Adapazarı Ayaklanmaları
Yarbay Mahmut Bey’in Hendek’e geldiği gün, Kuva-yı Milliye karşıtları da çevre köylere dağılmış ve adam toplamaya başlamışlardı. 22 Nisan’da iki taburluk gücünü Düzce’ye doğru yola çıkaran Mahmut Bey, hareketten yarım saat sonra öncü tabur komutanından bir rapor aldı. Raporda, “Hendek’ten çıkılır çıkılmaz karşı tepelerden ateş edildiği ve üç taraftan ateşe devam olunduğu” bildiriliyordu. Mahmut Bey, raporu okuyunca henüz Hendek’ te bulunan tümen karargâhı ile birlikte yola çıktı. Tümen komutanı, kasabanın dışındaki köprüye gelindiğinde, topçuların, oldukları yere sıkışıp kaldıklarını gördü. 1 ve 2. Tabur’un askerleri ile ayaklanmacılar arasındaki çatışma ise olanca şiddetiyle sürüyordu. Bunun üzerine, Yarbay Mahmut Bey, daha fazla kan dökülmesini önlemek amacıyla karargâhını geride bırakarak çatışmanın ortasına doğru koştu ve askerlerine ateşkes buyruğu verdi. Mahmut Bey 21 Nisan 1920 akşamı Hendek’e ulaştıysa da halktan beklediği desteği göremeyince ertesi gün Düzce istikametine doğru 2 taburunu harekete geçirmiştir. Önden giden birliklerden gelen raporda üzerlerine ateş edildiği bilgisi üzerine karargâhı ile birlikte yürüyüşe geçmiştir. Birliklerinin başında Hendek’ten Düzce’ye doğru ilerlerken Nuhveren (Nüfren) Boğazında kendisini yaya olarak karşılayan ve sorunların görüşülerek çözümü için elçi olarak gönderildiğini belirten yaşlı bir Abaza’ya kanıp, yanındaki subaylardan birisini atından indirerek, yaşlı adamı ata bindirdikten sonra tedbirsiz bir şekilde isyancıların kurdukları tuzağa düşmüş ve bir anda çapraz ateş arasında kalarak yanındaki yaver ve emir subayı ile birlikte 22 Nisan 1920’de şehit olmuştur.[1]
Tümen komutanının ölümü, askeri birliklerde panik yarattı. Ayaklanmacılar da, müfrezenin gerisindeki ağırlıklara saldırarak yağmaya başladılar. Çatışma, kısa sürede ayaklanmacıların üstünlüğüyle sona erdi. Tümen subaylarının tümü tutsak alındı. Erler ise silah ve cephaneleri ellerinden alınarak serbest bırakıldılar.
Hendek ayaklanmacıları, Adapazarı’nı da almak ve oradaki yandaşlarıyla birleşmek için yola çıktıkları sırada, 23 Nisan 1920’de Adapazarı ileri gelenlerinden Sait Bey başkanlığındaki bir örgüt kuruldu, çatışmayı önlemek için Hendek’e gitti. Budaklar Köyü’nde ayaklanmacılarla karşılaşan örgüt kurulu hoşnutsuzlukla karşılandı. Bu arada Sait Bey ve Kâzım Bey adlı iki öğüt kurulu üyesi, ayaklanmacılarca kurşuna dizildi. Durumun böyle gelişmesi Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa’yı ivedilikle önlem almaya yöneltti. Cephe komutanı hemen Geyve’ye geldi ve elindeki güçlerle Geyve Boğazı’nı kapatmaya çalıştı.
[1] Atatürk Ansiklopedisi, Mahmut Nedim Hendek makalesi.
