Adapazarı Musiki ve Bestekarları

Şehrimizdeki kültürel zenginlik, müzik çeşitliliğini bünyesinde barındırmaktadır. Her köyün, düğün ve festival gibi özel günlerde icra ettiği kendine özgü müzik kültürü, şehrimizin müzikal mirasını zenginleştirmektedir. Cümbüş, ud, klarnet, davul ve keman gibi enstrümanlar, şehrimizin tanınmış enstrümanları arasındadır ve bu enstrümanlar genellikle “ince takım” olarak adlandırılan çalgı grubunu oluştururlar. Bağlama, müzik kültürümüzde önemli bir yere sahip olmasına rağmen Sakarya’da cümbüş daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca akordeon ve kemençe gibi enstrümanlar da zamanla müzik kültürümüzün ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.

Yöresel ezgiler, ustaların çıraklarına aktardığı geleneksel uygulamalarla kuşaktan kuşağa aktarılmaktadır. Sakarya Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ve Sakarya Musiki Derneği, eğitim faaliyetlerinin yanı sıra düzenledikleri konserlerle şehrimizin sanat hayatında önemli bir rol oynamaktadır. Ziya Taşkent Konser Salonu ve Sakarya Üniversitesi Kongre Merkezi ise yıl boyunca farklı türlerde müziğin şehirle buluştuğu önemli mekânlar arasındadır.

Sakarya’daki şehir belediyeleri, kent orkestraları aracılığıyla usta müzisyenleri bir araya getirerek müzikal etkinliklere katkıda bulunmaktadır. Şehrimizin ilk amatör bando takımı 1916 yılında kurulmuş olup, daha sonra 1954 yılında belediye bandosu adını almıştır. Bu bandoya daha sonra mehteran da eklenmiş ve günümüzde Sakarya Kent Orkestrası adı altında faaliyet göstermektedir.

Sakarya, Türk müziğinin geniş bir yelpazesini sunan diğer Türk kasabaları gibi her tür müziği barındırmaktadır. Müzik eğitimi ve icrası 1920’lerden itibaren düzenli hale gelmiş olup, Selahattin Kandemir’in önderliğinde Sakarya’da müzik çalışmaları sistematik bir şekilde yürütülmüştür. Adapazarı Türk Musikisi Derneği gibi kurumlar, müzik eğitimine katkıda bulunmuş ve şehrin müzikal hayatını zenginleştirmiştir.

Adapazarı’da müzik eğitimi alanında önemli kurumlar bulunmaktadır. 1986-1987 öğretim yılında Erdinç Şumen’in kurucu kurulunda yer aldığı ve dönemin Belediye Başkanı Erkal Etçioğlu’nun girişimiyle milli kültüre hizmet amacıyla kurulan “Adapazarı Belediye Konservatuarı”, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Çalgı Yapım ve Drama bölümlerinden oluşmaktadır. Bu kurumun öne çıkan özelliği, Türkiye’de tanınmış profesörlerin öğretim görevini üstlenmesidir. Bekir Sıtkı Sezgin, Haydar Sanal, Ümit Gürelman gibi isimlerin yer aldığı öğretim kadrosu, kaliteli eğitimi temin etmektedir.

Sakarya Musiki Derneği ise Pazartesi ve perşembe günleri faaliyetlerine devam etmekte olup, musiki gecelerini Erdoğan Akkanat gözetiminde düzenlemektedir. Derneğe uzun yıllardır üye olan Naci Şenkardeşler, Cevat Kartal ve Kemâl Ersin gibi isimler, müziğe verdikleri katkılarla tanınmaktadır. Müzik Topluluğu’na katılan sayısız saz ve koro üyesi, derneğin etkinliklerine değer katmaktadır.

