Atasözleri ve Deyimler
Benzer sayfa: Sakarya’nın Manileri
Atasözleri
Ahbaz Atasözleri
Deyimler
Atasözleri
ATASÖZLERİ
Atasözü; bir fikri ve/veya öğüdü mecaz yolu ile kısa, kesin olarak anlatan eskiden beri söylene gelmiş veciz sözlerdir. Çoğunlukla halkın ortak bilgeliğini dile getirir. Bütün toplulukların kendilerine mahsus atasözleri vardır. Aşağıda Sakarya yöresinde söylenen atasözlerinden bazıları yer almaktadır.
- Acele ile menzil alınmaz.
- Acılı başta akıl olmaz.
- Acırsan Taraklı’nın öküzüne acı.
- Ak akçe kara gün içindir.
- Akrabanın akrabaya ettiğini akrep etmez.
- Alan el olma veren el ol.
- Ali evlendi Güllü gelin oldu.
- Ali evlendi Güllü görücüye gitti.
- Altgıya oturulmadan üstgıya oturulmaz.
- Ana rahminden geldik pazara, kefen aldık gidiyoruz mezara.
- Armıt dibine düşe.
- Aşadan yer yakdı, yukadan gün yakdı.
- Ayağını yorganına göre uzat.
- Az veren candan, çok veren maldan.
- Beyler buyruğu yoksula kan ağlatır.
- Bin bilsen de bir bilene danış.
- Bin dost az, bir düşman çoktur.
- Bir elin nesi var iki elin sesi var.
- Böle darak dişi gibi insan; iyi insan.
- Can çıkar huy çıkmaz.
- Çok yaşayan değil, çok gezen bilir.
- Damlaya damlaya göl olur.
- Davulun sesi uzaktan goygun gelir.
- Dert, saklayanda kalır.
- Dövendeki öküze burunduruk takılmaz.
- Düğün arpasıyla at beslenmez.
- Düğün evinde kız, yaylada öküz beğenilmez.
- Dünya ahret gardaşım osun.
- Ekmek mayadan kız anadan olur.
- Ekmek olmadan, yemek olmaz.
- El elden üstündür.
- Elden gelen üğün omamış, o da vaktinde bulunmamış.
- Erkek kısmı eşeğinden, karı kısmı döşeğinden belli olur.
- Gece gözüyle bez, genç gözüyle kız alma.
- Güzün ekilen darıdan, kocasından geç kalkan hanımdan hayır gelmez.
- Mudurnu’nun kızı, Göynük’ün boğazı, Taraklı’nın namazı, Geyve’nin bey namazı meşhurdur.
- Mutluluk evine giden yol, ızdırap bahçesinden geçer.
- Namuslu adamdır, kursağından haram lokma geçmemiştir.
- O ede, sen dinesin.
- Öküzün sırtına düşen tohumla, yere düşen tohum bir olmaz.
- Ön teker nereden giderse, arka teker de oradan gider.
- Sakla samanı, gelir zamanı.
- Sen bilirsin deyince dövüş kavga olmaz.
- Söyleme sırrını dostuna, o da söyler dostuna.
- Suyun çağlamazından insanın söylemezinden kork.
- Üzüm üzüme baka baka kararır,
- Yalnız taş duvar olmaz.
- Yazın gölge hoş, kışın ambar boş.
- Yiğit oynarken kaşık, ümüğünce şakırdar.
- Yumuşak atın çiftesi pek olur.
- Yürük at kendi yemini kendi arttırır, yürük olmayan at kendi yemini kendi bitirir.
- Zenginin keyfi gelene kadar fakirin canı çıkarmış.
- Her kaşıkla yemek biter, marifet Taraklı kaşığı gibi karın doyurmaktır.
- Herkes kaşık yapar ama Taraklı kaşığı gibi sapını düz düşüremez.
- Isıracak köpek dişini göstermez.
- İşleyen demir pas tutmaz.
- Kış beşikte, çeyiz sandıkta.
- Koca öküz otluk yığının devrildiği gün doyar.
- Kötü kabağın çekirdeği çok olur.
- Mal canın yongasıdır.
- Misafir misafiri sevmez, ev sahibi hiçbirini sevmez.
- Misafirin sevileni ekmek yapıldığı gün gelir.
- Has gızdan has gelin olu.
- Her evin soğan soyması ayrı olur.