24. Tümen’e bağlı birlikler Hendek yakınlarındaki ayaklanmacılarla çatışırken. Binbaşı Çolak İbrahim Bey Müfrezesi de Kandıra’dan yola çıkmış ve 16 Nisan 1920’dc henüz ayaklanmacıların eline geçmemiş olan Adapazarı’na gelmişti. Müfreze burada trene bindirilerek 19 Nisan’da Geyve’ye geldi. Aynı günlerde Göynük’ten gelen kimi kışkırtıcılar Taraklı’ yı da ayaklanma saflarına katmaya çalışıyorlardı. Binbaşı Çolak İbrahim Bey bu durumu öğrenince 30 kişilik bir makineli tüfek birliğiyle Taraklı ‘ya geldi Yanında bulunanlardan eski Teşkilat-ı Mahsusa üyelerinden Kuşçubaşı Eşref Bey’i Geyve’de bıraktı Taraklı ‘da ki ayaklanmacılar ilk ağızda geri çekildiler. Ancak, iki gün sonra uç yüz dolayında ayaklanmacılar Taraklı ‘yı sararak müfrezenin üstüne saldırdılar. Bütün gün suren çarpışma sonunda. Çolak İbrahim Bey makineli tüfeklerin verdiği üstünlükle ayaklanmacılar geri püskürttü ve onlara ağır kayıplar verdirdi. Kasabada uç gün kalarak duruma egemen olan İbrahim Bey 1 Mayıs 1920’de Göynük’e doğru yola çıktı ve buradaki ayaklanmacıları da gerilere, Mudurnu’ya çekilmek zorunda bıraktı.
Adapazarı, Hendek dolaylarını da etkileyen Birinci Düzce Ayaklanması sürerken, 18 Nisan 1920’dc kurulan Süleyman Şefik Paşa komutasındaki Kuva-yı İnzibatiye de gemiyle İzmit’e gelmişti İzmit’in iki kilometre doğusundaki bataklık bölgede karargâh kuran Süleyman Şefik Paşa, Sapanca’ya da bir birlik çıkarmıştı. Kuva-yı Milliye’ye saldırmak için hazırlıklara başlamıştı.
Kuva-yı İnzibatiye güçlerinin İzmit’e çıkmasından birkaç gün sonra, Balıkesir Gönen ayaklanmalarının düzenleyicisi Ahmet Anzavur da, Saray’ca görevlendirilme olarak İzmit’e geldi. Durumu yerinde gördükten sonra “Süleyman Şefik Paşa’nın tembel tembel oturduğu herhangi bir şey yapmak niyetinde olmadığı” konusunda Saray’ı uyaran Anzavur 8 Mayıs 1920’de adamlarıyla birlikte Sapanca üzerinden Adapazarı’na doğru yola çıktı iki gün sonra 500 kişilik bir güçle Adapazarı’nı işgal eden Anzavur, daha sonra, kentin kuzeyinde üslenmiş olan Mesut Efe Müfrezesine saldırdı ve onu çekilmek zorunda bıraktı.
Arkasını güvenceye alan Anzavur Ahmet Eskişehir yolunu açabilmek için Geyve Boğazı’nı ele geçirmeyi zorunlu görüyordu. Bu sırada Ali Fuat Paşa komutanlığındaki XX. Kolordu’nun karargâhı da Geyve’ye gelmişti ve kolordu birlikleri Geyve Boğazı’nın kuzey ağzı olan Doğançay-İkramiye geçidine yığınak yapmıştı.
