Yenigün Gazetesi
“Özgürce” Makale Yazısı
13 Nisan 2012
Adapazarı şehir olmaktan çıktı
“Hiçbir şey yapılmıyor, yapılanlar gereksiz” diyerek “Siz olun gerçekleri yazın” diyenler gün geçtikçe artıyor.
-Yazıyorum. Yazıyorum. İlgilenen ilgili ve yetkili yok. Acı gerçek bu” diyorum.
-Gene yazı. Gene yazı. Adapazarı şehir olmaktan çıktı. Bakımsız bir köy gibi, Adapazarı içinde yayalar ayrılan bölümlerde değil, örneğin Atatürk Bulvarı’nda bisikletle, motosikletle hatta taksiler vızır, vızır haylice yollarına devam ediyorlar.
Üç kişilik bisikletleri, motosikletleri görüyoruz. Ona-buna çarparak yollarına devam ediyorlar. Acı gerçeğe üzülenler çok. Ama neye yarar?
Atatürk Bulvarı son yağan kar nedeni ile tuzlandı. Tuz Bulvarı çirkinleştirdi. Yer yer çok perişan yerler var.
Büyükşehir veya Adapazarı Belediyesi başkanını Atatürk Bulvarı’nda hiç gören olmuyor. Ayrı ayrı, ya da birlikte iki-üç kişi şöyle halkın arasına girseler çok iyi olur diyenler çok.
Otursunlar Atatürk Kültür Merkezi ön tarafında. Aziz Duran gibi, çay içsinler, tanıdık-tanımadık insanlarımızla. Onlarla dertleşsinler. Onlarla Aziz Duran gibi çok zevkli söyleşsinler.
Biz bir sekiz-on kişilik emekliler grubu var. İçlerinde eski İl Genel Meclisi, Belediye Meclis üyelikleri yapanlar var. Eğitimciler, keresteciler bankacılar var. Zaman zaman AKM’nin terasına çıkıp tavla oynayanlar, espriler yapanlar var. Allah’ın her günü üçlü-beşli, onlu-onbeşli bir araya gelen bu yaşlılar grubu iyi niyetlidirler. Hizmetlerden memnundurlar. Son günlerde masalar, örtüler, sandalyeler değiştirildi, iyileştirildi. Güzel oldu.
Aziz Duran’ın bir esprisini sunayım gülesiniz gelir.
Bizim grubumuzu hep aynı masada gördüğünde, Sakarya’ya on beş yıl çok güzel hizmetler veren Aziz Duran bir aramıza gelişinde;
“Bu maayı size tahsis ediyorum. Bu masa sizin” dediler. Muhatap bendim. Şimdi o köşedeki masa benimmiş gibi yorumlar gır gırlar yapıyorlar.
İnsanı kahreden acı gerçekler de oluyor. Genç-yaşlı, bay-bayan sigara içmede çok iyi anlaşıyorlar. Oturur-oturmaz sigara paketleri ve çakmaklar öne konuluyor. Birlikte içiyorlar, birlikte zehir alıyorlar. Siz olsanız böylelerini gördüğünüzde üzülmez misiniz? Kahrolmaz mısınız?
Soğuk havalarda dışarıya, sigara içme yerine gidiyorlar. Üçer-beşer bay-bayan grubu içiyorlar. Üşüyorlar, dönüyorlar yerlerine. Hiç akla gelmez yaşta bay-bayan sigara içip duruyorlar. Paketlerin üzerinde ki yazıları okuyorlar.
“Boşver, sigaranın tadı başka. Sayın hocam bir tadına baksanız” diyorlar.
Bakımsızlıklarına, perişanlığına karşın yine de seviyoruz Adapazarı’nı, Sakarya’yı. Deprem sonrası kaçanların çoğu geri geldi Sakarya’ya nedenini bilenler yok.
Prefabrike okullar ne olacak?
İlgili ve yetkililere, Vali ve Milli Eğitim Müdürü’ne soruyorum. Prefabrike okullar ne olacak?
İlk, orta, teknik ve meslek okullarının 15 kadarı prefabrike. Evet depremin 13. yılında 15 prefabrike okul. Acınacak gerçek hem ortaöğretim çoğu öğrenciler. Serdivan Kız Meslek, Nurettin Tepe, Alancuma ve daha gerçekten acınacak okullar. Perişan oldular. Soğukta palto giyerek, sıcakta bunalımlı ders yapan öğretmen ve öğrenciler. Acı ve kahredici gerçek. Beşi iktidar, ikisi muhalefet milletvekilleri.
Allah aşkına ne yapıyorlar? Yedisi de sınıfta kaldı.
Ah seçmen vatandaş ah! Bütün suç sende. Doğru-dürüst hizmet verecek adam gibi adam seçemiyorsunuz.
Yazıklar olsun!
Yazık öğretmen ve öğrencilere, 1600 dersliğe gereksinim varmış. Büyük felaket… Hayırseverler lütfen siz ilgileni verin.