Yenihaber | Şehri Sakarya
Erkal Etçioğlu
HAZMEDEBİLMEK
Son yıllarda moda oldu. Hazım etmek bir beslenme eylemini ifade ederken birden siyasi sözlükte “içine sindirebilmek” anlamında kullanılır oldu.Bu ifadeyi ilk önce Avrupa Birliği sözcülerinden duyduk.Avrupa Birliğinin Türkiye’yi tam üyeliğe kabul etmemek için öne sürdüğü bir ifade olarak karşımıza çıktı.İfade; AB’nin “hazım edebilme kapasitesi” nin Türkiye için uygun olmadığı şeklinde beyan edildi.Bu açıklamanın altında aslında çok şey gizli.Yani diyorlar ki “Türkiye’nin büyüklüğünü içimize sindiremeyiz.Yönetim yetkilerimizi ve mali kaynaklarımızı Türkiye ile paylaşamayız”.Bunu zaten bizde biliyoruz.Bir garip oyundur gidiyor işte.Sonucu şimdiden belli.Peki biz AB’yi hazım edebilecek miyiz? bakalım.
Son günlerde bu kelimeyi Sayın Başbakanın ağzından New York’ta da duyduk. Bu açıklama “Demokratik açılım paketinin” kısa, orta ve uzun vadeli planlama ile “hazmettire hazmettire” yani alıştıra alıştıra kamu oyuna benimseteceğiz şeklinde algılandı. Bu noktada paketin içindeki ana konular henüz kamu oyuna açıklanmamışken ortada oluşturulan fırtınanın nedenini çok merak ediyorum doğrusu. Olsa olsa ekonomik yokluktan kıvranan halkımızın gündemini değiştirmeye yönelik dış destekli bir siyasi manevra çalışması olarak tarif edilebilir.
Yazılı ve görsel basına sızan ve Kürt sorunun çözümü diye takdim edilen hususların ayrıntıları çok ilginç. Peki bunları istemeye istemeye Türk Milleti nasıl hazım edecek? Yapılan taktik hataları görmemek için zeka özürlü olmak gerekir.
PKK gibi bir organize suç ve terör örgütünün siyasi temsilcilerini muhatap alarak güya Kürt kökenli kardeşlerimizin haklarını koruyan bir kurtuluş örgütü imajı kazandırmak bir taktik hata değil midir?
Sorunun gerçek nedeni olan bölgedeki “kaçakçılık ekonomisini ve ağalık sistemini bitirmek” , hızla “toprak reformuna devam etmek” , hatta bölgenin hızla sanayileşmesi ve kentleşmesine ağırlık verilmesi gerekirken sadece kültürel haklar vererek gerçekten sorun çözülür mü?
Bu diyalogda önemli payı olacak olan ve Türk toplumunda AKP den daha çok oya sahip olan muhalefeti oluşturan CHP ve MHP ile uzlaşmadan bu açılım paketi başarılı olabilir mi? Elbette hayır. Çünkü bu sorunlarda önce “milli uzlaşmayı” sağlamak sonra harekete geçmek daha akıllıca olacaktı. Sonuç bilindiği halde bu yola girmek sorunun şimdilik çözümsüzlüğünü de beraberinde getiriyor. O halde bu oyun tribünlere oynanan bir “Nobel” fantezisi olabilir mi?
Asıl hazmedilemeyecek olan AB’nin ülkemize dayattığı Anayasamızın değişmez ilk 3 maddesidir.. Bunu ne yaparsanız yapın hiçbir aklı başında T.C vatandaşı kabul edemez. Israr edilirse sonucu iktidarın değişmesine kadar gidecek bir demokratik tepki olarak görülebilir.
Belki komşularımızla sıfır sorun ilkesi kulağa hoş geliyor ama Ermeni Açılımında işgal edilen Azeri vatan toprağı olan Karabağ’dan Ermeniler çekilmedikçe sınır kapılarının açılmasını hiçbir T.C vatandaşı kabul edemez ve bunu hazım edemez. Eğer siz yine de ısrar edecekseniz sizi de bu halk sonunda içine sindiremeyecek ve bünyesinin dışına atacaktır.Bunu bilesiniz.