Sakarya'nın Köprüleri

Sakarya, Türkiye’nin Marmara Bölgesi’nde yer alan tarihi ve coğrafi zenginlikleriyle dikkat çeken bir ilimizdir. Bu il, hem doğal güzellikleri hem de kültürel mirasıyla önemli bir yere sahiptir. Sakarya’nın köprüleri, bu zenginliğin önemli bir parçasını oluşturarak, tarihi süreç içerisinde pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Köprüler, Sakarya’ya ev sahipliği yapan medeniyetler arasında Bitinya Krallığı, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti zamanlarında da hem ulaşım hem de mimari açıdan oldukça büyüleyici bir yapı olmuştur.

Sakarya Nehri üzerindeki köprüler, bölgedeki ulaşımı kolaylaştırmış ve yerleşim yerleri arasında bir bağlantı sağlamıştır. Köprüler, sadece fonksiyonel bir amaç taşımakla kalmayıp, aynı zamanda estetik açıdan da önemli yapılardır. Mimari özellikleri ve taş işçiliği ile dikkat çeken bu köprüler, ziyaretçilere tarihi bir yolculuk sunmaktadır. Ayrıca, köprülerin çevresindeki doğal alanlar, hem yerli halk hem de turistler için dinlenme ve keşif alanları yaratmaktadır. Bu köprülerin bazılarını dönem dönem ele alarak bir de yakından tanıyalım:

Roma ve Bizans Dönemi Köprüleri

1) Sakarya- Karaaptiler Köyü Köprüsü / Eski Köprü

Sakarya iline bağlı Karaaptiler Köyü, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla dikkat çeken bir yerleşim alanıdır. Bu köyün en önemli yapılarından biri, bölgenin doğal güzellikleri arasında yer alan köprüdür. Karaaptiler Köyü Köprüsü, yerleşim merkezi ile çevresindeki alanlar arasında bağlantı sağlayarak, hem ulaşım hem de sosyal etkileşim açısından önemli bir rol oynamaktadır.

Sakarya iline bağlı Karaaptiler Köyü, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla dikkat çeken bir yerleşim alanıdır. Bu köyün en önemli yapılarından biri, bölgenin doğal güzellikleri arasında yer alan köprüdür. Karaaptiler Köyü Köprüsü, yerleşim merkezi ile çevresindeki alanlar arasında bağlantı sağlayarak, hem ulaşım hem de sosyal etkileşim açısından önemli bir rol oynamaktadır.

2) Çark Suyu(Kilis Suyu) / Kadı Köprüsü

Adı: Kadı Köprüsü
Mülkiyeti: Karayolları Genel Müdürlüğü
Orijinal Kullanımı: Köprü
Tescil Kararı: K.K.T.V.K.B.K 1024 Sayılı Kararı
Tescil Tarihi: 15.09.2009
Şimdiki Kullanımı: Köprü
Adres: 3175 sokak, Beşköprü Caddesi, Serdivan / SAKARYA
Genel Tanım: Serdivan İlçesi, Beşköprü Mahallesi, Beşköprü Caddesi ile 3175. sokağın Çark Deresi üzerinden bağlantısını sağlamakta olup, günümüzde aktif olarak kullanılmaktadır. Köprü, tek gözlü 9.30 m eninde, 27 m uzunluğunda, 5.70 m yüksekliğinde kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu tek kemerlidir. Dere ıslahı için yapılan çalışmalar sonucu kemer orijinal yüksekliğini kaybetmiştir.

“Küçük Köprü 30” olarak bilinen bu yapı, Çark Suyu üzerinde yer almakta olup, Charles Texier tarafından Kilis Suyu olarak adlandırılmıştır. Sapanca Gölü’nden doğan bu küçük ırmak, köprünün tarihi hakkında belirsizlikler içeren bir sorgulama zemini sunmaktadır. Araştırmacılar, köprünün Roma veya Bizans dönemine ait olduğunu belirtmekte, ancak kesin bir hüküm vermekten kaçınmaktadırlar. İlk kez 1839 yılında Texier tarafından keşfedilen köprü, Roma dönemine dair bir örnek olarak öne çıkmaktadır. Yapımında kullanılan kesme taş ve tuğla, köprünün estetiği ve dayanıklılığı açısından önemli bir rol oynamaktadır. Tek kemerli yapısı ile dikkat çeken Kadı Köprüsü, tarihî değerini koruyarak günümüze ulaşmayı başarmıştır.