Ahbaz Atasözleri
ABAZACA YAZILIŞI/OKUNUŞU | TÜRKÇE ANLAMI | KİRİL ALFABESİ İLE YAZILIŞI |
Ymaċu heap´ap´. | Az olan pahalıdır. | Ймaчlу тлaпlaпl. |
Aba ċen pst´ap´. | Baba mirası çiydir. | Aбa чleн пcтlaпl. |
Wnapş´ığapş´ta wča, wķuıtsta wç’aj´a. | Bakınarak otur, düşünerek konuş. | Унaпшыгlaпштa учlвa, уxъвыцтa учвaжвa. |
Atsxa nquızgawa yımaç’ yırbzit´. | Bal gezdiren parmağını yalar. | Aцxa нкъвызгaуa йымaчв йыpбзитl. |
Tsxa ‘anu aşxakua yırdırit´. | Balın olduğu yeri arılar bilir. | Цxa ъaну aщxaквa йыpдыpитl. |
Aķa ş´ubawa aşta wazımpş´ğan. | Başını gördüğünün ayak izini arama. | Axъa шубaуa aщтa уaзымпшгlaн. |
Dzbğa ‘anu ada şardaxit´. | Bataklık olan yerde kurbağa çok olur. | Дзбгla ъaну aдa щapдaxитl. |
Aħ dbagap´, ak´uaj´a dbagatzıķuap´. | Bey tilkidir, bey hanımı tilkinin kuyruğudur. | Axl дбaгaпl, aкlвaжвa дбaгaцlыxъвaпl. |
Aħ yıpsra alıgç’a yırç’alačıwarap´. | Beyin ölürse, köleleri yalandan ağlar. | Axl йыпcpa aлыгчвa йыpчвaлaчlвыуapaпl |
Ywımdırwa amğua arguanı atsk´ısģi yudırwa amğua ķara. | Bilmediğin yakın yoldansa bildiğin uzak yol(u tercihet). | Йуымдыpуa aмгlвa apгвaны aцкlыcгьи йудыpуa aмгlвa xъapa. |
Ziknı yuğara atsk´ısģi znı yubarıkuın rıtza yaeġp´. | Bin defa duymaktansa bir kez görmen daha iyidir. | Зкьны йугlapa aцкlыcгьи зны йубapыквын pыцla йaгъьпl. |
Znı aj´şa zımdırız ğuan yıj´t´. | Bir defada içmesini bilmeyen –daha sonra- iki defa içer. | Зны aжвщa зымдыpыз гlвaн йыжвтl. |
Aĉ’ yčıwarap´, aĉ’ yguırġearap´. | Biri ağlarken, bir başkası sevinir. | Aджв йчlвыуapaпl, aджв йгвыpгъьapaпl. |
Zćak´ı rıķazla maş´a ğazjwa yara dtaş’axit´. | Birileri için kuyu kazan kazdığı kuyuya düşer. | Зджьaкlы pыxъaзлa мaшa гlaзжуa йapa дтaшвaxитl. |
Čğua pş´ğara yĉ’ıkulız atşada alımħakua pqıta yğadgılxt´. | Boynuz aramaya giden eşek, kulakları kesik olarak dönmüş. | Чlвгlвa пшгlapa йджвыквлыз aтшaдa aлымxlaквa пкъытa йгlaдгылxтl. |
Apsınç zımbas aç’ apsınç amçıra ģadıram. | Boyunduruk görmemiş öküz boyunduruğun güçlüğünü bilmez. | Aпcынч зымбac aчв aпcынч aмчыpa гьaдыpaм. |
Aħba yģyaybjium; yaykeanģaş´it´. | Büyüğe nasihat edilmez, danışılır. | Axlбa йгьйaйбжьум; йaйкьaнгьaшитl. |
Guaquırpıga dxean guağuj´aga dğalrit´. | Can sıkıcı yavrulamış, insanı çatlatan doğurmuş. | Гвaкъвыpпыгa дхьaн гвaгlвжвaгa дгlaлpитl. |
Asaran yıla k´ılxta axça k´ılarča. | Cimrinin gözünü çıkar da yerine para oturt. | Acapaн йылa кlылxтa axчa кlылapчlвa. |
Аnхаğu bzi ytşаgа аxuа ģķış’twаm. | İyi işçinin kazmasının sapı düşmez. | Анхагlв бзи йтшага ахва гьxъышвтуам. |
Nxarala yğagxaz açıbći tşıt atsxa atsk´ıs rıtza yķağap´. | Alınteriyle elde edilen bir parça soğan, baldan daha tatlıdır. | Нxapaлa йгlaгxaз aчыбджьи тшыт aцxa aцкlыc pыцla йxъaгlaпl. |
Yınxawa dıģwısdaxarım. | Çalışan, işsiz kalmaz. | Йынxaуa дыгьуыcдaxapым. |
Yğatırxız aqama ģtartzaxwam. | (Bir kez yerinden) Çıkarılan kama (düşmana saplanmadan) yerine konmaz. | Йгlaтыpxыз aкъaмa гьтapцlaxуaм. |
Şarda zħuwa yatsk´ıs şarda zçpawa. | Çok söyleyendense çok yapan. | Щapдa зхlвуa йaцкlыc щapдa зчпaуa. |
“Şarda nıztzıda?” ģırħuwm, “Şarda zbada?” rħuit´. | “Kim çok yaşamış” demezler “Kim çok görmüş” derler. | “Щapдa нызцlыдa?” гьыpхlвум, “Щapдa збaдa?” pхlвитl. |
Arķa wımş’an, ağuna tşumırķatzan. | Dağda korkup, evde efelenme. | Apxъa уымшвaн, aгlвнa тшумыpxъaцlaн. |
Ağuna tşumırķatzawata wķatzara arķa yğarba. | Evde erkeklenme de, erkekliğini dağda göster. | Aгlвнa тшумыpxъaцlaуaтa уxъaцlapa apxъa йгlapбa. |
Ywaeġu pçağuta dçpa / dk´ı. | Senden daha iyi olanı ortak yap / tut. | Йуaгъьу пчaгlвтa дчпa дкlы. |
Wzaykeanģaş´ra dumawaztın, wķılpa rčata waykeanģaş´. | Danışacak kimsen yoksa, koy şapkanı (önüne) ona danış. | Узaйкьaнгьaшpa думaуaзтын, уxъылпa pчlвaтa уaйкьaнгьaш. |
