Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
Milli Onur Kırılırsa
4 Temmuz 2003 Kuzey Irak‘ın Süleymaniye kentindeki karargâhlarından 11 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun ve Türkmen mihmandarlarının Irak‘taki Amerikan 173. Hava İndirme Tugayı‘na bağlı askerlerce ve yanlarındaki peşmergelerin gözetiminde sürpriz bir baskın sonucu derdest edilmeleri ve başlarına çuval geçirilmek suretiyle götürülüp 60 saat süresince alıkonularak sorguya çekilmeleri hadisesi hesabı sorulamamış tam bir onursuzluk örneğidir.
Mavi Marmara olayı; sonucu önceden bilindiği halde engellenmeyerek hatta Türkiye’nin çıkarları hiçe sayılarak gerçekleştirilmiş bir taktik operasyondur.Ama elde edilen sonuçlar şehit edilen 9 masum vatandaşımızın bir hiç uğruna kurban edilmesi onursuzluğunu doğurmuştur.Aksine Doğu Akdeniz’deki siyasi ve ekonomik çıkarlarımız açısından zararlı olduğu da aşikardır.
Açılım sürecinin her safhasında yaşanan olaylar; sonradan tersi ispatlandığı halde PKK ile yapılan Oslo görüşmelerini inkar edilmesi,PKK terör örgütü ve cani liderinin tüm Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi olarak muhatap alınması,PKK ile ateş kes mutabakatı yapılarak çekilme oyunu içersinde PKK ‘lı teröristlerin kentlere inmesi ve rahatça propaganda yapmasına izin verilmesi,KCK tutukluluklarının kademeli olarak serbest bırakılmaları ve güvenlik kuvvetlerinin operasyonlarına izin verilmemesi hiç şüphesiz ki bunları izleyen vatandaşlarımız için onursuzluk örnekleridir.
Bunların sonucunda bağımsız Kürt devletinin kurulmasına çanak tutulurken soydaş ve dindaşlarımız olan K.Irak Türkmenlerinin acımasızca katledilmelerine seyirci kalmak onursuzluk değil midir?
15 Mart 2011 tarihinde başlayan sözde Arap Baharı’nda Suriye’de Baas Partisi rejimini devirmek için silahlı isyana başlayan Suriye muhalefetine olan yardımların insani boyutları aşarak ülkemizin çıkarları ve tarafsız dış politikası ile uyuşmayan mezhebi ve siyasi taraftarlığa dönüşmesi ülkemizi tarafların birbirlerini vahşice katlettikleri bu onursuz savaşın içine sürüklemektedir.
Üstelik düşürülen silahsız F-4 keşif uçağımızın ve sınırımız içersinde sırf bu savaş yüzünden katledilen yüzlerce masum vatandaşımızın hesabını sormayı beceremeden .Hatta tüm şehirlerimizde Suriyeli mülteciler ile vatandaşlarımız arasında doğabilecek tüm sürtüşme ihtimallerine rağmen. Ekonomik, sağlık, istihbarî ve askeri alanlarda, ‘muhaliflere’ verilen destekle Türkiye yaklaşık 600 milyon dolar zarardadır. Türkiye’nin ekonomik anlamda Arap Baharı sürecine müdahil olarak ne kadar ağır bir yükün altına girdiği görülmektedir Bu duruma ülkemizi düşürmek onurlu bir vaziyet mi?
Bakın bu konularda yılların ötesinden Türk Milletine yüce Allah’ın bir armağanı olan devletimizin kurucusu olan ebedi başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk nasıl sesleniyor.
“Tarihimizi tetkik ediniz.Türk’ün çektiği bütün felaketler ,maruz kaldığı tehlikeler ve musibetler hep kendi öz benliğini,milli varlığını ihmal ederek nereden geldikleri ve ne oldukları,hangi nesle mensup bulundukları belirsiz bir takım kimseleri kendine reis tanıyarak,onların şuursuz bir vasıtası olmak mevkiine düşmüş olmasıdır.”
Milli onurumuzu kıran sayısız uygulamaları milletimizin başına saran başımıza yönetici diye getirdiğimiz gafil kişilerdir. Ülkemizi yönetmek iddiasında olan çok sayıda böyle kişi var.Tüm bu belalardan kurtulmayı senden başka kimse başaramaz. O halde “titre ve kendine dön”