3) Sangaros / Justinianus Köprüsü

Antik dönemlerde, M.S. 6. yüzyılda inşa edilen bu köprü, Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde inşa edilmiştir. Adını, dönemin önemli su yollarından biri olan Sangarios Nehri’nden almaktadır. Köprü, Roma mimarisinin güzel bir örneği olarak kabul edilmekte ve mühendislik becerileri açısından büyük önem taşımaktadır.

Bizans’ın 9. yüzyıl tarihçisi Theophanes, köprüye Pentagephyra adını vermiştir; bu isim, Justinianus ’un beş kemer inşa ettirmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Helen dilinde “beş köprü” anlamına gelen bu terim, 12. yüzyılda Kedrenos tarafından da benimsenmiştir. Ancak köprünün gerçekten beş kemerli ya da beş bölümden oluşmadığı açıkça gözlemlenmektedir; bu durum, bazı araştırmacılar tarafından tanımlamaların hatalı olduğu yönünde eleştirilmektedir. Estetik unsurları ve yüksek taş kemerleriyle dikkat çeken köprü, tarih boyunca hem ticari hem de askeri ulaşımda önemli bir rol oynamıştır. Zamanla çeşitli tadilatlar geçirmiş olmasına rağmen, günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.

Justinianus Köprüsü, Sapanca Gölü’nün kuzeydoğusunda, Arifiye’nin kuzeyinde, Alibey Tepesi ile Kavras ve Kölke tepeleri arasında yer almakta olup, Beşköprü Vadisi olarak adlandırılan dar bir alanda konumlanmaktadır. Bu köprü, Adapazarı kent merkezinin yaklaşık 5 kilometre güneybatısında bulunarak, doğu ve batıdaki tepeleri birbirine bağlamaktadır. Ancak köprünün inşasında görev alan mimar ya da ustalar hakkında mevcut kaynaklar sınırlıdır. O’Connor, köprünün yapılmasından yaklaşık 20 yıl önce inşa edilen Ayasofya’nın mimarları Anthemios ve Isidoros’un bu eserle de ilgilenmiş olabileceği fikrini öne sürmüş, fakat bu iddianın doğruluğunu kanıtlamak mümkün olmamıştır.

Köprü, Osmanlı döneminde ulaşım ve ticaret yollarının dışında kaldığı için uzun süre seyyahlar ve araştırmacılar tarafından göz ardı edilmiştir. 1740 yılında Sakarya’dan geçen Richard Pococke, kervan yolunun köprüden daha güneyde bulunması nedeniyle yapıyı tam olarak görememiş ve köprünün varlığını fark edememiştir. Pococke, bölgedeki alçak tepelerin yanında büyük bir kemer ve yüksek duvar kalıntılarını gördüğünü, ancak kervanla ilerlediği için detaylı inceleme fırsatı bulamadığını ifade etmiştir. Bu kalıntıların bir kente ait olabilecek mimari ögeler taşıdığı düşünülebilir. Bölgeyi ayrıntılı bir şekilde inceleyen ilk araştırmacı ise Charles Texier’dir; kendisi köprü ile ilgili değerli bilgi ve çizimler sağlamış, ayrıca şimdi köprüde görünmeyen bir zafer takından da bahsetmiştir.

Sangarios Köprüsü, 365 metre uzunluğu ve 10 metre genişliği ile dikkate değer bir mimari eserdir. Apsisli yapıdan zafer lakına kadar olan bölüm 384.3 metreyi bulmakta, köprü; ortada yer alan dairesel yedi ana kemer ile iki batı ve üç doğu yönünde küçülen tali kemerlerden oluşmaktadır. Mimari becerinin bir göstergesi olan bu kemerler, Bithynia’daki benzer eserlerle ortak özellikler taşımaktadır. Köprünün tarihi ve mimari değeri, onu hem yerel halk hem de tarih meraklıları için önemli bir cazibe merkezi haline getirmiştir. Günümüzde işlevini yitirmiş olsa da, tarihi ve kültürel mirasa katkısı ile Türkiye’nin zengin geçmişinin bir parçası olarak öne çıkmaktadır.

Osmanlı Dönemi Köprüleri

1) Geyve-Alifuatpaşa Sultan II. Bayezid Köprüsü

Adı: II.Beyazıt Köprüsü
Mülkiyeti: Karayolları Genel Müdürlüğü
Yapım Tarihi: 1495
Orijinal Kullanımı: Köprü
Tescil Kararı: Bursa K.T.V.K.Kurulunun 1231 Sayılı Kararı
Tescil Tarihi: 15.07.1978
Türü: Anıt
Şimdiki Kullanımı: Köprü
Adres: Alifuatpaşa Beldesi, Geyve / SAKARYA