Anzavur Kandıra’yı da aldıktan sonra. 15 Mayıs 1920’de Geyve Boğazına doğru saldırıya geçti. İlk anda Doğançayı almayı başaran ve Sakarya’nın batısına geçmeye çalışan Anzavur Ahmet birlikleri yoğun topçu ateşi karşısında bunu başaramadılar ve akşama doğru da geri çekilmek zorunda kaldılar. Ertesi gün yapılan saldın da aynı biçimde sonuçlandı.[1]
17 Mayıs’ta Anzavur Ahmet hiç beklenmedik bir yönden İkramiye üzerinden yeniden saldırdı ve bu saldırı sırasında Geyve İstasyonunu neredeyse ele geçirecekti. Bölgedeki Kuvayı Milliye Komutanı Ali Fuat Paşa’nın, Çerkez Ethem’in Kuvayı Seyyare kuvvetleri ile gönderdiği 20.Kolordu karşısında yenilgiye uğrayarak, Adapazarı ve Sapanca’yı kaybetti. Suphi Paşa, Ali Fuat Paşa ile anlaşıp, Mustafa Kemal Paşa ile yazıştı. Yarbay Senai komutasında, 14 Haziran’da saldırıya geçen Kuvayı İnzibatiye yenilgiye uğrayınca, piyadeler Millî Kuvvetlere kaçtı. Millî Kuvvetlerin İzmit’e saldırısını Ermeniler-İngilizler püskürtse de; 25.VI.1920’de dağılan Kuvayı İnzibatiye ’deki birliklerin kuruluştan kaldırıldıkları, subay-erlerin terhis edilmeleri bildirildi. Özel Karargâh’taki K.Albay A.Refik’in görevi sona erince, İngilizlerin oyunu bozuldu. [2]
[1] Atatürk Ansikolpedisi, Ahmet Anzavur Makalesi.
[2] DİRİER, Ayten. “Kuvayı İnzibatiye/Hilâfet Ordusu.” Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, Cilt:8, Sayı:3, 2021, s.968-983.
Düzce Ayaklanmasının başladığı günlerde verilen bir buyrukla Adapazarı yöresine çağrılan Çerkez Ethem, Balıkesir’de kimi ayaklanmalarla uğraşmak zorunda kaldığı için, verilen buyruğa ancak Mayıs 1920 sonlarında uyabildi. Batı Cephesi Komutanlığı da, aynı günlerde genel bir saldırıyla ayaklanmayı tümüyle bastırma kararını almıştı. Saldırının asıl ağırlığını Çerkez Ethem’in Kuva-yı Seyyaresi çekecekti. Yüzbaşı Mesut Bey komutasındaki çeteler de ona yardımcı olmak üzere İkramiye üzerinden Sapanca’nın batısına ilerleyecek ve ayaklanmacıları yandan sıkıştıracaktı.
Bu buyruk üzerine, Çerkez Ethem güçleri 23 Mayıs 1920 akşamı Sapanca ve Adapazarı’nı çatışmasız ele geçirdiler. Ayaklanmacıların önderlerinden üç subay ile kırk dolayında asker tutsak alındı. 24 Mayıs’ı Adapazarı’nda geçiren Çerkez Ethem kentte duruma egemen olduktan sonra, 25 Mayıs’ta Hendek’e girdi ve oradaki ayaklanmacıları da tutsak aldı.
Anzavur’un Adapazarı saldırısı sırasında tembelliklerinden yakındığı Kuva-yı İnzibatiye güçleri ise Haziran 1920’de Sapanca yöresinde harekete geçer gibi oldular. Ancak Ali Fuat Paşa, o güne değin hazırlıklarını tamamlamış ve bölgeyi hemen hemen denetimi altına almıştı. Bu yüzden Kuva-yı İnzibatiye ‘in saldırı girişimleri sonuçsuz kaldı. İzmit’e geri çekilmek zorunda kalan padişah yanlısı güçler, oradan da gemilerle İstanbul’a döndüler. Kısa bir süre sonra da Kuva-yı İnzibatiye örgütünün dağıtıldığı duyuruldu.
1920 yaz aylarından başlayarak Bursa yöresini işgal altında tutan Yunan birlikleri. İkinci İnönü Savaşı’nın hemen öncesinde 23 Mart 1921’de üç koldan harekete geçtiler. Buna İzmit’teki Yunan birlikleri de katıldı ve hu saldın sırasında. 25 Mart’ta Sapanca, 27 Mart’ta da Adapazarı Yunan işgaline girdi.