Alaga / wlaga sasra dwımştiyın. | Deliyi/delini misafirliğe gönderme/götürme. | Aлaгa улaгa cacpa дуымщтийын. |
Wlaga dştita warģi wyıştatsax. | Delini -bir yere- gönderirsen sen de peşinden git. | Улaгa дщтитa уapгьи уйыщтaцax. |
Amıġ atara mġı ğayıxit´. | Dikenin yerinde diken biter. | Aмыгъ aтapa мгъы гlaйыxитl. |
Dzaxışa zımdırwa lıraķua awıp´. | Dikiş dikmesini bilmeyenin ipliği uzundur. | Дзaxыщa зымдыpуa лыpaxъвa aуыпl. |
Abız bğuıdap´, yataķu aħuit´. | Dil kemiksizdir, istediğini söyler. | Aбыз бгlвыдaпl, йaтaxъу axlвитl. |
Zıbız ķağu asıs ğuwasak´ yrıtzaç’it´. | Tatlı dilli kuzu iki koyundan -süt- emer. | Зыбыз xъaгlу acыc гlвуacaкl йpыцlaчвитl. |
Amaçķuıntza arguanızt´ħua wģazınadzum. | Dirsek yakındır ama ısıramazsın. | Aмaчxъвынцla apгвaнызтlхlвa угьaзынaдзум. |
Yk´arpsaz aķua ģğargılxwam. | (Dışarı) Dökülen kül (eve) geri alınmaz. | Йкlapпcaз axъвa гьгlapгылxуaм. |
Yuğawa atsk´ısģi wıla yabawa. | Duyduğundan çok gözünün gördüğü. | Йугlaуa aцкlыcгьи уылa йaбaуa. |
Aćaļ “snayit´” ģaħuwm. | Ecel geliyorum demez. | Aджьaль “cнaйитl” гьaхlвум. |
Atşada aħahea bziyıztın ytzaraxit´. | Eşek, yükü ağırsa hızlı olur. | Aтшaдa axlaтлa бзийызтын йцlapaxитl. |
Atşada tşada ğanarixit´. | Eşek, eşek doğurur. | Aтшaдa тшaдa гlaнapиxитl. |
Ajiı mbğarnıs ćk´a akuırpsit´, aćık´a bğarıkuın yazırxaxwaya? | Ete bozulmaması için tuz serpilir, tuz bozulmuşsa ne yapılır? | Aжьы мбгlapныc джькla aквыpcитl, aджьыкla бгlapыквын йaзыpxaxуaйa? |
Ak´udır zmaz dtsan, atşı zmaz dğanxat´. | Eyeri olan gitmiş, atı olan kalmış. | Aкlвдыp змaз дцaн, aтшы змaз дгlaнxaтl. |
Arıtsħa amaxtşa dş´akučuģi ala ğayıtsħit´. | Fakiri deveye binmişken bile köpek ısırır. | Apыцxla aмaxтшa дшaквчlвугьи aлa гlaйыцxlитl. |
Arıtsħa yarqan abaya yırxit´. | Fakirin urganını zengin eskitir. | Apыцxla йapкъaн aбaйa йыpxитl. |
Arıtsħa yguı bayap´ta, abaya yguı rıtsħap´. | Fakirin gönlü zengindir, zenginin gönlü fakirdir. | Apыцxla йгвы бaйaпlтa, aбaйa йгвы pыцxlaпl. |
Arıtsħa yşap´kua abaya yħuačğuıp´. | Fakirin ayakları, zenginin uşaklarıdır. | Apыцxla йщaпlквa aбaйa йхlвaчlвгlвыпl. |
Aħuınap ağuara apnı yķatzap´. | Fare, yuvasında erkektir. | Aхlвынaп aгlвapa aпны йxъaцlaпl. |
Waķınla yubaz apħuıspa tşınlata znı wılpş´ıx. | Gece vakti gördüğün kıza bir de gündüzleyin bak. | Уaxъынлa йубaз aпхlвыcпa тшынлaтa зны уылпшыx. |
Btatsa bguı labġaztın, bpħa blays. | Gelinine gücenmişsen -kendi- kızına kız. | Бтaцa бгвы лaбгъaзтын, бпxla блaйc. |
Tatsa bzi dwımaztın, pa dwımap´. | İyi bir gelinin varsa oğlun var demektir. | Тaцa бзи дуымaзтын, пa дуымaпl. |
Acşa yılaħit´, aj´ yıldzğit´. | Genç büyür, yaşlı yıpranır. | Aшla йылaxlитl, aжв йылдзгlитl. |
Apħuıspa adzı kup´i dağuızap´. | Genç kız, su bardağından farksızdır. | Aпxlвыcпa aдзы квпlи дaгlвызaпl. |
Apħuıspa laga ķatza dantsa “Sabarğa bayaxat´” lħuat´. | Deli kız kocaya gidince “Babamgil zengin oldular” demiş. | Aпxlвыcпa лaгa xъaцla дaнцa “Caбapгla бaйaxaтl” лхlвaтl. |
Wçk´uınķa yadwımgalız wanaj΄ra yģwawxrım. | Gençliğinde elde etmediğini, yaşlandığında bulamazsın. | Учкlвынxъa йaдуымгaлыз уaнaжвpa йгьуaуxpым. |
Aş’arax ačğua aġap´. | Geyiğin boynuzu, düşmanıdır. | Aшвapax aчlвгlвa aгъaпl. |
Akuċis ğamdağu adzırş´ı ytapit´. | Çok gezen civciv kaynar suya düşer. | Aквчlиc гlaмдaгlв aдзыpшы йтaпитl. |
Aj´ğuand ç’ımla atzawmırgılın, ajiıxča xuş´a ķawımtzan. | Gökyüzüne merdiven dayama, şişe yağ geçirme. | Aжвгlвaнд чвымлa aцlaумыpгылын, aжьыxчlвa хвшa xъaуымцlaн. |
Zıla yabaz da’aztın, yızğaz wizımpş´ğaxın. | Gözüyle gören varsa artık duyanı arama. | Зылa йaбaз дaъaзтын, йызгlaз уизымпшгlaxын. |