Sakarya, Türk müziğinin geniş bir yelpazesini sunan diğer Türk kasabaları gibi her tür müziği barındırmaktadır. Müzik eğitimi ve icrası 1920’lerden itibaren düzenli hale gelmiş olup, Selahattin Kandemir’in önderliğinde Sakarya’da müzik çalışmaları sistematik bir şekilde yürütülmüştür. Adapazarı Türk Musikisi Derneği gibi kurumlar, müzik eğitimine katkıda bulunmuş ve şehrin müzikal hayatını zenginleştirmiştir.

Adapazarı’da müzik eğitimi alanında önemli kurumlar bulunmaktadır. 1986-1987 öğretim yılında Erdinç Şumen’in kurucu kurulunda yer aldığı ve dönemin Belediye Başkanı Erkal Etçioğlu’nun girişimiyle milli kültüre hizmet amacıyla kurulan “Adapazarı Belediye Konservatuarı”, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Çalgı Yapım ve Drama bölümlerinden oluşmaktadır. Bu kurumun öne çıkan özelliği, Türkiye’de tanınmış profesörlerin öğretim görevini üstlenmesidir. Bekir Sıtkı Sezgin, Haydar Sanal, Ümit Gürelman gibi isimlerin yer aldığı öğretim kadrosu, kaliteli eğitimi temin etmektedir.

Sakarya Musiki Derneği ise Pazartesi ve perşembe günleri faaliyetlerine devam etmekte olup, musiki gecelerini Erdoğan Akkanat gözetiminde düzenlemektedir. Derneğe uzun yıllardır üye olan Naci Şenkardeşler, Cevat Kartal ve Kemâl Ersin gibi isimler, müziğe verdikleri katkılarla tanınmaktadır. Müzik Topluluğu’na katılan sayısız saz ve koro üyesi, derneğin etkinliklerine değer katmaktadır.

Bestekarlarımız

Udı Emre Hrant KENKULİAN (1901- 29 Ağustos 1978)

Emre Hrant, 1901 yılında Adapazarı’nda doğmuş, Türk vatandaşı bir Ermeni kökenli sanatçıdır. Babası Marangoz Karabet Efendi, Karaağaçdibi’nden gelmektedir. Doğuştan görme engelli olan Hrant, ailesiyle birlikte 1917 yılında Konya’ya ardından da İstanbul’a taşınmıştır. İstanbul’da, adı belirlenemeyen bir müzisyen tarafından ud hediye edilmesiyle müzik hayatına adım atmıştır. İlk başlarda kendi kendine çalışan Hrant, daha sonra usta müzisyenlerden dersler alarak ud çalmayı ilerletmiştir. On yedi yaşında iken Hicaz ve Hüzzam makamlarında yaptığı taş plak kayıtlarıyla tanınmaya başlayan Hrant, saz ve söz çevrelerinde aranan bir sanatçı haline gelmiştir. Özellikle taksimlerindeki ustalığıyla Türk Müziğine önemli katkılar sağlamıştır. 1934 yılında ilk bestesini yaparak bestekâr olarak da adını duyurmuştur.

1950 yılında göz tedavisi için gittiği Amerika’da sonuç alamayan sanatçı, “Hastayım Yaşıyorum” adlı şarkısıyla klasikler arasında yer edinmiştir. Udi Hrant’ın birçok bestesi Columbia Şirketi tarafından kendi sesinden plağa alınmıştır. ABD, Ortadoğu ve Ermenistan’da konserler veren Hrant’ın en bilinen eserleri arasında “Hastayım Yaşıyorum” (Hicaz), “Gel Nazlı Güzel” (Hicaz) ve “Söyle Ruhum Sevdan Beni Kaç Yıl Yakacak” bulunmaktadır. Sanatçı, 29 Ağustos 1978’de vefat etmiş ve İstanbul Şişli Ermeni Mezarlığı’na defnedilmiştir. Udi Hrant, Türk müziğine ve ud çalım geleneğine yaptığı katkılarla unutulmaz bir sanatçı olarak anılmaktadır.

