Yenigün Gazetesi

“Özgürce” Makale Yazısı

27 Şubat 2015

Önce Zeki Aydıntepe’ye teşekkür

Yazar, hacı, bence dünyanın en iyi insanı rahmetli Hasan Uyar’ın biricik kızı ile evli, milli damat adını verdiği Yeni Sakarya yetkili yöneticisi Zeki Aydıntepe’ye teşekkür ediyorum. Benimle ilgili herhalde her şeyi rahmetli Hasan Uyar’dan öğrenmiş olacak 12 Kasın 2002 günkü Yeni Sakarya’da aşağıda sunduğum “Abdullah Hoca’nın ismi bir okula verilmeli” yazıyı yayınladılar. Evet, tam 13 yıl önce. Yazıyı okuyan Valimiz Mustafa Cahit Kıraç, yazıyı okur okumaz beni makamlarına çay içmeye çağırdılar. Gittim Aydıntepe’nin yazıları elindeydi. Okudular.

“Hakkınızda ben de çok iyi bilgiler aldım. Takdir ettim. Deprem sonrasında da çok güzel hizmetlerin oluyor. Bizim ulaşamayacağımız depremzedeleri bize söylüyorsun. Gereğini yapıyoruz. Ama senin ağzından yaptıklarını öğrenmek istiyorum. Yaptıklarınızın bir özetini yazıverin dediler. İlginize teşekkür ederim. Ben ‘Hiçbir şey beni ilgilendirmez’ demem. Yapım böyle. Yeni öğretmendim. Haşim Sarı’nın eşi ölmüş. 3 çocuk anasız kalmış. Çile çekiyorlarmış. Şehirden uyanıklar dengesiz kadınla resmi muamele ile evlendirmişler. Boşanmak istiyorlar. Boşanamıyorlar. Çok dertli birine anlatıyordu. Durumunu öğrendi. Gönüllü tanıklık yaptım. Katil olmaktan kurtardım. Yargıç Şükrü Güneyman beni dinledikten sonra boşadı. Karasu Köyü öğretmeniyim. Doğancık Köyü 3 km yol bozuk. Yaptırmaya kalkıştım. Köylüler yapmadılar öğrencilerimi evlerine gönderdim. Kazma-kürek alın gelin dedim. Yolu öğrencilerime yaptırmaya kalkıştım. Utandı köylüler. Geldiler. Öğrencilerimin ellerinden kazma-küreği aldılar. Ye 1949 Karasu’nun Karasu Köyü.

Genç köy öğretmeniyim Erenler’in. Tek öğretmenim 5. sınıfı okutuyorum. Değişik yörelerden öğretmenler geliyor. Geçim güçlüğü çekiyorlar, üzülüyorlar. Bankalar kredi verirken güvenli kişi istiyorlar. Hiçbir ayrım yapmadan hepsine kefil oluyor, sıkıntılarını gideriyordum.

Bir değil, iki yardım sandığı koydum Birinin adı Karşılıklı yardım sandığı, diğerinin adı Karşılıksız yardım sandığı. Birine üye olan, ihtiyacı olana faizsiz parasal yardım ediyordu. 

iki sandık da çok iyi hizmet ediyordu. Yıllar sonra TÖS kapanınca sandıkları TÖS’e bağlandıkları için kapadılar. Hasan Uyar Yeni Sakarya’da yayımlamıştı Tüzüğü tüm öğretmen derneklerine gönderdim 300 kadar dermekte sandıkları kurdular. Bu iki sandıkla yetinmedim rahmetli Ekrem Alican’ın ilgisi ile Adapazarı Öğretmenler Bankası’nı açtırdım. Öğretmenlerin oyları ile uzun süre ilkokul öğretmenleri sağlık ve sosyal yardım başkanlığı yaptım. Ankara’dan 3 ayda gelen parayı bekletmiyor hemen ödüyordum. Doğum, evlenme tedavi yardımları getirtiyordum. Seçildiğim il Disiplin Kurulu’nda öğretmenleri çok iyi temsil ederdim.

Valiler, kaymakamlar ve daire müdürleri, şehrin ileri gelenleri ile çok iyi ilişkiler vardı. Gazeteci yoktu. 5 gazetenin belgeli temsilcisiydim. İl olmamıza katkım çok. İl olmamız için çok yazılar yazdım.

Her derde deva oluyor Abdullah Çelik diye adım çıkmıştı.

Ve işte Zeki Aydıntepe’nin yazısı

Abdullah Hoca’nın ismi bir okula verilmeli

Abdullah Çelik, Sakarya basınının kilometre taşlarından biridir. Yarım asra yaklaşan yazarlık hayat yanında, öğretmen olarak küçümsenmeyecek hizmetleri olmuştur. Bu nedenle ona seyhül muharririn adını verdim ben

Sakarya Milli Eğitim dünyasında önemli bir konuma sahip olan Çelik Hoca pek çok sosyal etkinlik içerisinde yararlı hizmetler vermiştir. Yeni yerleşim merkezlerine kurulacak okullara isim aranıyor Çok yönlü bir gazeteci olarak basını temsilen Abdullah Çelik’in hayattayken adi Karamanda bir okula verilemez mi yoksa Hocanın ölmesi mi bekleniyor? Bu konuda olumlu tepkiler var. Hocanın isminin bir okula verilmesinin yerinde olacağını belirten dostları da bu gelişmeden memnun olacaklarını belirtiyorlar

Vali Cahit Kıraç da. Abdullah Çelik’i yakından tanıyan bir mülki amir olarak Hocanın isminin bir okula verilmesini sağlayabilir. Bakalım gelişmeler Hocaya layık gördüğümüz bu onur kazandıracak mi? Çelik Hoca ‘ya ve onun şahsında Sakarya medyasını sevindirecek bir haber bekliyoruz Fısıltı Bahçemiz ‘in “papatyaları” ellerimizde

Tekrar buluşmak dileğiyle… Sevgiler, saygılar…