Yenigün Gazetesi

“Özgürce” Makale Yazısı

7 Eylül 2009

Sanatçımız İbrahim Zaman’ı tanımamız gerekir

Sakarya’nın değerini biraz biliyoruz da Sakarya’nın değerlerini biliyor muyuz? Doğal güzelliklerimizi yeni fark ettiğimiz gibi, ilimizden yetişip dünya çapında ustalığını kanıtlamış nice değerlerimiz var. Futbolcularımız Oğuz, Hakan, Bilardocu Semih Saygıner gibi iimler yanında sanatta da değerlerimiz var.

Geçenlerde fotoğraf sanatçımız İbrahim Zaman hakkında bir yazı okudum. “Acaba Sakaryalılar da biliyorlar mı bunları” dedim ve sütunuma aldım. Ben gurulandım. Sakarya’ daki sergilerini yakından takip ederim. Yeğeni Müjgan Zaman’a da sık sık İbrahm Zaman’ı sorarım. Sizler bu sanatçımızı tanıyın istedim. Buyrun yazıyı okuyun.

 1937 de Adapazarı’nda doğdu. 1955’da sanatsal nitelikli fotoğraf ilgi duydu.  Adapazarı’nda GRUP 5 ve AFAK fotoğraf kulübü kurucu üyeliğini yaptı. Güvercinler adıyla ilk kişisel sergisini 1957’de İstanbul’da açtı. Uluslararası sayısız Sergi, Saydam Gosterisi ve yarışmalara katıldı. Eczacıbaşı prestij yıllıkları, Turizm Bakanlığı’nın yurtiçi ve yurtdışı tanıtım yayınlanında, afiş pankart ver broşürlerde, Türkiye prestij albümlerinde ve benzer birçok dergilerde fotoğraf ve yazıları yer aldı. Birçok ulusal ve uluslararası yarışmada jüri üyeliği yaptı. Fotogen Üyesi ve İfsak onur üyesidir.

Prof. Sabit Kalfagil’in kaleminden İbrahim Zaman

1937 Adapazan doğumlu, meslek olarak fotoğrafı seçmiş, dükkan tezgah sahibi bir fotoğrafçı iken kendisi gibi ekmeğini fotoğraftan kazanan dört arkadaşı ile birlikte bir grup kurar. Bu beş fotoğrafçı bu kez fotoğrafı çıkarsız bir güzellik arayışı için uygulamaya koyulurlar. Kendilerine açtıklan bu özel alanda aktivitiler kisa zamanda iyi bir kıvama gelir. Öyle ki İstanbulda ressam Zeki Faik İzer ile sinema ve fotoğraf adamı Baha Gelenbevi öncultuğünde buetkinlikleri İstanbul’a taşır ve büyük ilgi görür.

 İbrahim Zaman 1967 Adapazarı Depremi’nden sonra, işini ve evini İstanbul’a taşır ve Türk fotoğraf kadrosu içinde yerini alır. Ben kendisini 1978’de bir gösterisinde tanıdım. Türk fotoğrafının ön sathalarında idi. Sıcakkanlı, girgin, dost canlısı ve neşeli idi. Hala da öyledir. Kıvırcık kakülleri ile o kadar genç görünüyor ki boylu poslu büyük kızın kendi kızı olduğuna inanamadım. Bu tatanışmadan sonra birlikte o günkü bir prestij demeği olan Fotos’da bulunduk. Bugün yine birlikte Ifsak’ın onur üyesiyiz.

O bir gezgindir

Sadece birlikte yaptığımız yurtiçi fotoğraf gezilerinde kayd ettiğimiz yollar Ekvator’u kaç kez dolaşır. Birlikte yaptığımız 2 Hindistan, 1 Mısır gezisine ek olarak onlarca ülke daha gördü ve fotoğraf çekti. Bu fotoğraflar Gezi Dergisi’nde ve bazı turizm faaliyetlerinin tanıtımında kullanıldı.

O yorulmak bilmez

Özellikle araba kullanırken yorulduğunu şikayet ettiğini hiç görmedim. Bunu sadece dayanıklılığına değil araba sevgisine de bağlıyorum.

O mükemmeliyetçidir

Sadece kendi özel fotoğrafları için değil, müşteriye verilecek gelin fotoğrafları hatta, vesikalıklar için bile kabul edilebilir örnekleri habire tekrarlatır.

O azimlidir

Kolaysa kötümserliğe düşebilecek mükemmeliyette insanlardan farklı olarak azimlidir. Canını dişine takar istediği sonucu alana kadar ısrarını sürdürür.

O bir ekstremisti

Her şeyi sonuna kadar götürür. Aldığı yarım yanlış bir cevapla asla yetinmez. Öldüresiye sorularla üstüne gider. Fotoğraf çektiği andan geriye bir şey bırakmaması gerekiyormuş gibi çekilebilecek bütün fotoğrafları çekip adeta, dibini kazımak ister. Bir mal ve hizmet için ödeme alıncaya kadar bırakmaz. Kendisi bir hizmet veriyorsa gereğini sonuna kadar yapar.

O üretkendir

Allece çıktıkları dinlenme gezisinde bile eli dolu dönmek ister.

O doyumsuzdur

Aynı anda birden faza yerde bulunup fotoğraf çekemediği için çok üzülür. Pek çok konuda kolay şikayet etmediği halde, çeki seansları dönşümüz hep dövünme krizlen ile geçer, hep “keşke”ler dile getirilir.

O bir güzellik tutkunudur

Doga parçaları, evleri, köyleri, insanları güzel bulduğu için çeker. Bunları olduğundan kat kat güzel yapmaya çalışır. Gunümüzde insanlar fotoğrafları hep ‘Ne?’ içerdiği ile ilgilenirken, o hep ‘Nasıl’larla ilgilenir.

O bir su tutkunudur

Su sesi duyunca gözlen parlar. Bir Karadeniz gezisinde dere boyunca yaylalara çıkışta ve inişte derenin her kıvnmında durduk. Adeta derenin fotoğrafik kadastrosunu çıkardı.

O dışa dönük biridir

İnsanlarla ilgilenir, problemleriyle ilgilanir onları hoş tutmayı bilir. Kendi duygularını da paylaşır.

O yardımseverdir

Sıkıntısız olsa yüksünmeden koşar, o bir kötü gün dostudur.

O toplumcudur

Kaç demeğe kaç vakda olduğunu sayamam.

O’nunla arkadaşlık bir keyiftir

Asla bir gamlı baykuş değildir. O mutlu imiş gibi davranmanın mutluluğu davet ettiğine inanır. Onun vakit çabuk geçer…

Tekrar buluşmak dileğiyle… Sevgiler, saygılar…