Udi Hrant
Udi Hrant Repertuarı

Agopos ALYANKAN (1875-1964)

1875 yılında Adapazarı’nda doğdu. Ermeni asıllı bir Türk vatandaşı olarak Kömürpazarı semtinde büyüdü. Kemânî ve hânendedir. Uzun süre Adapazarı Ermeni Kilisesi’nde okuyuculuk yaptı. Birçok bestesinden günümüze ulaşabilen sınırlı sayıda eseri vardır. En meşhuru “Unutamam Seni Ben, Kalpte Sonsuz Acısın” şarkısıdır. Merhum Zeki Müren İstanbul’a ilk geldiğinde Agopos ‘tan musiki dersleri almıştır. Türk Fasıl Musikisinin yok olmaya mahkûm pek çok eseri, onun gayretleriyle kayıt altına alınmıştır. Fasıl musikisine dair defterleri öğrencisi Serhanende Nurettin Çelik Bey tarafından günümüze ulaştırılmıştır. 1964 yılında Balıklı Rum Hastanesinde vefat eden Alyanakyan ‘ın naaşı İstanbul’da defnedilmiştir. 

MAKAMŞARKI ADIGUFTEKARUSUL
Şehnaz MeçhulSengin Semâî
Ah etmek için tenhâ mekân özlüyorum ben
HüzzamBırakıp bizleri mahzûn u mükedder o melekMeçhulAğır Aksak
 Derd-i gamla geçti ömrüm dâima bî-neş’eyimMeçhulAğır Aksak
Şedd-i Araban
MahurGeçti eyvah bir hayâl oldu saadet demleriMeçhulAğır Aksak
HüzzamYeter gayrı âşıka bunca cefâMeçhulDüyek
SegâhBirlikte geçen günleri mümkün mü unutmakMeçhulTürk Aksağı
RastBakma cânân kusuruma ülfet etsen sen banaMeçhulCurcuna

Yesari Asım ARSOY (6 Ağustos 1900- 19 Ocak 1992)

Asıl Adı Mustafa Asım Arsoy olan bestekâr, 1900 yılında Osmanlı toprağı (bugün Yunanistan) Drama ‘da doğdu. Sol elini kullandığı için Yesari (solak) lakabını aldı. Yesari Asım, orta öğrenimini tamamladıktan sonra ailesi 1917 yılında ise Adapazarı’na yerleşti. İlk müzik derslerini Adapazarı’nda Recai Moro Bey’den aldı. Önce bağlama, sonra ud öğrendi. İstanbul ve İzmit’te değişik işlerde çalıştı. İzmit’te bulunduğu yıllarda Fehmi Tokay ve Zeki Arif Ataergin’den yardımlar gördü, müzik çevrelerine girerek çok sayıda müzisyenle tanışma ve çalışma fırsatı buldu. 1930’larda beste yapmaya başlayan Yesari Asım, sözlerini de genellikle kendisi yazmıştır. 1954 yılında kısa süre İstanbul Radyosu’nda çalışan bestecinin günümüze ulaşan eserleri yaklaşık 250 tanedir. Unutulan ya da gün ışığına çıkmayan çok eserinin olduğu tahmin edilmektedir. Eserlerinden örnekler, Hüzzam makamı: “Yar yolunu kolladım”, ” Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır”, “Dün gece bir şuhun bezmine gittim”, “Zamanla belki geçer”, Uşşak makamı: ” Bir çapkın elinde oyuncak oldum”, ” Bir ince fidansın”, ” Bu yaz geçen günlerimiz hatırımdan çıkmasın”, “Menekşe gözler hülyalı”, Hicaz makamı: “Yar saçların lüle lüle”, “Adalardan bir yar gelir bizlere”, Hicaz makamı: “Sazlar çalınır Çamlıca’nın bahçelerinde”, “Akasyalar açarken”, Suzinak makamı: “Ayrı düştüm sevgilimden”, Nihavend makamı: “Sahilde o hoş buseleri”, Rast makamı: “Perişah saçların”, Sultaniyegâh makamı : “Biz Heybeli’de her gece”. Türk müziğinin en büyük ustalarından Yesari Asım Arsoy, 19.01. 1992 tarihinde vefat etti.