Sakarya ili Geyve ilçesi, Alifuatpaşa beldesi içinden geçen Sakarya Nehri üzerinde önemli bir köprüye ev sahipliği yapmaktadır. Cumhuriyet döneminde de işlevini sürdüren bu köprü, Geyve ilçesi ile E-25 karayolu arasındaki tek bağlantıyı sağlamış; zamanla yaşanan hasar nedeniyle restorasyona alınarak ağır vasıta geçişine kapatılmıştır. Bölge, tarih boyunca farklı uygarlıklara sahne olmuş olup, günümüzdeki köprünün yerinin de antik dönemlerde köprü inşası için uygun bir konum oluşturduğu değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, Roma ve Bizans dönemlerinde burada köprülerin varlığına dair varsayımlar bulunmaktadır. Bizans döneminde mevcut bir köprünün kullanılamaz hale gelmesi üzerine II. Bayezid’in yeni bir köprü inşa ettirdiği bilgisi, köprü tarihi üzerine yapılan araştırmalarda önemli bir nokta teşkil etmektedir.

Sakarya ili Geyve ilçesi, Alifuatpaşa beldesi içinden geçen Sakarya Nehri üzerinde önemli bir köprüye ev sahipliği yapmaktadır. Cumhuriyet döneminde de işlevini sürdüren bu köprü, Geyve ilçesi ile E-25 karayolu arasındaki tek bağlantıyı sağlamış; zamanla yaşanan hasar nedeniyle restorasyona alınarak ağır vasıta geçişine kapatılmıştır. Bölge, tarih boyunca farklı uygarlıklara sahne olmuş olup, günümüzdeki köprünün yerinin de antik dönemlerde köprü inşası için uygun bir konum oluşturduğu değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, Roma ve Bizans dönemlerinde burada köprülerin varlığına dair varsayımlar bulunmaktadır. Bizans döneminde mevcut bir köprünün kullanılamaz hale gelmesi üzerine II. Bayezid’in yeni bir köprü inşa ettirdiği bilgisi, köprü tarihi üzerine yapılan araştırmalarda önemli bir nokta teşkil etmektedir.

Geyve-Alifuatpaşa Sultan II. Beyazıt Köprüsü, yalnızca ulaşım işlevi ile değil, aynı zamanda tarihi bir simge olarak da öne çıkmaktadır. Osmanlı döneminde önemli bir ticaret ve ulaşım yolu üzerinde yer alması, köprünün stratejik önemini artırmıştır. Günümüzde, köprü, hem yerel halkın hem de turistlerin ilgisini çeken tarihi bir anıttır.

2) Kâki Köprüsü

Günümüz Sakarya İli Pamukova İlçesi Mekece Kazası ‘na bağlı Hisarcık (eski adıyla Kâki) Köyü’ndeki köprünün bakımıyla ilgili sorumluluğun Mehmed, Şah-Veli, Mustafa, Şeydi Ali ve Memi adlı şahıslara verildiği anlaşılmaktadır. Ancak, diğer köprülerin yönetiminde olduğu gibi, bu kişilerin kökenleri hakkında yeterli bilgi eksikliği dikkat çekmektedir. Bu durum, köprünün bakım ve işletmesinin belirsiz bir sosyal yapı içerisinde gerçekleştirildiğini düşündürmektedir.

Kâki Köprüsü’nün bakımı ve yönetimi, tarihsel bağlamda önemli bir yönetim anlayışını yansıtmaktadır. Vergi muafiyetleriyle değil, belirli hizmet karşılığında yürütülen bu görevlerin, bölgedeki sosyal ve yönetsel dinamikleri nasıl şekillendirdiği dikkat çekicidir. Memi’nin köprü bakımını yerine getirmediği iddiası, bu düzenin etkinliğini sorgulattığı gibi, Hacı Hüseyin’in atanmasıyla köprünün bakımının sürekliliğinin gerekliliğini de ortaya koymaktadır. Ayrıca, köprünün bakımına dair belgelerin Sultan I. Selim Han’dan alınması, devlet otoritesinin bu yapılar üzerindeki denetimini göstermektedir. Günümüzde Kâki Köprüsü, tarihi ve kültürel mirasıyla hem yerli hem de yabancı turistler için önemli bir cazibe merkezi olmuş, geçmişin izlerini taşımaya devam etmektedir. Bu bağlamda, köprünün tarihi üzerine daha fazla araştırma yapılması, bölgenin kültürel zenginliğini gün yüzüne çıkaracaktır.