Mçı zmaz yatsk´ıs guı zmu. | Gücü olandansa yüreği olan. | Мчы змaз йaцкlыc гвы зму. |
Apş´dzara znımğalwa dģa’am. | Güzelliğin yakışmadığı -kimse- yoktur. | Aпшдзapa знымгlaлуa дгьaъaм. |
Wıpş´dzara wķa alawmırtşķuawata wınxara tşalardu. | Güzelliğinle övünme, işinle kendini yücelt. | Уыпшдзapa уxъa aлaумыpтшxъвaуaтa уынxapa тшaлapду. |
Axabar guımxa lası ygit´. | Kötü haber tez yayılır. | Axaбap гвымxa лacы йгитl. |
Ansimş´ğadza alu aġimala yģķınħuwam. | Değirmen her Allahın günü sağ tarafa dönmez. | Aнcимшгlaдзa aлу aгъьмaлa йгьxъынхlвуaм. |
Dasu yğayriyız yara dyapş´xp´. | Herkesin doğurduğu kendine benzer. | Дacу йгlaйpийыз йapa дйaпшxпl. |
Aķuatsa aşaydza ğatzwımxk´ua yģwızrıdzwaş´ım. | Isırgan otunun kökünü sökmedikçe onu yok edemezsin. | Axъвaцa aщaйдзa гlaцlуымxкlвa йгьуызpыдзуaшым. |
Aguır zk´ılswa araķuaģi k´ılsit´. | İğnenin geçtiği yerden ipliği de geçer. | Aгвыp зкlылcуa apaxъвaгьи кlылcитl. |
Ğuxırbızk´ nap´ık´la yģuzık´rım. | İki karpuzu tek elle tutamazsın. | Гlвxыpбызкl нaпlыкlлa йгьузыкlpым. |
Ğuımş’ık´ ğuarak´ yģatsbzazwm. | İki ayı bir inde barınmaz. | Гlвымшвыкl гlвapaкl йгьaцбзaзум. |
Ğuıć yırdırwa ģmadzaxım. | İki kişinin bildiği, sır olmaz. | Гlвыджь йыpдыpуa гьмaдзaxым. |
Ağapın yıç’az adzın dčıwxit´. | İlkbaharda uyuyan sonbaharda ağlar. | Aгlaпын йычвaз aдзын дчlвыуxитl. |
J´ı zmam tana yixit´. | İneği olmayan, dana-sını- sağar. | Жвы змaм тaнa йхьитl. |
Aj´ aşap´ı aħuıs ģaşwam. | İneğin ayağı buzağısını öldürmez. | Aжв aщaпlы aхlвыc гьaщуaм |
Ağuı yımu xuı ģazibum / ģaziçpum. | İnsan elindekinin değerini görmez/bilmez. | Aгlвы йыму xвы гьaзибум гьaзичпум. |
Ağuıčğuıs d’ak´aħwş´ ydırzarkuınız ş´ıħu şt´aytzarın. | İnsan düşeceği yeri bilseydi oraya saman döşerdi. | Aгlвычlвгlвыc дъaкlaxlуш йдыpзapквыныз шыхlв щтlaйцlapын. |
Ağuıčğuıs yaćaļ yık´ua ytap´. | İnsanın eceli koynundadır. | Aгlвычlвгlвыc йaджьaль йыкlвa йтaпl. |
Wağa ‘anım ħua toba yķalit´. | İnsanların olmadığı yerde domuz tepeye çıkar. | Уaгla ъaным хlвa тoбa йxъaлитl. |
Awıs yarpsxea dģa’am. | İşten ölen yoktur. | Aуыc йapпcхьa дгьaъaм. |
Wwıs zlam wblaķ alawımtzan. | İşinin olmadığı şeye başkasını karıştırma. | Ууыc злaм ублaxъ aлaуымцlaн. |
Bzira zguı ytu yķa guımxara ģğataş’um. | Kalbinde iyilik olanın aklına kötülük düşmez. | Бзиpa згвы йту йxъa гвымxapa гьгlaтaшвум. |
Aķamıj´ raķua ģak´ıxwam. | Eskimiş kaban -artık- iplik tutmaz. | Axъaмыжв paxъвa гьaкlыxуaм. |
“Z’ara mş´k´ı yırdzaxıya?” ģırħuwm, “Yızdzaxıda?” rħuit´. | “Kaç günde dikildi?” demezler, “Kim dikti?” derler. | “Зъapa мшкlы йыpдзaxыйa?” гьыpхlвум, “Йыздзaxыдa?” pхlвитl. |
Pħuıs dwawxp´, anı dıģwawxrım. | Kadın/hanım bulursun -ama- anne bulamazsın. | Пхlвыc дуaуxпl, aны дыгьуaуxpым. |
Zķa zımxiıs wķıix yawımħuın. | Başı ağrımamışa başağrını anlatma. | Зxъa зымхьыc уxъыхь йaуымхlвын. |
Wķa ztamş’awa wşap´ı tawmırşşın. | Kafanın sığmayacağı yere ayaklarını sokma. | Уxъa зтaмшвaуa ущaпlы тaумыpщщын. |
Aguı ytaqačaxu alakta ğanaħuit´. | Yürekte saklanan şeyi yüz söyler. | Aгвы йтaкъaчlвaxу aлaктa гlaнaхlвитl. |
Aguı ytam acşa yģaħuwm. | Kalpte olmayanı dil söylemez. | Aгвы йтaм aшla йгьaxlвум. |
Wqama ğuan yğatumxın, waj´aģi ğuan ywımħuan. | Kamanı -ard arda- iki kez çekme, sözünü de iki kez söyleme. | Укъaмa гlвaн йгlaтумxын, уaжвaгьи гlвaн йуымхlвaн. |
Aşa guımxa yatsk´ıs nbjeağu bzi. | Kötü kardeştense iyi arkadaş. | Aщa гвымxa йaцкlыc нбжьaгlв бзи. |
Awarba jiı ‘anu yxuarzzit´. | Kartal, etin olduğu yere süzülür. | Aуapбa жьы ъaну йхвapззитl. |
Atsguı ajiı yanaxiımdza “Ybğap´” / “Afğuı ħat´” aħuat´. | Kedi ete ulaşamayınca “Çürümüş” / “Kokusu çıkmış” demiş. | Aцгвы aжьы йaнaхьымдзa “Йбгlaпl Aфгlвы xlaтl” aхlвaтl. |