Eseri Asım Arsoy

Ziya Taşkent

Ziya Taşkent, 1932 yılında Adapazarı’nda doğmuş bir sanatçı ve müzik adamıdır. Eğitim hayatına doğduğu şehirde başlayan Taşkent, ilk ve orta öğrenimini Adapazarı ve Pendik Ortaokulu’nda tamamlamıştır. Lise eğitimine devam etmek amacıyla İstanbul’a taşınan Taşkent, Kabataş Lisesi’nde öğrenim görmüş ve ardından Ankara Gazi Lisesi’nden mezun olmuştur.1953 yılında Ankara Radyosu’nun düzenlediği sınavı kazanarak Radyo Sanatçılığı kariyerine adım atan Taşkent, 1953-1999 yılları arasında bu görevini başarıyla sürdürmüştür. Sahne performanslarına ise 1967 yılında başlamış ve müzik dünyasında kendine önemli bir yer edinmiştir. 1973 yılından itibaren Ankara Radyosu’nda koro yönetmenliği de yapmıştır.

Ziya Taşkent’in sanat hayatı boyunca birçok gazete ve kuruluştan Yılın Sanatçısı ödüllerine layık görülmüştür. Besteci kimliği ile de tanınan Taşkent’in repertuarında yüzün üzerinde beste bulunmaktadır. “İzinde Dolaşır Bulamam”, “Dinmiyor Hiç Bu Akşam” (Hüzzam), “Rüzgâr Susmuş Ses Vermiyor Nedendir” (Hüzzam), “Bir Sabah İstiyorum”, “Gücüme Gidiyor Böyle Yaşamak” (Uşşak), “Ne Gelen Ne Soran Var, Acı Geçti Günlerim” (Hicaz) gibi eserler Taşkent’in en bilinen besteleri arasındadır.

Ne yazık ki, 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen depremde eşi, kızı ve iki torunuyla birlikte Yalova’da hayatını kaybeden Ziya Taşkent, Ankara’da Kocatepe Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Ankara Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedilmiştir. Sanatçının müzik dünyasına kazandırdığı eserler ve emekleri, Türk müzik tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Taşkent’in müzik dünyasındaki başarıları arasında, güftesi aynı zamanda Adapazarlı olan söz yazarı Halit Çelikoğlu’na ait 1990 yılından “Rüzgâr Susmuş Ses Vermiyor Nedendir” adlı bestesiyle kazandığı TRT Müzik Ödülleri ikinciliği de bulunmaktadır. Ziya Taşkent, Türk müzik kültürüne yaptığı katkılarla ve unutulmaz eserleriyle her zaman hatırlanacak bir sanatçı olarak anılmaya devam edecektir.

Ziya Taşkent

Coşkun ERDEM (1938-2016)

1938 yılında Bursa Gemlik’te doğdu. Ailesinin Adapazarı’na yerleşmesi üzerine eğitimini Adapazarı’nda sürdürdü. Adapazarı Musiki Cemiyetinde İsmail Safa Olcay yönetiminde müzik eğitimi aldı. Daha sonra İstanbul’a yerleşen Erdem, müzik eğitimini Üsküdar Musiki Cemiyetinde sürdürdü. İki yıl Çakıl Gazinosundaki şarkıcılığının ardından, ses sanatçılığına son verip kanuni olmaya karar verdi. Sahnelerde ünlü sanatçılara kanun çalmasının yanında aralarında “Kader Böyleymiş”, “Maziyi Unutma”, “Gönül Ferman Dinlemez”, “Garibin Derdinden Garipler Anlar “ın da bulunduğu 50’nin üzerinde besteleriyle ünlendi. Elli yılı aşkın süredir sahnelerde kanun çalan Coşkun Erdem, bir kanun virtüözü olarak tanınıyor.