3) Göksu Köprüsü /Ak Köprü

Halk arasında “Ak Köprü” olarak bilinen bu yapı, Sakarya Nehri üzerindeki önemli geçitlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Tarihi ve mimari özellikleri ile dikkat çeken köprünün inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 19. yüzyılın sonlarına tarihlendirilmektedir. Tamir ve bakım için bir vakfın olmaması, köprünün zamanla yıpranmasına yol açmıştır. Bu bağlamda, bazı köylüler avarız vergisinden muaf tutulmak kaydıyla köprünün onarımını üstlenmiş, ancak gerekli yeterliliğe sahip olmamaları nedeniyle kadı tarafından görevden alınmışlardır. Görevden alınanların yerine ise, daha yetkin kişiler atanmıştır. Göksu Köprüsü, taş ve tuğla malzemelerle inşa edilmiştir. Yapının mimarisi, dönemin inşaat teknikleri ve estetik anlayışını yansıtır. Köprü, 5 gözlü yapısıyla hem işlevsel hem de görsel bir estetik sunmaktadır. Gök Su Köprüsü, sadece ulaşım aracı olarak değil, aynı zamanda bölgenin tarihi ve kültürel önemini simgeleyen bir sembol niteliğindedir.

4)Dinsiz Suyu Köprüsü

Halk arasında “Ak Köprü” olarak bilinen bu yapı, Sakarya Nehri üzerindeki önemli geçitlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Tarihi ve mimari özellikleri ile dikkat çeken köprünün inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 19. yüzyılın sonlarına tarihlendirilmektedir. Tamir ve bakım için bir vakfın olmaması, köprünün zamanla yıpranmasına yol açmıştır. Bu bağlamda, bazı köylüler avarız vergisinden muaf tutulmak kaydıyla köprünün onarımını üstlenmiş, ancak gerekli yeterliliğe sahip olmamaları nedeniyle kadı tarafından görevden alınmışlardır. Görevden alınanların yerine ise, daha yetkin kişiler atanmıştır. Göksu Köprüsü, taş ve tuğla malzemelerle inşa edilmiştir. Yapının mimarisi, dönemin inşaat teknikleri ve estetik anlayışını yansıtır. Köprü, 5 gözlü yapısıyla hem işlevsel hem de görsel bir estetik sunmaktadır. Gök Su Köprüsü, sadece ulaşım aracı olarak değil, aynı zamanda bölgenin tarihi ve kültürel önemini simgeleyen bir sembol niteliğindedir.

5) Göynük Suyu Köprüsü

Mudurnu Köprüsü gibi Göynük Suyu üzerinde yer alır. Tamir ve bakımı için Sinan Kadı tarafından üç değirmen vakfedilmiştir. Mudurnu Köprüsü’nün tahrir kayıtlarının tutulduğu yıllardaki durumuyla ilgili bilgi verilirken, bu köprünün bu tarihlerde ne durumda olduğunu gösterir bir bilgi mevcut değildir.

6) Papas Köprüsü

Ferizli ilçesine bağlı Karadıken Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Köprü, Adapazarı’nda Kasım 1920 ile Haziran 1921 tarihleri arasında tarafsız nizam uygulaması sırasında kuzey sınırını oluşturmaktaydı. Bu köprünün kullanılarak Adapazarı’na girildiği, burada kontrollerin yapıldığı ve silahların şehre sokulmadığı görülmektedir

Osmanlı Döneminde Köprülerin Bakım ve Onarımı

Osmanlı döneminde il içindeki köprülerin genellikle dayanıksız ahşap malzemeden inşa edilmesi, bu yapıların sürekli olarak tahrip olmasına ve dolayısıyla düzenli bakım ve onarım gerektirmesine neden olmuştur. Köprülerin onarım masrafları çoğu zaman, bu köprülere tahsis edilen vakıflar aracılığıyla karşılanmıştır. Bununla birlikte, vakıfların gelirleri, bağlı oldukları bölgelerde köprü inşası için de kullanılabilmiştir. Bu vakıf sistemleri, devlet mülkü üzerindeki işletim haklarının şahıslara verilmesi ya da bazı bireylerin yaşamları boyunca sahip oldukları gelir getirici varlıklarını vakfetmesi yoluyla oluşturulmuştur. Örneğin, Mudurnu Köprüsü ve Göynük Suyu Köprüsü’nün bakım masrafları, Sinan Kadı tarafından üç değirmen vakfedilerek karşılanmıştır.