Atsguı aħuınapkua apxızp´. | Kedini rüyası farelerdir. | Aцгвы aхlвынaпквa aпxызпl. |
Atsguı ķumarit´, aħuınap psit´. | Kedi oyun oynar, fare ölür. | Aцгвы xъвмapитl, aхlвынaп пcитl. |
Tsguı ‘anım aħuınap kaçk´it´. | Kedinin olmadığı yerde fare kudurur. | Цгвы ъaным aхlвынaп кaчкlитl. |
Ķabıij d’anu ķħua tumxın. | Kelin olduğu yerde tarak çıkarma. | Xъaбыжь дъaну xъхlвa тумxын. |
Abıuğ zrıpş´dzawa jiıp´ta ajiı zrıpş´dzawa çğuıçap´. | Kemiği güzelleştiren ettir, eti güzelleştiren ise elbisedir. | Aбыгlв зpыпшдзaуa жьыпlтa aжьы зpыпшдзaуa чгlвычaпl. |
Bğuı zlam jiı ģa’am. | Kemiksiz et olmaz. | Бгlвы злaм жьы гьaъaм. |
Amdzak´ ydırgılız aukta dtaşşıt´. | Kenara tutulan, ortaya sokulmaya çalışır. | Aмдзaкl йдыpгылыз aквтa дтaщщытl. |
Wķa yazumxuş´ antaexģıt yırzıwımxan. | Kendine yapmayacağın şeyi başkalarına yapma. | Уxъa йaзумxуш aнтaхьгьыт йыpзыуымxaн. |
Wķa yatzbu dırta wadırğuana antaxiģıt rıtzba ħua. | (Önce) Kendi kusurunu bil, sonra diğerlerinin kusurunu söyle. | Уxъa йaцlбу дыpтa уaдыpгlвaнa aнтaхьгьыт pыцlбa хlвa. |
Wķa p´at´u akuwımtzarkuın, zaĉ’ģi p´at´u ģwıkuitzarım. | Kendine saygı duymazsan, kimse sana saygı duymaz. | Уxъa пlaтlу aквуымцlapквын, зaджвгьи пlaтlу гьуыквицlapым. |
Aptşra atsk´ıs açpaxra ş’nıla ybarguıp´. | Yapmak, kırmaktan yüz kat daha zordur. | Aптшpa aцкlыc aчпaxpa швнылa йбapгвыпl. |
Aç’aj´ara amğua arayş´ısit´. | Konuşmak yolu kısaltır. | Aчвaжвapa aмгlвa apaйшыcитl. |
D’adzamç’aj´as alagaģi dguıbzıġap´. | Konuşmadığı sürece deli de akıllıdır. | Дъaдзaмчвaжвac aлaгaгьи дгвыбзыгъaпl. |
Atzırtış´ yabćar yara daxuıxit´. | Korkağın silahı kendini yaralar. | Aцlыpтыш йaбджьap йapa дaхвыxитl. |
Aş’ağuı yabćar yımş’awa yčıp´. | Korkanın silahı, korkmayanındır. | Aшвaгlвы йaбджьap йымшвaуa йчlвыпl. |
Aş’ağuı yk´altaģi daç’ırħaxit´. | Korkak, kendi eteğinden bile ürker. | Aшвaгlвы йкlaлтaгьи дaчвыpxlaxитl. |
Awasa ak´eapa ģaç’ħaheam. | Kuyruğu koyuna ağır değildir. | Aуaca aкlьaпa гьaчвxlaтлaм. |
Awasa aç’a ğuan yģaķırxwam. | (Bir) Koyunun derisi iki kez yüzülmez. | Aуaca aчвa гlвaн йгьaxъыpxуaм. |
Awasaxçakua şardaztın awasa psķapsit´. | Koyun çobanları çoksa koyun canından olur. | Aуacaxчaквa щapдaзтын aуaca пcxъaпcитl. |
Ala abıuğģi afit´, alabaģi açħit´. | Köpek kemiği de yer, sopaya da katlanır. | Aлa aбыгlвгьи aфитl, aлaбaгьи aчxlитl. |
Ala zşız ytigaxit´. | Köpeği(n leşini), öldüren(e) çıkartır(sürükletirler). | Aлa зщыз йтигaxитl. |
Ala yaç’ş’awa yılakuala dadırit´. | Köpek, kendinden korkanı gözlerinden tanır. | Aлa йaчвшвaуa йылaквaлa дaдыpитl. |
Ala ş´it´, atşı ħuit´. | Köpek havlar, at otlar. | Aлa шитl, aтшы хlвитl. |
Alaqiı waħuarkuın yheap´axit´. | Köpek dışkısına yalvarırsan kıymetli olur. | Aлaкъьы уaхlвapквын йтлaпlaxитl. |
Guımxara wanımyak´ua bzira a’ata yģwdırwaş´ım. | Fenalıkla karşılaşmadıkça iyiliğin -var- olduğunu bilemezsin. | Гвымxapa уaнымйaкlвa бзиpa aъaтa йгьудыpуaшым. |
Guımxara çpata / xata bzira wamayguġan. | Kötülük yapıp da iyilik bekleme. | Гвымxapa чпaтa xaтa бзиpa уaмaйгвгъaн. |
Kıtk´ azna ‘aħļı atsk´ıs kıtipxeadza ‘aħļık´. | Tamamı akraba olan bir köydense her köyde bir akraba(n olsun). | Кыткl aзнa ъaxlльы aцкlыc кытипхьaдзa ъaxlльыкl. |
Alımħa yağawa atsk´ıs ala yabawa. | Kulağın duyduğundansa gözün gördüğü. | Aлымxla йaгlaуa aцкlыc aлa йaбaуa. |
Akuıćma zwasa zç’aguş´ yķılpala dadırit´. | Kurt, koyununu kaçıracağı kişiyi şapkasından tanır. | Aквыджьмa зуaca зчвaгуш йxъылпaлa дaдыpитl. |
Akuıćma awasa anagawa axtzara yģapş´wam. | Kurt, koyunu götürürken kulağındaki işarete bakmaz. | Aквыджьмa aуaca aнaгaуa axцlapa йгьaпшуaм. |
Akuıćma yafwa aç’ala yaş’axit´. | Kurt, yediğini derisiyle öder. | Aквыджьмa йaфуa aчвaлa йaшвaxитl. |