 

Coşkun Erdem

İbrahim Erdinç ŞUMNU (1939- ?)

İstanbul Şehremini’nde uzun yıllardır yaşayan ve müzik alanında önemli eserlere imza atan İ. Erdinç Şumnu, 1939 yılında Adapazarı’nda dünyaya gelmiştir. Eğitim hayatına Sabiha Hanım İlkokulu ve Adapazarı Merkez Ortaokulu’nda başlayan Şumnu, daha sonra Kabataş Erkek Lisesi’nde yatılı olarak eğitimine devam etmiş ve İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuştur.Kariyerine memurluk yaparak başlayan Şumnu, daha sonra öğretim görevlisi olarak görev almış ve ticaretle de uğraşarak geçimini sağlamıştır. Müzik alanındaki yeteneği ve tutkusuyla ön plana çıkan Şumnu, 1985 yılında Adapazarı Belediyesi Konservatuarı’nı kurmuş ve müdürlüğünü üstlenmiştir. Aynı zamanda 1997 yılında Adapazarı Tarihi Türk Müziği Topluluğu’nu kurarak yönetmiş ve bu alanda önemli çalışmalara imza atmıştır.

İ. Erdinç Şumnu’nun yaklaşık yirmi bestesi bulunmaktadır ve güfteleri de kendisine aittir. “Mevsim sonu artık, her ümit kayıp” (Bestenigâr), “Gülden yana hiç buy-i vefâ yok kaderimde” (Hüzzam), “Bu cefâya bilemem hangi suçum attı beni” (Nihavend), “Sendedir gönlümün çaresi sende” (Mâhûr), “Sana vermek istediğim her şeyimi yıllar aldı” (Evcara) gibi eserleriyle Türk müziğine önemli katkılar sağlamıştır. Ayrıca, ünlü şair Necip Fazıl’ın “Senden senden hep senden, akisler aynalarda” şiirini Hüseynî makamında ilahi olarak bestelemiştir.Bestekârlığının yanı sıra güzel sesi ve temiz icrasıyla klasik eserlere ayrı bir ruh kazandıran Şumnu, başta tanbur olmak üzere birçok enstrümanı çalmaktadır. Tarih felsefesi, deneme ve şiir alanlarında da eserler veren Şumnu, çok yönlü bir sanatçı olarak tanınmaktadır. Türk müziğine ve kültürüne yaptığı katkılarla önemli bir yere sahip olan İ. Erdinç Şumnu, sanat hayatına devam etmektedir.

Kitapları: Fatih-I (1991), Fatih-II (1995), Sömürgeciliğin Tarihi (1991), Yavuz Sultan Selim-I (1991), Yavuz Sultan Selim-II (1992), Hatıralar (1997). Yazdığı dergiler: Zafer, Irmak.

Ataman HAKMAN (Mart 1949-?)

Mart 1949’da Adapazarı’nda dünyaya geldi. Bağlama ve gitar çalmayı öğrendi. 1964’te Vefa Lisesi’nde kurulan Volkanlar Orkestrası’nda sahneye çıkmaya başladı.

Orkestra bir yıl sonra Şehzadebaşı Kulüp Sineması’nda filmlerden önce günde beş defa şova çıktı. Elemanların yeterli sayıda enstrümanı olmadığını gören sinema idaresi, onlara kuyruklu piyano ile kontrbas aldı.

