Karikatür
Osman Suroğlu, 1979 yılından bu yana Adapazarı’nda yaşayan karikatürist. 15 yıl boyunca Zafer Dergisi idari müdürlüğünün ardından bağımsız çalışmalar yürütmüştür. Halen Adapazarı’ndaki mütevazı ofisinde çizimlerine devam ediyor. Suroğlu, sanat dünyası içerisinde karikatürleriyle yer almış, Türkiye ve dünya çapında sergiler açmış kıymetli bir isim. Çoğumuz onu Adapazarı’nın sokaklarında dalgın dalgın yürürken görürüz, tevazusuyla bilinen, hikmet işçisi bir insandır.
Suroğlu çizimlerini sevgi odaklı beslemiştir. Dünyada olup bitene duyarsız kalamayan ve Adapazarı’ndan dünyaya daima sevgi mesajları göndermeyi kalemine borç bilen çizer, savaşa karşı barışla konumlanmayı tercih etmiştir. Çocuk, anne ve aile onun çizimlerinde sıkça rastlayabileceğimiz imgelerdir. Aynı zamanda hikmet arayışını ahlâkî öğretiler üzerinden çizimlerine aktararak, unutula gelen birçok meseleyi merkezine almıştır.
Karikatürü şiirin çizgilere yansıyan hali olarak tanımlayan sanatkâr, kimi zaman bir şiiri, kimi zaman hacimli bir kitabı 3-5 çizgiyle ifade etmeye çalışmıştır. Toplumda olan bitene kayıtsız kalmayışı, onu hem yerli, hem millî hem de evrensel bir konum sahibi kılmıştır.
Aynı zamanda icra ettiği karikatür sanatını gelecek nesillere aktarmak, yeni talebeler yetiştirmek için atölyeler kurmuş, burada talebeleriyle birlikte ürettiklerini “Taş” dergisi adıyla süreli yayın haline getirmiştir. Her ne kadar farkında olmasak da, Suroğlu; bulunduğu mahfilden insanlığın merhamet çığlığı olmaya çalışmıştır.
1935’de Adapazarı’nda doğdu.1957 yılında resim ve dekorasyon öğrenimini tamamlayarak İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’den mezun oldu. Aynı yıl çalıştığı Cumhuriyet gazetesinde Fakir Baykurt’un Yunus Nadi roman ödülünü kazanan Yılanların Öcü isimli eserini resimledi.1958’de Cumhuriyet gazetesinde günlük karikatürler çizmeye başladı. Çeşitli tiyatrolarda sahne dekorları hazırlayan sanatçı yine Cumhuriyet gazetesinde Ala Geyik romanını resimlendirdi.
Ayda Bir,Hafta, 20. Asır, Bütün Dünya, Hayat, Cumhuriyet, Yeni İstanbul, Hürriyet dergi ve gazetelerinde çizdi. 1960’lara değin daha çok karikatür alanında çalıştı; Hürriyet gazetesine girince metinlerini Kemal Bisalman’ın yazdığı Bizimkiler adlı bir bant-karikatür çizmeye başladı. 1967’deyse Tarkan adlı tarihsel bir çizgi roman yarattı. Daha çok bu son çalışmalarıyla ünlendi. Bizimkiler Lale Oraloğlu, Tarkan ise Erten Eğilmez’ce sinemaya aktarıldı.
Sezgin Burak, 1968-69 yılları arasında Yaşar Kemal’in ünlü romanı İnce Memed’i (1.ve 2.bölüm), bunu takiben 1970’de Ağrı Dağı Efsanesi romanlarını resimlendirdi.1976 da Çoban Çantası adlı çizgi kahramanını yarattı.
Çarşaf dergisinde de kimi karikatürleri yayınlandı. Son olarak çeşitli akrilik ve yağlıboya çalışmaları da yapan sanatçı 1978 yılında hayata veda etti.