Yunanlıların İnönü’nde uğradıktan ikinci yenilgi sonrasında, Kocaeli yöresinde üslendirilecek yeni bir kolordu oluşturuldu. Mürtte Kolordu adı verilen bu birliğin başına Miralay Kâzım (Özalp) Bey getirildi. Yunanlıların da Adapazarı-İzmit yöresinde bir tümenlik bir güçleri vardı. Bu birliğin bir bölümü Sakarya Irmağı boyunca, bir bölümü de Geyve Boğazı’na gizlenmişti. Bunların karşısında da İpsiz Recep Müfrezesi Adapazarı Milis Taburu ve Zibooğlu Hüseyin Efendi Müfrezesi gibi Türk Kuva-yı Milliye çeteleri vardı.
Mayıs 1921 başlarında kolordu karargâhını Düzce’den Geyve’ye taşıyan Kâzım Bey yörede güçlü bir Türk askeri yığınağı bulunduğu izlenimini yaratmak amacıyla Sakarya’nın çeşitli noktalarına keşif kolları çıkıyordu. Bu keşifler sırasında Yunanlıların Arifiye ve Sapanca yakınlarında güçlü bir yığınak yaptığı, ancak öbür noktalarda pek de güçlü olmadığı anlaşılmıştı. Haziran başlarında ise Yunanlıların bölgeden çekileceğine ilişkin söylentiler dolaşmaya başladı. [1]
Bölgede gelişmeye başlayan elverişli durum üzerine, bir gece baskını yapılarak Adapazarı ve İzmit yöresindeki Yunan işgalinin kırılması kararlaştırıldı. Adapazarı Milis Taburu, 20 Haziran gecesi, karanlıktan yararlanarak, Sakarya’nın çeşitli noktalarından sallarla karşıya geçti. Kıyıya ulaşır ulaşmaz. Yunan mevzilerine saldıran tabur, buradaki Yunan askerlerini etkisiz duruma getirdi. Bunu süvari alayının baskını izledi ve Yunanlıların Adapazarı, Arifiye ve Sapanca’daki mevzileri tek tek düşürülerek, 21 Haziran 1921 tarihine kadar 4 ay devam etmiş, bu tarihte Adapazarı’na girilerek Türk ordusu tekrar bölgede denetimi ele alarak, Yunanlıları uzaklaştırmıştır. Yunanlılar çekilmeden önce Adapazarı’nı ateşe vermek istedilerse de baskının büyük bir hızla gerçekleştirilmesi bunu başarmalarını engelledi. Ateşe verilen birkaç yapıdaki yangın da kısa sürede söndürüldü.[2]
[1] Ediz İsmail, ‘’Batı Anadolu’da Yunan İşgali.” İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Doktora Tezi,2011, İstanbul.
[2] TÜRKMEN, Z. İşgal Yıllarında Adapazarı Kazasında Yunan Mezalimi. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, cilt:15, sayı:45, s.1011-1038.
Kaynakça
- Atatürk Ansiklopedisi, Mahmut Nedim Hendek makalesi.
ÇAPA, Mesut. “BİR HARBİYELİNİN MİLLİ MÜCADELE ANILARI.” - https://www.adapazari.bel.tr/idet/14/57/adapazarinin-tarihi erişim tarihi:21.03.2023
- https://sakarya.ktb.gov.tr/TR-184201/1921.html erişim tarihi: 20.03.2023
- DİRİER, Ayten. “Kuvayı İnzibatiye/Hilâfet Ordusu.” Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, Cilt:8, Sayı:3, 2021.
- Kobal, Yunus. “Milli Mücadelede İç Ayaklanmalar.” SAKARYA ZAFERİ VE HAYMANA III (2002): 25.
- TÜRKMEN, Z. İşgal Yıllarında Adapazarı Kazasında Yunan Mezalimi. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, cilt:15, sayı:45.
- Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi (BCA), 30-10-0-0/132-952-6.
- Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi (BCA),30-18-1-1/1-4-17.