Beatles ile Animals parçaları seslendiren ekipte Taner Öngür (kontrbas), Rasim Ulusman (gitar), Ataman Hakman (gitar), Tezer ve Tuncay Dürüm kardeşler (vokal), Naim Koca (davul) gibi isimler yer aldı. Orkestra 1965’te İstanbul Radyosu’nda program yapmıştı

Bekir Sıtkı SEZGİN (1 Temmuz 1936- 10 Eylül 1996)

Türk musikisinde klasik üslûbun en önemli temsilcilerinden biridir. Bekir Sıdkı Sezgin, 1 Temmuz 1936 tarihinde İstanbul’da Şehremini semtinde doğmuştur. Üç buçuk yaşında “Hıfz”a başlamış ve beş yaşında tamamlamıştır. İlkokul öğrenimi süresince babası Hâfız Hüseyin Efendi’den Kur’an tilâveti ve Kur’an ilimleri dersleriyle mevlid, ilâhi, durak, şugul, tevşîh, na‘t, kaside, ezan gibi dinî mûsiki form bilgilerini almaya devam etti. Ortaokulun son sınıflarına kadar özel musiki eğitimi aldı ve dini musikimizin her formuna ait eserler meşk etti, az çok bilgi sahibi oldu. Bu dersler babası tarafından yeterli bulunmadı ve mevlidhan Hafız Mecid Sesigür, Laleli Camii Başmüezzini Hafiz Numan, Nuruosmaniye Camii İmamı Hafiz Hasan Efendi’den na’t, mevlid, Ezan, talim, mahrec-i huruf dersleri aldırttı. Toplum içinde ilk icra denemesini 10 yaşında iken cami kürsüsüne çıkarak mevlidin “Tevhid Bahri”ni okuyarak yapan Sezgin, aile ve dost meclislerinde bildiği eserleri okuyarak takdir edilirdi. Bir ara Adapazarı Belediye Konservatuarı’nda da öğretim üyeliği yapan Sezgin’in Türk Mûsikisi Devlet Konservatuvarı’ndaki son görevleri Ses Eğitimi ve Temel Bilimler bölümlerindeki repertuvar ve üslûp, Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisans programında dinî mûsiki eğitimi dersleri hocalığıdır.

Varol HÜCÜPTAN

Türk müziği bestekarı ve orkestra şefidir. 1935 yılında Adapazarı’nda doğan Hücuptan, müzik eğitimini İstanbul Devlet Konservatuarı’nda tamamlamıştır. Klasik Türk müziği alanında birçok eser bestelemiş ve Türk müziğine önemli katkılarda bulunmuştur. Ayrıca, birçok ünlü sanatçıya da aranjmanlar yapmış ve onların albümlerinde çalışmıştır. Varol Hücuptan, Türk müziği alanında önemli bir isim olarak tanınmaktadır.

Rauf YEKTA (27 Mart 1871- 8 Ocak 1935)

1871 yılında Adapazarı’nda doğan Rauf Yekta, Osmanlı dönemi bestekarlarından biridir. Türk müziği alanında birçok eser vermiş ve Türk müziğinin gelişimine katkıda bulunmuştur.

Kaynakça

  • Irmak, Mustafa nafiz, Türk musikisi bestekarları külliyatı, İstanbul,1963.
  • Rona, Mustafa, 50 yıllık Türk Musikisi : Bestekarları ve besteleri güftelerile, Türkiye Yayınevi, İstanbul, 1960.
  • Sözer Vural, Müzik ve Müzisyenler Ansiklopedisi A-L, Remzi Kitabevi, İstanbul 1986.
  • Mete, Ayşegül. “MEVLEVÎ MÛSİKİŞİNASLAR (XVIII. YÜZYIL)”. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 20/38 (Aralık 2018), 165-199. 
  • Akkuş, Mustafa Asım. “Cumhuriyet Dönemi Cerrâhî Bestekârlar”. Marife Dini Araştırmalar Dergisi 23/2 (Aralık 2023), 471-496.
  • https://www.yenisakarya.com/fahri-tuna-adapazarli-bestekarlar
  • https://www.eksd.org.tr/ismail-safa-olcay/
  • https://www.sinemamuzik.com/detay/ataman-hakman-gitar
  • https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/mustafa-yesari-asim-arsoy-1896-1992/?pdf=3933
  • https://www.peramuzesi.org.tr/Images/pdf/ajanda/bekir-sidki-sezgin-hakkinda.pdf