Ş’agalata ya’u zımğuaģi yapş´ıta ywıwit´. | Kurt sürüsündekiler hep bir ağızdan ulur. | Швaгaлaтa йaъу зымгlвaгьи йaпшытa йуыуитl. |
Asas dçarıkuın aş’la dpş´it´. | Misafir yemek yerse (yedikten sonra, gözü) kapıya doğru bakar. | Acac дчapыквын aшвлa дпшитl. |
Asas yç’ıqawčaxwa aş´itan yčıp´. | Misafirden saklanan, şeytanın olur. | Acac йчвыкъaучlвaxуa aшитaн йчlвыпl. |
Apa bzi aba ċen dģazk´ılpş´wam. | İyi oğul, baba mirasını gözlemez. | Aпa бзи aбa чleн дгьaзкlылпшуaм. |
Apaħba atğaç’a rıķazla dtzagılap´. | Büyük erkek çocuk, aile için dayanaktır. | Aпaхlбa aтгlaчвa pыхъaзлa дцlaгылaпl. |
Yawaş´ qamçxuak´ aħa dnamdzask´ua dudırit´. | -Adam- olacak -kişiyi- bir kamçı boyu kadar büyümeden anlarsın. | Йaуaш къaмчхвaкl axla днaмдзacкlвa дудыpитl. |
Aħura yılu wayguġata yunap´ıtzu k´awımrış’ın. | Otun içindekine güvenip de elindekini atma. | Aхlвpa йылу уaйгвгъaтa йунaпlыцlу кlaуымpышвын. |
Yčata yrımbaz dgılın tşdyırbat´. | Oturduğu yerde görünmeyen, kalkıp kendini göstermiş. | Йчlвaтa йpымбaз дгылын тшдйыpбaтl. |
Wčata wzımbaz wgılt´ħua wģibuş´ım. | Oturduğun yerde seni görmeyen, ayağa kalktın diye de görmeyecektir. | Учlвaтa узымбaз угылтlхlвa угьибушым. |
Ķumarşa zımdırwa ala k´ılixp΄. | Oyun(u kuralına göre) oynamasını bilmeyen, göz çıkarır. | Xъвмapщa зымдыpуa aлa кlылиxпl. |
Amħui aqazşa guımxi qačaxıwaç’ap´. | Öksürük ve kötü huyun saklanması zordur. | Aмхlви aкъaзщa гвымxи къaчlвaxыуaчвaпl. |
Aç’ psķapsı ħuaspa ģalartsum. | Mundar ölmüş öküz(e bıçak sokulmaz) kesilmez. | Aчв пcxъaпcы хlвacпa гьaлapцум. |
Ç’ı zmam ħuıs tzayħuit´. | Öküzü olmayan, kağnıya buzağı koşar. | Чвы змaм хlвыc цlaйхlвитl. |
Yğawımşız aş’arax ajiı wımş´an. | Öldürmediğin geyiğin etini pay etme. | Йгlaуымщыз aшвapax aжьы уымшaн. |
Yanpsra zımğuaģi atsapş´xit´. | Ölünce herkes eşit olur. | Йaнпcpa зымгlвaгьи aцaпшxитl. |
Apsra yaç’rıħawa dğuanpsp´. | Ölümden ürken, iki kez ölür. | Aпcpa йaчвpыxlaуa дгlвaнпcпl. |
“Y’ampswa stsit´” lħuan yş´bzu y’atzartzuz dtsat´. | “Ölünmeyen yere gidiyorum” demiş, canlıyken -insan-gömülen yere gitmiş. | “Йъaмпcуa cцитl” лхlвaн йшбзу йъaцlapцlуз дцaтl. |
Wķğuačı wapş´ıta wşap´kua rıuġġua. | Örtüne bak da ayağını uzat. | Уxъгlвaчlвы уaпшытa ущaпlквa pыгъвгъвa. |
Ķartşķuağuı dķaħuaç’ağuıp´. | Övüngeç, konuşkan olur. | Xъapтшxъвaгlвы дxъaхlвaчвaгlвыпl. |
Axça adzı yağuızap´. | Para, su gibidir. | Axчa aдзы йaгlвызaпl. |
Axça zşardu aġıç diç’ş’it´. | Parası çok olan hırsızdan korkar. | Axчa зщapду aгъыч дичвшвитl. |
Aşımta kua kuata yģawam, aşımta sası sasıta dģawam. | Sabah yağmuru yağmur olmaz; sabah misafiri misafir olmaz. | Aщымтa квa квaтa йгьaуaм, aщымтa cacы cacытa дгьaуaм. |
Axiy axeapş aux ydırit´. | Sarraf, altının değerini (en iyi) bil(end)ir. | Aхьи aхьaпщ aхв йдыpитl. |
Bzi wızbawa wlakta dģapş´wam. | Seni seven yüzüne bakmaz. | Бзи уызбaуa, улaктa дгьaпшуaм. |
Abzibaraj´ aguı yģtıtzwam. | Eski aşk kalpten çıkmaz. | Aбзибapaжв aгвы йгьтыцlуaм. |
Ywħuara wımdırwaztın zak´ģi wımħuan. | Ne söyleyeceğini bilmiyorsan hiçbir şey söyleme. | Йухlвapa уымдыpуaзтын зaкlгьи уымхlвaн. |
Adzı yagawa aş´ıuħts damtzasit´. | Suyun sürüklediği kişi saman çöpüne bile sarılır. | Aдзы йaгaуa aшыхlвц дaмцlacитl. |
Adzı yğanagwa apş´a yagaxit´. | Suyun getirdiğini rüzgar götürür. | Aдзы йгlaнaгуa aпшa йaгaxитl. |
Adzı wtaş’arıkuın baxta wıģğatıtzxrım. | Suya düşen, kuru çıkmaz. | Aдзы утaшвapыквын бaxтa уыгьгlaтыцlxpым. |
Adzaķa zlatsawa atzıķuaģi alatsit´. | Suyun başı nereye giderse, arkası da oraya gider. | Aдзaxъa злaцaуa aцlыxъвaгьи aлaцитl. |
Adzırırta wnamdzask´ua wk´alta ķawımgılın. | Su kıyısına varmadan eteklerini kaldırma. | Aдзыpыpтa унaмдзacкlвa укlaлтa xъaуымгылын. |
