü (Ak Köprü) | Ana yol, Göksu üzeri | Taş | Halk tarafından bakım yapılmış; tarih kesin değil | Ana yol köprüsü; önemli geçiş noktası |
Catal Köprüsü | Budaklar – Yağbasan arası | Taş / Ahşap (tahmini) | 1920 öncesi; Adapazarı olaylarında tahrip edilmiş | Dereler ve değirmen suları üzerinde; ulaşım için önemli |
Dinsiz Suyu Köprüsü | Akyazı’dan ovaya, Sarıboğaz, Yoruk Tepesi güneyi | Ahşap | Haritalarda Dinsiz Suyu Köprüsü olarak geçer | Bataklık arazi üzerinden; yolun önemi artınca betonarme köprü inşasına yönelmiş |
Sakarya Köprüsü (Trabzonlar / Güneşler Köprüsü) | Adapazarı, Sakarya Nehri | Betonarme | 4 Temmuz 1937; açılış töreni: Vali B. Hamid Oskay, Nafıa Müdürü İsmail Devletkuşu | 90 m uzunluk; ulaşımda büyük yük kaldırmış; Atatürk dönemi köprü mimarisi örneği |