Yenigün Gazetesi

“Özgürce” Makale Yazısı

17 Ekim 2009

Sabihahanım Okulu yanındaki sokağa adı verilen avukat kim?

Bir yaşlı kişi ziyaretime geldi. Şimdi önemli mevkilerde bulunan, Sabihahanım İlköğretim Okulu mezunu iki oğlan, bir kızın babasıymış. Okula çok yakın kendi evlerinde oturuyorlarmış yetmiş yıla yakın süredir. Bu nedenle Sakarya’da Milli Mücadele yıllarında Atatürk’ün ziyaret ettiği Sabihahanım Okulu müdürlerinin hepsini, öğretmenlerin pek çoğunu (çoğu rahmetli olmuş) tanıyordum. Yaşamakta olanlarla da zaman zaman karşılaşıyor, konuşuyoruz. Ahbaplığımız devam ediyor. Hatta çocuklarımın çok iyi yetişmelerinde çok büyük faydası olan rahmetli Necmettin Arslan’ı çok daha iyi tanıyorum. Şimdi çocukların okuduğu binada amele işçi gibi gece-gündüz çalıştığını herkes çok iyi bilir. O yıllarda Okul Koruma Derneği Başkanı olan Kemal Saraçoğlu’nun kızı Selma’dan halen sağ, canlı tanık sorulabilir. Her şey öğrenilebilir…

Sabihahanım İlkokulu’nun bahçesi öğrencilere yetmez oldu. Büyüklere yalvardık. Bitişik de istimlak etmeye kalkışıldı. Müdür rahmetli Altay Yiğit’le, İsmet Soysal’ın istimlak işiyle çok ilgilendiklerini, 40 bin TL geldiğini, yetmediğini, tekrar para istendiğini söylüyorlardı… Böyle söylentiler olurken bir avukat istímlake mani oldu. Herhalde satın aldı, yeri ile birleştirdi. Büyük bir işhanı yaptırdı. “Depremde büyük hasar olduğu, yıkılması gerekir” diye rapor verildiği halde işhanı yıkılmadı. En yüksek yargı organınca verilen yıkım kararı uygulanmıyor. Çok zararlı gençlerin toplandığı, öğrencilerin harçlıklarını zorla, korkutarak aldıkları bilinir. Ama ilgilenen olmaz.

Adapazarı Belediye Başkanı Erkal Etçioğlu zamanında bu istimlaklar yapıldı. Sakarya Valisi Nurettin Turan’la, Sakarya Milli Eğitim Müdürü Tevfik Tufan’la okulda buluştuk. Çocukların bugün öğretim gördükleri binanın yapılması kararını alan Hayri Kozakçıoğlu’nun da çok destek vermesi ile hizmete giren binayı yaptıran Necmettin Arslan, Adapazarı Belediyesi’nce işlemin tamamlandığını, incelendiğini söylemesi üzerine Vali Turan hiç unutmam kollarını bağlayarak, “Yapacağımız hiçbir şey yok hocam” demişlerdir. Üzülerek müdür odasına çıktık, çaylarımızı içtik, ayrıldık. Yaşamda plan Sabihahanım İlköğretim Okulu öğretmenleri bilirler, okula sık sık uğrardım…..

…..Bir uğrayışımda su içme kuyruğundaki çocuklar zil çalınca, su içemeden sınıflarına koşuştular. Gerçekten bir eğitimci olarak çok üzüldüm. Çok kurnalı çeşme yaptırma kararı aldım. Diş Doktoru İhsan Gökalp çok iyi görüştüğüm insandı. Doktor eşleri Nermin hanım yeni rahmetli olmuşlardır Yeni toprağa vermiştik. Tabutun üstündeki çok büyük güzel halının öğretmenevine verilmesini rica etmiştim. Vermişlerdi. İyi kişiliğini bildiğimden durumu anlattım. Birlikte okulun bahçesini gördük. Müdür Arslan da yanımıza geldi Üçlü görüştük, yeri belirledik. 14 kurnalı çeşme için rahmetli, ordudan ayrılma, Sakarya’nın en iyi dişçisi olarak bilinen İhsan Gökalp, “Malzemenin en iyisini kullanarak buraya iyi bir çeşme yaptırsın mimar mühendis damadım” dediler. Çeşme çok geçmeden törensiz “Nermin Gökalp anısına” yazısı ile çocukların rahatça su içmeleri için hazır hale getirildi…

Bir hayırsever buldu rahmetli Necmettin Arslan. Yangın, deprem merdiveni yaptırdı. Üst kattaki öğrenciler için. Gerçekten veliler, öğrenciler çok sevindiler, öğretmenler daha rahatlıkla ders yapar oldular. Öğrenciler, velileri bilhassa çok sevindiler.

Deprem sonrası okul, öğretmen, öğrenci düşmanları, yetersiz, yeteneksiz eğitimciler yüzünden daraltılan bahçe daha da daraltıldı. Genişçe yol açıldı. Açılan bu yola okulu yaptıran “Necmettin Arslan” adı verilmeyip, bu okula en büyük kötülüğü yapan, bahçeyi daraltan, yangın ve deprem merdiveninin yerini yola verdiren, okulu deprem ve yangın merdiveninden yoksun bırakan avukatın adı verildi. Günün geç saatinde karanlıkta gittim. Çok çirkin, okul dışına asılan tabelayı gördüm. Acı acı güldüm. Karanlıkta yapayalnız ayrıldım. Sonuna kadar veliler bu konuyu ele alıp o yolu kapatmalı. Yangın, deprem merdiveni yaptırmalıdırlar. Öğretmen ve öğrenciler daha rahat yapabilsinler. Ders saatinde deprem olursa can kaybı çok fazla olacaktır. Ben çok yaşlı bir eğitimci olarak uyarı görevimi yapıyorum. Gençler bu uyarı yazımı saklasınlar. Gerçek suçluları bilsinler. Okul müdürünü, milli eğitim müdürünü, Sakarya Valisini, Adapazarı Büyükşehir Belediye Başkanı’nı göreve davet ediyorum. Meydanın bay avukatın sandığı kadar sahipsiz olmadığı gösterilmelidir. Tüm Sabihahanım öğretmenlerini, velilerini, öğrencilerini bu akıl dışı konan tabelanın sökülüp atılmasını, bahçenin genişletilmesini ve deprem-yangın merdiveninin daha sağlam yapılmalıdır. İki ve üçüncü katta derslerini korkusuzca yapmaları sağlanmalıdır. Büyük can kaybından kurtarılmalıdır.

Ben eğitimci-yazar olarak görevimi yaptım. Herkesi göreve, haksızlığı gidermeye davet ediyorum.

Tekrar buluşmak dileğiyle… Sevgiler, saygılar…