Köprüde görevlendirilen kişilerin sayısı köprünün önemine, işlek yol üzerine yer alması ve kullanım yoğunluğuna bağlı olarak değişmektedir. Dunlar arasında en kalabalık köprücü grubu Çarka Köprüsü idi. Bu köprü için Hocalar (Kocaali ?), Çanakçı, Hendek, Karaca-oğlu, Seki ve San-Çayır köylerinden toplam 150 nefer mevcuttu. Gök-su Köprüsünde 6; Kâki Köprüsünde 5; Yaylacık Suyu Köprüsünde 4; Ziyaret Suyu Köprüsü’nün önce 1, sonra 2; Derbent Köprüsü’nde 2; Mudurnu Köprüsü’nde 1 nefer vardır. Köprüde görevli kişi ve köy sayısı da ihtiyaç duyuldukça artabilir ya da bir köprünün tamiratında hizmetleri görülen kişilere berat verilebilirdi.

Köprülerde gördüğümüz genel durum bu köprülerin devlet tarafından yaptırıldığı, tamir ve bakımlarının ise köprücüler tarafından sağlandığıdır. Ancak köprülerin bazen şahıslar tarafından da yapıldığını gösterir kayıtlar da mevcuttur. Bu kişiler de bu hizmetleri karşılığında benzer biçimde birtakım vergilerden muaf tutulmaktaydı. Buna bir örnek verirsek bölgenin ağaç zenginliği nin de bir sonucu olarak saray-ı amireye vergi olarak odun ver meye mecburdular. Ancak bazı köylerin Sakarya Nehri’nin üze rinde bir köprü kurmak koşuluyla vergi ödemelerine gerek görülmemişti.

Cumhuriyet Dönemi Köprüleri

1) Trabzanlar Köprüsü / Güneşler Köprüsü / Sakarya Köprüsü

Adapazarı’nın kuzeydoğusunda yer alan köprü, il merkezine en yakın konumda bulunmakta ve Trabzanlar ile Güneşler bölgelerine yakınlığı nedeniyle bu isimlerle de anılmaktadır. Mevki itibarıyla köprü yapımına son derece uygun olan bu bölge, nehir akışının yavaşladığı bir noktada yer alır. Günümüzdeki köprünün öncesinde, Tavuklar Köprüsü sırasında Yunan ve Türk kuvvetleri arasında yaşanan çatışmalara tanıklık etmiştir. 28 Mart 1921 tarihinde XI. Yunan Tümeni tarafından hedef alınan bu köprü, Türk ordusunun etkili direnişi sonucu başarılı olamayan Yunan birliklerince terk edilmiş, sonunda Türk kuvvetleri tarafından ateşe verilmiştir. 

Adapazarı’nı Hendek-Bolu üzerinden Anadolu’ya bağlayan yolun yükselen önemiyle 1937 yılında betonarme olarak yeniden inşa edilen köprü, 108.60 metre uzunluğunda ve 4.80 metre genişliğindedir. Bu köprü, yoğun kullanım gerekliliği doğrultusunda önemli bir işlevi yerine getirmektedir.

2) Sakarya Köprüsü(Adapazarı-Hendek Yolu)

1963 yılında hizmete girmiştir. 217.80 metre uzunluğa ve 8,5 metre genişliğe sahip olan köprü “betonarme gerber kiriş” tipindedir. İkisi 21 metre ve yedisi 25 metre genişliğinde toplam dokuz açıklığa sahiptir.

1963 Yılında Sakarya Köprüsü

3) Ciciler Köprüsü

Geyve-Osmaneli yolunda Sakarya Nehri üzerinde yer alan köprü 1971 yılında hizmete açılmıştır. 104.40 metre uzunluğun da 4,7 metre genişliğinde olan köprü kompozit tipte inşa edilmiş tir. İkisi 10 metre yedisi 25 meme genişliğinde toplam dokuz açıklığı bulunmaktadır.

3) Karasu Köprüsü

Karasu Köprüsü Planı

 Karasu-Kefken yolunda Sakarya nehri üzerinde yer alan köprü 1971 yılında hizmete açılmıştır. 130 metre uzunluğunda 7 metre genişliğinde olan köprü ön gerilmeli basit kiriş tekniği ile inşa edilmiştir. Her bin 25,5 metre genişliğe sahip toplam, beş açıklığı bulunmaktadır.

Sonuç olarak, Sakarya’daki köprüler, hem tarihsel birer mühür hem de sosyal yaşamın dinamizminin bir göstergesi olarak ön plana çıkmaktadır. Bu köprüler, geçmişin izlerini günümüze taşırken, Sakarya’nın kültürel ve doğal zenginliklerinin korunmasına da katkıda bulunmaktadır. Ziyaretçilerinin gözünde birer turistik cazibe merkezi olan köprüler, bölgeye sahip çıkan nesillerin önemini vurgulamaktadır.

KAYNAKÇA

Fahri YILDIRIM, “Sakarya Köprüleri.” Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür yayınları, Sakarya (2008).