Yenigün Gazetesi

“Özgürce” Makale Yazısı

26 Haziran 2006

Adapazarı'nın her tarafı hala köy gibi

Kim ne derse dersin Adapazarı hala eski bir köy gibidir. Kimse kimseyi kandıramaz. Şöyle bir dolaşınız şehri. Uzağa gitmeye ne gerek var? Semerciler Mahallesi’nin herhangi bir sokağına giriniz. Hele hele Tümen Camii’nin çevresindeki sokakları lütfen bir görünüz. Milletvekilleri seçimlerinde, şimdi mahalle olan, aslında hala köy görünümü beldelere borçlanarak asfalt dökmekle hizmet verilmiş olunmaz! Başarılı hiç olunmaz! Bu cümlelerime kızanlar elbette olacak. Ama pek çok okurum da “Helal olsun Abdullah Hoca’ya! Dobra dobra doğrusunu yazıvermiş açıkça” diyecektir. Ben buna yürekten inanıyorum… Böyle diyenlerle sık sık karşılaşıyorum.

Atatürk Bulvarı’nın çamlar altına bakınız. Çok zaman bir tarafta köpekler yatıyor, yaşamın tadını çıkarıyorlar. Diğer tarafta insanlarımız çocuklarla ile zevkleniyorlar. Çimenler çiğnene çiğnene kırsal alan gibi olmuş çamların altı, çamurdan tozdan geçilmiyor. Utanç verici bir arazi parçası sırıtıp duruyor. “Avrupa Kenti” denilen Adapazarı ne acı gerçek böyle. Sayıları çok az da olsa var olan çöp bidonları kırık, kapaksız. Köpekler nasipleniyorlar. Ben zaman zaman tanıdıkları, dostları daha çok Aziz Duran’ın ilk 1994’te belediye başkanı seçilmesini sağlayan, o günün Refah Partisi İl Başkanı Hacı Burhan Pekşen’e sesleniyorum. Gösteriyorum. Gösterdiklerim çok, pek çok. Acı acı gülüyorlar.

Vatandaşın en çok çok işinin olduğu belediyenin birimleri neredeler? Örneğin ulaşım Yorgalar Mezarlığı’nın ötesinde. Büyükşehir Belediye Başkanı, tüm belediye meclisi üyeleri hiç oralara kadar sade vatandaş gibi gittiler mi? Gördüler mi? Koskoca Büyükşehir Belediyesi’nin halka hizmetle hükümlü insanlar, böylesine anormal hava koşulları içinde bunala bunala hizmet vermeye ne zamana kadar katlanacaklar?

Alınan tarihi çok eski ortaokula ekler yapılıyor. Atatürk Aile Çay Bahçesi tamamen ortadan kaldırılıyor. Yamayla Büyükşehir halka hizmet binası olur mu? Ne acı gerçek, kahredici gerçek. Hiçbir belediye meclisi üyesi, başkanı uyaramıyor Başkan Aziz Duran’ı. Aziz Duran istediği gibi atı oynatıyor. Siyasi gücüyle, sapasağlam hükümet binasını yıktırdı. Perişan etti. 26 yıl başkaları kazanacak ondan sonra nasılsa Aziz Duran ve çevre ekibi olmayacak. Ne yaparlarsa yapsınlar. Pek ilgilendirmez Aziz Duran’ın kendisini ve ekibini, çevresini. “Allah’ın suyu parayla olur mu” diyenlerin, bugün suyun tonu için aldıklarını biliyor musunuz? Fakir-fukara muhtaç vatandaşların neler çektiklerini hiç akla getiriyor mu AKP’liler? Su borcu da taksitlere neden bağlanıyor biliyorlar mı?

Çok yazık Adapazarı’nda yaşayanlara. Sokakların büyük çoğunluğu çöplük. Gidin bakın Adapazarı Öğretmenevi önüne, Kadir Sokağa rezaleti görün.

Bütün suç, seçimden seçime oy kullananların çok iyi düşünmeden oylarını vermiş olmalarıdır. Üç devre seçilmek önemli değil. Önemli olan hizmettir. Hizmet!

Büyük küçük çöp bidonlarına bakınız. Kırık dökük, kapaksız, kirli. Büyükşehir veya belde belediye meclisleri, üyeleri, başkanları kamu görevliler görmezler mi bu çok çirkin tabloyu? Görmesine görürler ama. Aması var!

Siyasi gücü olan Aziz Duran tarihi çok eski okul binasını, Halkevi binasını, İl Ormanı’nı daha bilmem nereleri alıp duruyor. Sonu ne olacak? Kalanlar görür.

Ağaçlandırma işine en az Ünal Ozan kadar Erkal Etçioğlu kadar yer veriliyor. Alkışlanacak, sevinilecek bir gerçek. Hiç değilse onlar ağaç severlerdi sırtlarını döndürmediler.

Hiçbir belediye meclisi üyesi Atatürk Ortaokulu binasının kuzey yönünde devam eden inşaatla ilgili bir soru önergesi verdi mi? Ne gereği var, imiş bildiğini okuyor. Çoğunluk elinde. Paşa gönlüne göre icrayı saltanatta bulunabilir Büyük çoğunluğu iktidardan yana. Yıldırım hızı ile kalkan parmaklarla her şey paşa gönüle göre yapılıyor nasılsa.

 Doğrulan söylemek, yazmak beldesini, insanlarını seven için başlıca görev olsa gerek. İşte biz bunu yapıyoruz. Selamlaşmayacaklarmış. Elimizi sıkmayacaklarmış. Etkilemez bizi. Biz beldemiz insanlarımıza hizmeti ibadetlerin en anlamlısı, en güzeli kabul ediyoruz.

Böylesine ibadetimize ölene dek devam edeceğiz. İyi niyetle insanlarımızın sık sık bizleri onurlandıran davranışları her şeyin üstündedir. Bunun bilinmesini istiyoruz.

Karşılaşmalarımızda, telefonlarda çok samimi, iyi niyetle bizleri ödüllendirenler hiç de az değil. YENİGÜN neden Sakarya’nın en çok okunan gazetesi oldu. Bir inceleyin. Çevrenize, bayilerinize sorun. Dün salı Taş “Çeşme Meydanı’nda erken saatlerde, istediğim kalmadı dediler” dedi.

“YENİGÜN erken bitiyor. Bulamıyoruz” diyenler çok. Yaysat bir şeyler yapmalıdır.

Yarın tekrar buluşmak dileğiyle…