Axş´ şardara walapş´ırkuın şa alazşa yubit´. | Süte çok bakarsan kan karışmış gibi görürsün. | Axш щapдapa уaлaпшыpквын щa aлaзшвa йубитl. |
W’arımdırwa çğuıça, w’ardırwa aqıļ. | Tanınmadığın yerde elbise, tanındığın yerde akıl (önemlidir). | Уъapымдыpуa чгlвычa, уъapдыpуa aкъыль. |
Akut´u amç kut´aeġp´. | Tavuğun gücü, yumurtasıdır. | Aквтlу aмч квтlaгъьпl. |
Akut´u ş´ırdza apxızp´. | Tavuğun rüyası darıdır. | Aквтlу шыpдзa aпxызпl. |
Axuamıux dćawapçxit´. | Tembel, hazırcevap olur. | Aхвaмыхв дджьaуaпчxитl. |
Axuamıux wnaş’a ķtzarala d’azap´. | Tembel, emir buyurmakta ustadır. | Aхвaмыхв унaшвa xъцlapaлa дъaзaпl. |
Wnap´xkua rapş´ wçaej zak´ģi yģabıġwam. | Hiçbir şey cildini kendi tırnakların kadar iyi kaşımaz. | Унaпlxквa paпш учвaжь зaкlгьи йгьaбыгъуaм. |
Abaga aşta atzıķuala yķnağuaxit´. | Tilki, izini kuyruğuyla kapatır. | Aбaгa aщтa aцlыxъвaлa йxънaгlвaxитl. |
Baga ķa atsk´ıs baga tzıķua ħayļap´. | Tilkinin kuyruğu, başından daha kurnazdır. | Бaгa xъa aцкlыc бaгa цlыxъвa xlaйльaпl. |
Aj´tsrasığu ačğua lası yķtsit´. | Sürekli tos vuran ineğin boynuzu tez kırılır. | Aжвцpacыгlв aчlвгlвa лacы йxъцитl. |
Aç’a ķçı yģazıpş´ğum, amla rızq alıx ģaçpum. | Uyku, yastık aramaz; açlık yemek ayırmaz. | Aчвa xъчы йгьaзыпшгlум, aмлa pызкъ aлыx гьaчпум. |
Yıç’u amş’ ğawmırcşıxan, afır ķatza dumırguıj´k´ın. | Uyuyan ayıyı uyandırma, delikanlı adamı kızdırma | Йычву aмшв гlaумыpшlыxaн, aфыp xъaцla думыpгвыжвкlын. |
Ķarata yqawčaxwa arguanıta yğawawxit´. | Uzakca sakladığını yakınca bulursun. | Xъapaтa йкъaучlвaxуa apгвaнытa йгlaуaуxитl. |
Atşığura baj´ıztın aħuınapģi guırġit´. | Mahsül bolsa fare de sevinir. | Aтшыгlвpa бaжвызтын aхlвынaпгьи гвыpгъьитl. |
Аğаşаğu dčа dıç’it´, dşt´а dınxit´. | Üşengeç oturarak uyur, yatarak çalışır. | Агlащагlв дчlва дычвитl, дщтlа дынxитl. |
Ykş´uş´ laba yawit´. | Vuracak kişi sopa bulur. | Йкшуш лaбa йaуитl. |
Axama psı dıç’azş’a dubit´. | Elin ölüsünü uyuyor gibi görürsün. | Axaмa пcы дычвaзшвa дубитl. |
Amts aşap´ı ģbaġeam. | Yalanın ayağı sağlam değildir. | Aмц aщaпlы гьбaгъьaм. |
Amts şap´ı atzargılwaç’ap´. | Yalana ayak uydurmak zordur. | Aмц щaпlы aцlapгылуaчвaпl. |
Mtsı wuħuş´ıztın apsı yıuktza. | Yalan söyleyeceksen ölüy(e dayandır)ü şahit göster. | Мцы ухlвушызтын aпcы йыквцla. |
Mtsı ‘awħuaz şarda wımčaxın. | Yalan söylediğin yerde fazla oturma. | Мцы ъaухlвaз щapдa уымчlвaxын. |
Yızçpara zımdırwa tşınla mza ayırk´it´. | Ne yapacağını bilmeyen, gündüz vakti ışık yakar. | Йызчпapa зымдыpуa тшынлa мзa aйыpкlитl. |
Abjalaga yıj´ırkuın dlagadzaxit´. | Yarım deli, içerse zır deli olur. | Aбжaлaгa йыжвыpквын длaгaдзaxитl. |
Wačı aħatıq abga atsk´ıs waexča aħatıq bja. | Yarın (gelecek) tüm bir çörektense bugün (gelen) yarım bir çörek yeğdir. | Уaчlвы axlaтыкъ aбгa aцкlыc уaхьчlвa axlaтыкъ бжa. |
Yaj´ıztınģi yçıļap´. | Eskise de ipek ipektir. | Йaжвызтынгьи йчыльaпl. |
Yşt´u aħauķ ş’araxħura ğakuyit´. | Yatan taşın üzerinde yabani ot biter. | Йщтlу axlaxъв швapaxхlвpa гlaквйитl. |
Apxın aştanč zsız aġnı arqan daç’ırħit´. | Yazın yılanın ısırdığı, kışın urgandan korkar. | Aпxын aщтaнчlв зcыз aгъны apкъaн дaчвыpxlитl. |
Apxın yadumgalız aġnı yģwawxrım. | Yazın derlemediğini kışın bulamazsın. | Aпxын йaдумгaлыз aгъны йгьуaуxpым. |
Wzırçuş´ dıģğawtzğum. | Sana yemek yedirecek (olan, aç mısın diye) sormaz. | Узыpчуш дыгьгlaуцlгlум. |
Adģıl adınxalşa zımdırwa aħaquararta ş´ırdza akuipsit´. | Toprağı işlemesini bilmeyen, taşlık yere darı eker. | Aдгьыл aдынxaлщa зымдыpуa axlaкъвapapтa шыpдзa aквипcитl. |
Aştanč ğazısız arqanģi daç’ş’it´. | Yılanın ısırdığı, urgandan bile korkar. | Aщтaнчlв гlaзыcыз apкъaнгьи дaчвшвитl. |
Ķаtzаrа zlu ķatzara yılata dpsıxit´ | Yiğit olan, yiğitçe ölür. | Хъацlара злу хъацlара йылата дпcыхитl. |
