Hammaddesi Toprak Olan El Sanatları

Toz durumuna gelmiş çeşitli kayaç kırıntıları ve çürümüş organik cisimlerden oluşan toprak, canlılara yaşamlarını sürdürmeleri için sunulmuş doğal bir yaşam alanıdır. İnsanın yaşamak için ihtyiaç duyduğu her şey topraktan beslenmektedir. Toprağın önemi tarımsal üretimle sınırlı değildir. Su ile karıştırılarak çamur haline getirilen toprak, çark ya da kalıp yardımıyla şekillendirilerek günlük hayatta kullanılan kap kaçaklara dönüşmüştür. Söz konusu ürünler için her yerde bulunabilmesi ve rahatlıkla şekillendirilmesi sebebiyle özellikle killi topraktan istifade edilmiştir. Anadolu’yu mesken tutan medeniyetlerin mimari ve diğer alanlarda kullanmak üzere çeşitli araçlar yardımıyla topraktan eşyalar üreterek kullandıkları ele geçen buluntulardan anlaşılmaktadır. Küpler,kandiller ,çeşitli süs eşyaları,testiler toprak kullanılarak ortaya konan ürünler sayılabilir.

Çömlekçilik

Toprak, çamur haline getirilerek ya da kille karıştırılarak şekillendirme özelliğine sahiptir. Kuşaktan kuşağa aktarılan yapım teknikleriyle şekillendisilen bu hammadde ile günlük kullanım eşyaları üretilmiştir. Anadolu’da Nevşehir, Avanos, Bilecik,Kütahya, Denizli, Eskişehir, Manisa, Bursa, Balıkesir, Menemen’de yaşayan bazı sanatkarlar, atalarından öğrendikleri ananevi yöntemlerlerle hammaddesi toprak olan eşyalar üretmeyi sürdürmektedir.

Düşük ısıda fırınlanan ve sırlanmamış kap kaçak anlamına gelen çömlek/çömlekçilik başlığı latında toplanan bu sanat kolu, Sakarya İli Adapazarı ilçesi Dağdibi mahallesinde yaşayan 1955 doğumlu Muharrem Uluç tarafından yarım asır aşkın süredir gerçekleştirilmektedir. Bu sanatı dedesi babası Hasbi Uluç’a öğretmiş, kendisi de oğlu Ümit Uluç’a aktarılmıştır.

Sakarya’da çömlekçiliği Yugoslavya’dan göçen atalarının başlattığını söyleyen Muharrem Bey, eskiden yörede altmışa yakın çömlek ustasının olduğunu ancak çeyrek asırdır bu işi tek başına sürdürdüğünü belirtmiştir.

Muharrem Usta çömlek üretmeye henüz 13 yaşında iken Adapazarı merkezde başlamış daha sonra Dağdibi’nde yer alan şimdiki atölyesine geçmiştir. İlk olarak tuğla üretmiş ardından bunlarla çömlek fırınları inşa etmiştir. Ocakların inşasının tamamlanması ile çömlek üretimine başlamıştır.

Ortaya koyduğu ürünlerde, yakın çevreden temin ettiği kırmızı renkte toprakları kullanmaktadır. Bunun yanı sıra nadir olmakla birlikte sarımtrak topraktan da istifade eder. Bünyesinde çeşitli katkı maddeleri bulunan ve killi toprak grubunda yer alan bu malzemeler ilk olarak ısıtılarak kurumaya bırakılır. Ardından içindeki minarellerin iyice erimesi ve kalan havanın yok edilmesi için yoğrulma işlemine tabi tutulur.Yoğurma işlemi ile iyice incelenen harç, işlemek için hazır hale gelir.

 

Yapılacak ürünün boyutuna göre topaç olarak tabir ettiği bir parça hamuru şekillendirilmek üzere çark alır. Çömlekçi çarkı olarak bilinen bu araç, kendi şekillendirilmek üzere çarka alır. Çömlekçi çarkı olarak bilinen bu araç, kendi ekseni etrafında dönen dairesel formda ahşap malzemeli iki yatay aksamın, bir metre yükseklikte silindirik forma sahip bir direk yardımıyla birleştirilmesiyle meydana getirilmiştir. Altta bulunan yatay aksam ayak yardımıyla çevrilir. Bu uygulama üstteki parçayı da harekete geçirir ve  buraya alınmış topacın elle şekillendirilmesine başlanır. Şekillendirme sırasında yüzeyin düzgün olması için tarak olarak isimlendirilen ahşap araçtan istifade edilir. Eser birden fazla parçadan oluşacak ise sert ve yumuşak hamur birlikte kullanılır. Bunun temel sebebi sadece sert çamur kullanımının ürünü zayıflatması ve çatlamaya müsait kılmasıdır. Yapımı tamamlanan ürünler 2 ya da 3 hafta kurumaya bırakılır. Sürenin dolması ile fırında pişirme aşamasına geçilir.

Toprağın kazınması ile iki kat olacak şekilde tasarlanan fırının alt katında Ocak kısmı yer alır. Üst katı tamamlanmış ürünlerin pişirilmek üzere dizileceği birim oluşturulur. Fırınlar koni formunda üst örtüyle sonlanır. Yakacak olarak odunun kullanıldığı fırında, katları birbirinden ayırmak amacıyla kullanılan tabakaya delikleri açılarak ısının eşit bir şekilde dağılması sağlanır.

Pişirilen ürünlerin sağlam olması için sıcaklığın 850-900 derece arasında kalmasına dikkat edilir. Bununi için ateş aralıklı olarak odunla beslenir. Çömlek toprağının kararmaması için ısının 900 derece üzerine çıkmamasına özen gösterilir. Pişirim sonucunda kırmızı topraktan yapılan ürünler sarı, sarı topraktan yapılan kırmızı renk alır. Bazıları kendi renginde pişirilirken bazıları da seramik boyaları ile renklendirilir. Geçmiş yıllarda sırlı parçalar yani seramik de üretmiş olan ustamız, bugün sadece sırsız üretim gerçekleştirmektedir.

Küpler, güveç kapları, bardaklar, testiler, kumbaralar, bahçe süsleri, hayvan formunda çeşitli heykeller, saksılar yapılan ürünler arasındadır. Yörede çömlekçilik alanında faaliyet gösteren son sanatkar olan Muharrem Uluç, mesleğin zahmetli olması sebebiyle rağbet görmediğini ve en fazla on sene sonra kaybolmuş el sanatlarımız arasında yer alacağını belirtmiştir.

Kaynakça

Taş, E. (Aralık 2021). Somut Olmayan Kültürel Miras Kapsamında Sakarya El Sanatları ve Ustaları. Efe Akademi Yayınları.