Fačayş´a zımfas atsxa aķağara ģidıram. | Acı yiyecek yememiş -kimse-, balın tadını bilmez. | Фaчlвaйшa зымфac aцxa axъaгlapa гьидыpaм. |
Mğua ayş´ıs guımxa atsk´ıs mğua ķara bzi. | Kısa (ama) kötü yoldansa, uzun (ama) güzel yol (daha iyidir). | Мгlвa aйшыc гвымxa aцкlыc мгlвa xъapa бзи. |
Akut´aeġ aguı şardala walapş´ırkuın ķuıts alazş’a yubit´. | Yumurtanın sarısına çok bakarsan kıl varmış gibi görürsün. | Aквтlaгъь aгвы щapдaлa уaлaпшыpквын xъвыц aлaзшвa йубитl. |
Abaya yaj΄a ķağa tşawmırjean aġnımş´ģi yazķawımtzan. | Zenginin tatlı sözüne kanma, kış(ın kalıcı olduğuna da) gününe de inanma. | Aбaйa йaжвa xъaгla тшaумыpжьaн aгънымшгьи йaзxъaуымцlaн. |
Abaya yguırġeara mlıkup´ta arıtsħa ybayara tğaç’ap´. | Zenginin mutluluğu malıdır, fakirin zenginliği ise ailesi. | Aбaйa йгвыpгъьapa млыквпlтa apыцxla йбaйapa тгlaчвaпl. |
Abayaç’a ‘aş´ardw arıtsħaç’aģi şardaxit´. | Zenginin çok olduğu yerde fakir de çok olur. | Aбaйaчвa ъaшapду apыцxlaчвaгьи щapдaxитl. |
Deyimler
DEYİMLER
Deyimler; genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, ilgi çekici bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbekleridir. Atasözlerimiz ve deyimlerimiz hayata bakışımızın, değerlerimizin, geleneklerimizin, inançlarımızın söze dönüşmüş biçimleridir. Her atasözü her deyim aslında bir kültür değerimizdir.
- Ağzı kulağına varmak,
- Alıcı gözüyle bakmak,
- Ayaklar altında çiğnenmek,
- Bir dokun bin ah işit,
- Bülbül gibi şakımak,
- Ciğeri yanmak.
- Döner taşım yok, öter kuşum yok.
- Dört gözle beklemek.
- Dut yemiş bülbüle dönmek,
- Evde çorba yok daşacak, goca yok boşicek,
- Ganım (karnım) yandı…. (Çok üzüldüm anlamındadır.)
- Gelinen yere gidili(r)
- Goca öküz otluk yığınının devrildi gün doya(r)
- Gocaguş (Huluguş-Baykuş) ötdü Şükürü ölecek… (Baykuşun uğursuzluk getirdiğine inanılır..)
- Gonşula razı gelise (Bayanın kocasından izin almasına işaret edilmektedir.)
- Gurumuş gabine girmiş (Kişinin çok zayıfladığına işaret edilmektedir.)
- Has gızdan has gelin olu(r)
- İğde de olu, arşakda da olu, dokiyen galtakda da olu(r) (Kötülüğün herkeste olabileceğine işaret edilmektedir.)
İki dirhem bir çekirdek. - Kel yavrusu gibi ne coruduyon? (Kara kara ne düşünüyorsun anlamındadır.)
- Kırk gurda bi hurda. (Kişinin çok, yemeğin az olmasına işaret edilmektedir.)
- Kulağı aslan kesilmek,
- Kulak misafiri olmak,
- Mal saybisine çekemiş,
- Mertmenin alt başı dövüş, üst başı seviş (Evlilerin kavgasına işaret edilmektedir.)
- Misafiri atlamalara gada geçirmesey tavıkla kurklamaz (Misafire çok hürmet gerektiğine işaret edilmektedir.)
- Misafirin sevileni ekmek yapildi gün geli(r)
- Naış (nakış) örnine göre işleni(r)
- Namuslu adamdır; gursandan haram lokma geçmemişdir,
- Onda çüke sürüm akıl yoktur be (Kişinin akıl-fikirsizliğine işaret edilmektedir.)
- Ön teker nerden gidese, gıç teker de urdan gidemiş
- Sen bilisin dince dövüş gavga omaz
- Sen söle sen dine (Kişinin söz dinlemezliğine işaret edilmektedir.)
- Sensin selensin dövüşe dutuşyola
- Sofranın sınırı yok, tokadın yuları yok
- Unu kuru olmak.
Kaynakça
- http://www.tdk.gov.tr/index.php option=com_atasozleri&view=atasozleri
- Sakarya Valiliği/Sakarya Üniversitesi, Sakarya Halk Kültürü (Derleme Çalışması), Sakarya, 2003
- Irmak Kültür Sanat Derneği, 2004, Irmak Aylık Kültür Sanat Dergisi, sayı 40, sayfa 20
- Akaltın, Yalçın.(Hazırlayan), Tuna, Fahri. (Editör) 2018. Sakarya Türkmen/Manav Folkloru: Yedi Asırlık Bir Kültür, Yerel Kültür Derneği, Adapazarı.
- http://www.sakaryakulturturizm.gov.tr/TR,110770/atasozleri-ve-deyimler.html
- Türk Dil Kurumu Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü